Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.975,32

Bist

10.125,46

Hüda-Par'ın rakibi BDP mi, AK Parti'mi?

Özel bir televizyon kanalında kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Hür Dava Partisi sözcüsü Said Şahin, Hizbullah Cemaati yapısının partileşmediğinin altını çizerek, 'Hizbullah Cemaati parti kurmuyor. Belki şu denilebilir; geçmişte Hizbullah Cemaati'nden suçlanıp ceza alanların da içinde olduğu kişilerden oluşan bir partileşme süreci yaşanıyor.' yanıtını verdi. Kurulan partinin esas rakibinin BDP olduğu ifade edildi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-06 12:45:17

Hüda-Par'ın rakibi BDP mi, AK Parti'mi?
TIMETURK / Haber Merkezi

Haber Türk'te Didem Arslan Yılmaz'ın sunduğu "Türkiye'nin Nabzı" programının İstanbul'daki stüdyo konukları Hüda-Par sözcüsü Said Şahin, araştırmacı-yazar Faik Bulut ile gazeteci-yazar Nevzat Çiçek olurken, programa Prof. Dr. Mehmet Özcan Ankara'dan, kapatılan Mustazaf-Der genel başkanı Av. Hüseyin Yılmaz ise Diyarbakır'dan katıldı.Programda yeni kurulan Hüda-Par masaya yatırıldı

"Hizbullah Cemaati parti kurmuyor"

Yaklaşık 5 dakika süren giriş konuşmasının ardından konuklarını tanıtan program sunucusu ilk olarak Said Şahin'e, "Herkesin merak ettiği çok soru var. Süreci şöyle bir özetlemeye çalıştım. Aslında cinayetlerle özdeşleşmiş bir hareketten söz ediyoruz. Konca Kuriş’ten Gaffar Okan’a kadar. Gerçekten silahı bıraktınız mı veya silahtan siyasete nasıl geldiniz?" şeklinde soru yöneltmesi üzerine, sürecin yanlış özetlendiğine dikkat çeken Şahin, bunun düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.

Yapılan özetin medyanın kamuoyunu yönlendirmek için günümüze kadar getirdiği birikimden hareketle hazırlandığını belirten Şahin, "Bir defa şuna dikkat çekmek lazım. Partileşen Hizbullah’ın yapısal olarak partileşmesi değildir. Belki şu denilebilir; geçmişte Hizbullah Cemaati'nden suçlanıp ceza alanların da içinde olduğu, fakat bunun dışında 2000 sürecinden sonra dernek faaliyetleriyle birlikte olduğumuz pek çok insanın aynı düşünce etrafında beraber olduğumuz insanların çoğunlukta olduğu kişilerden oluşan bir partileşme süreci yaşanıyor.''

"Hizbullah adına da birileri konuşmalı"

Eğer Hizbullah’ı konuşacaksak, gazeteci kimliğimle, geçmişte Hizbullah’tan suçlanmış, ceza almış ve cezasını çekip çıkan biri olarak –bu konuda kendimi zulme uğramış olanlardan görüyorum- bu konuyu konuşmak isterim. Artık Hizbullah adına da birileri konuşmalı. Devletin, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana yüz binleri bulan katliamları varsa, PKK’nın on binleri bulun öldürmeleri varsa, birileri çıkıp PKK’yı konuşup savunuyorsa, Hizbullah’ın onları bulan cinayetlerine dair kimse kalkıp diyemez ‘Hizbullah’ı kimse konuşmasın’. Birileri Devleti, Dersimlere rağmen, Zilanlara rağmen, belki de çocuk katliamlarına rağmen, aynı şekilde PKK’nın da çocuk katliamlarına rağmen, -dikkat edin tarihin seyri içerisinde Hizbullah’ın çocuk öldürdüğüne dair bir bulgu yoktur- savundu, ancak maalesef kimse çıkıp bugüne kadar Hizbullah’a dair gerçekleri masaya yatıramadı. Ayrıca bu ülkede her şeye rağmen birileri siyaset yapabiliyorsa, Hizbullah’ın da bu hakkı olabilir." şeklinde konuştu.

"Kişi kendini nasıl tanıtıyorsa o şekilde kabul edilmelidir"

Şahin'den sonra Hüseyin Yılmaz'a, "Madem Hüda-Par Hizbullah’ın partileşen yapısı değil, o halde akıllara, örgüt silahlarını bırakmadı, bir yerlere gömdü ve zamanı gelince tekrar çıkarak mı? Ne dersiniz Hüseyin bey" yorum gibi soruya, Yılmaz da programın giriş bölümünde yapılan sunumu eleştirerek söze başladı. Yılmaz, partileşme sürecine girdikleri bir dönemde eğer her programda Haber Türk’ün yaptığı gibi sunumları hoş karşılamayacaklarını belirtti. Programcıların konuklar kendilerini nasıl tanımlıyorsa öyle kabul etmeleri gerektiğini hatırlatan Yılmaz, “İnaşallah karşılıklı iyi niyet içerisinde Türkiye kamuoyuna kendimizi tanıtacağız. Kimiz, neyiz, ne istiyoruz, amacımız nedir, Türkiye siyasetine neyi katmayı hedefliyoruz? Kamuoyu bizi takip ettiğinde bu soruların cevabını alacaktır" dedi.

"Hizbullah 2002'de silahı bırak"

Sözlerine Hizbullah Cemaati’nin 2002’de silahı bıraktığını deklere ederek sürdüren Yılmaz, bunun bu şekilde algılanması gerektiğini söyledi. Silah bırakmanın karinesinin eylem olmaması olduğunu belirten Yılmaz, Hizbullah’ın 10 yıl içerisinde hiç kimse tek bir fiske vurmadığına dikkat çekti. Yılmaz, Türkiye kamuoyunun ve devletin bunu bu şekilde kabul etmesi lazım geldiğini dile getirdi.

"Devlet Hizbullah’ı “terör örgütü” listesinden çıkarmalıdır"

Hükümetin PKK'ye yaptığı, silah bırakmaları durumunda siyaset yapabilecekleri çağrısını anımsatan Yılmaz, "Bırakın BDP'nin siyaset yapabilmesini, PKK'ye dahi siyaset yapabileceğinin konuşulduğu bir sürece gelinmişse, 10 yıl önce silahı bırakmış bir yapıya siyaset yapabilme şansı verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Devlet Hizbullah’ı “terör örgütü” listesinden çıkarmalıdır."çağrısında bulundu.

Çiçek:Menzil'den partileşmeye giden bir süreç sözkonusu


Programda Timetürk Genel Yasyın Yönetmeni Nevzat Çiçek'te dünyanın he yerinde olan sivilleşmeden Mustazaflar Haretketi'nin de etkilendiğini ifade ederek, bu durumun başarılması durumunda bunun yeni bir model olacağını ifade etti. Bölgede sivilleşmenin esas olarak 1999-2004 yılları arasında PKK'nın tek taraflı ateşkes döneminden itibaren başladığını ifade eden Çiçek, bu dönemde Cumhuriyet tarihi boyunca vakıf ve derneklerin kuruldğuna dikkati çekti. Hizbullah'ın 2002 yılından beri silah kullanmadığının altını çizen Çiçek, esas problemin burada Hizbullah'ın yöntem olarak silahı bıraktığını ifade etmediğini bunu da PKK'nın silah bırakmasına şart koştuğunu söyledi.

Menzil-İlim çatışmasından, Hizbullah'a, Hizbullah'tan sivil toplum kuruluşlarına oradan da partileşmeye giden bir sürecin olduğunu ifade eden Çiçek, esas olarak sorulması gerekenin bu partiye neden ihtiyaç duyulduğunun sorgulanması gerektiğini ifade ederek, "PKK, kitleleşme boyutunu parti ile yaptı, Mustzaflar da  kitlelşme boyutunu parti ile yaparak daha geniş tabanlara yayılmak istiyorlar. Bu anlamda bu sivilleşme ve partileşme çalışmalrını destekliyorum. Parti programı önümüze gelmediği için şuan sağlıklı bir değerlendirme yapamıyoruz ama bu partinin esas hadefei Kürt İslamcılarının sesi olma yolunda. Partileşerek bunu tescil ettirmek istiyorlar. Bu partinn esas rakibi AK Parti değil BDP'tir. Çünkü parti ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu'da örgütleniyor ve Kemalizm ve Apoizmden mağdur halkı hedeflediğini ifade ediyor. Genllikle taşradan ve alt gelir grubundan oy alacaklarını tahmin ediyorum" dedi."  (Timetürk-Hürsedahaber)



Haber Ara