Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Nerden çıktı bu 'hükümet üyeleri'?

Geçtiğimiz günlerde CNN TÜRK'te Aykırı Sorular'da Enver Aysever'in konuğu olan Yeni Şafak gazetesi yazarı Salih Tuna, bugünkü köşe yazısında 'Hükümet' ve 'üyeleri' ifadesini kullanmadığını yazdı.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-08 17:42:39

Nerden çıktı bu 'hükümet üyeleri'?
TİMETURK / Haber Merkezi

İşte Salih Tuna'nın o yazısı!


'Hükümet' ve 'üyeleri' kelimelerini yan yana kullandığım bir cümle kurmadım şimdiye değin.

Lakin…

Haber sitelerine bakacak olursanız, bir televizyon programında, 'Suriye konusunda bir iletişimsizlik yaşanıyor ve hükümet üyeleri bu konuyu tartışmak istemiyor..' demişim.

Vay canına!

Haberi okuyunca, farkında olmadan ne acayip konuşmuşum dedim, ve haliyle dizlerimi dövdüm.

'Hükümet üyeleri' terkibine nasıl imza atmışım merakıyla da söz konusu programı tekrar izledim.

Baktım, öyle bir şey söylememişim.

Atlamış olmayayım düşüncesiyle birkaç kez kontrol ettim, sonuç değişmedi.

Kimi haber siteleri de mahut haberden hareketle şu manşeti atmış: 'Salih Tuna: Hükümeti Suriye'de Yetersiz Buluyorum!'

İyi de, benim bundan niye haberim yok.

Söylediğim şuydu: En zıt görüşleri hararetli bir şekilde tartışan ve bundan (düşünce planında) 'enerji' üreten bizim camiada, Suriye konusunda bir iletişimsizlik, daha da kötüsü, farklı görüşlere tahammülsüzlük baş gösterdi.

Hulasa, içinden hükümet veya iktidar veya AK Parti geçmeyen bir ifadeydi.

Anlaşılan o ki, kimi televizyon programları PR belasına hazırladıkları haber metnini sosyal medyaya gönderiyorlar, sosyal medya da bu haberi hiç sorgulamadan, kim ne demiş bakmadan, habere konu edilen videoyu bile izlemeden aynen yayımlıyor.

Mesela şu ifade: 'Suriye'de yaşanan son olaylardan sonra, tehlikenin büyüklüğünün bir kez daha ortaya çıktığına değinen Salih Tuna, ülkede Taliban ve El-Kaide gibi örgütlerin güç sahibi olarak, Esad karşıtı hareketin bir parçası gibi katliamlara girişebileceğini söyledi..'

Habere bakacak olursanız, Esad'ın onca katliamı dururken, biz tutmuş 'muhalifleri' teşrih masasına yatırmışız.

Halbuki alakası yok.

28 çocuğun katledilmesi üzerinden 'Suriye direnişinin' sorgulanmasına yönelik bir soruya verdiğim cevapta, bu tarz eylemlerin 'direnişi' tanımlayamayacağını ihsas ettim.

Dedim ki: 'Esad'ın muhaliflere karşı yaptığı katliamlar dile getiriliyor ama senin de dile getirdiğin durumlar var ve bunlar da kapatılacak gibi değil. Herkesin gördüğü bildiği durumlar. El Kaide'nin de orda rol almaya çalıştığı biliniyor. Ama Esad rejimi sürgit bir 12 Eylül rejimi gibidir, ve bu rejim değişecektir..'

Soru da ortada, cevap da. Merak edenler internetten izleyebilir.

Kısacık bir haberde bu kadar hata yapılınca orda burda fırsat kollayan bir yığın ağzı bozuk dangalak da Suriye'deki direnişi 'değerlendirdiğimi' sanarak çemkirmiş.

O değil de, ben o 'hükümet üyeleri' ifadesine taktım.

Hayır yani, fakirden talebiniz 'hükümet' eleştirisiyse, isteyin göndereyim; fabrikasyona gerek yok ki.

Kusura bakmayın ama sizden korktum; bir meslektaşınıza bunu yapıyorsanız, başkalarına neler yapmazsınız!

Haber Ara