Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

AİHM Türkiye'yi mahkum etti, Zamanaşımı istendi

AİHM'in 'Yaşam hakkı ve işkence yasağı ihlali var' diyerek Türkiye'yi 798 bin euro tazminata mahkum ettiği cezaevi operasyonuyla ilgili açılan davada, savcı suçlamaların zamanaşımından düşmesini talep etti.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-06 16:45:26

AİHM Türkiye'yi mahkum etti, Zamanaşımı istendi
TIMETURK / Haber Merkezi

Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nde 24 Eylül 1996'da 10 mahkumun dövülerek öldürülmesinin ardından açılan davada savcı mütalaasını verdi ve sanıklar hakkında zamanaşımı uygulanarak dosyanın düşürülmesini istedi.

Operasyonda, gardiyanların saldırısı sonucu mahkumlar cop, demir çubuk, kalas ve çivili sopalarla dövüldü ve uzun süre işkence gördü.

PKK davası mahkumları Mehmet Nimet Çakmak, Rıdvan Bulut, Edip Derikçe, Erkan Perişan, Hakkı Tekin, Ahmet Çelik, Mehmet Kadri Gümüş, Cemal Çam, Mehmet Aslanve Kadir Demir öldürüldü, 24 kişi yaralandı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye'yi, yaşam hakkı ile işkence yasağını ihlal ettiği ve operasyonu etkin şekilde soruşturmadığı için, Mayıs 2010'daki kararıyla toplam 798 bin euro (yaklaşık 1 milyon 870 bin TL) tazminat ödemeye mahkum etti.



"SANIKLARI KURTARMAK İSTİYORLAR"

Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, aralarında rütbeli asker ve polis amirlerinin de bulunduğu 29'u asker, 36'sı polis, biri cezaevi doktoru, ikisi cezaevi müdürü, dördü de infaz koruma memuru toplam 72 sanık, katliamın sorumluları olarak yargılandı.

10 yıl süren yargılama 27 Şubat 2006'da sonuçlandı. Mahkeme heyeti üç sanığı beraat ettirirken 62 sanığı çeşitli hapis cezalarına çarptırdı.

Ancak sanıklar, suçun 23 Nisan 1999 öncesinde gerçekleşmesi nedeniyle, 4616 sayılı Şartla Salıverme ve Cezaların Ertelenmesi Kanunu'ndan yararlanarak tahliye oldular.

Dosyayı inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise, kararın esastan bozulmasını istedi. Yargıtay da savcılığın görüşüne uyarak şu sebeplerle kararı bozdu:

"Otopsi raporlarında görüleceği gibi ölenlerin yüz, kafa ve göğüs gibi bölgelerinde hayati organ ayrımı yapılmaksızın çok sayıda darbe ile darp edilmeleri sonucu 10 kişinin ölümüne sebebiyet verip, eylemin bu biçimiyle failin kim olduğu belli olmayacak ve toplumun ortak vicdanını hiçbir zaman onaylamayacağı tarzda, vahşi bir eğilim sergileyerek ve canavarca bir hisle meydana geldiği anlaşılmıştır."

Yargıtay, sanıkların müebbet hapisle cezalandırılmalarını isteyerek dosyayı 2007'de mahkemeye gönderdi.

Taraf gazetesinin haberine göre, yeniden görülen davanın 4 Aralık'taki duruşmasında, savcı mütalaasını okudu.

Savcılık, bazı sanıkların beraatına karar verilmesini isterken kamu davası açılan başgardiyan ve ağır yaralıyı hastaneye değil başka cezaevine gönderen doktorun da aralarında bulunduğu sanıklar hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesini istedi.

Davanın müdahil avukatlarından Mesut Beştaş, savcılığın olayı basit yaralama kapsamına sokmak istediğine dikkat çekti ve "Bu sanıklar zamanaşımı kapsamı dışında olan canavarca hisle adam öldürmek ve işkenceden yargılanıp müebbet hapis istenilmeli. Bu istemle sanıkların cezalandırılmadan kurtulmaları sağlanmak isteniyor" dedi. (Taraf)

Haber Ara