Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

PKK'nın barışa taraf olması şart

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Sözcüsü Sefin Dizayi, Ankara-Erbil hattında dikkat çeken olumlu gelişmeler ve terör örgütü PKK'nın bölgede neden olduğu istikrarsızlığı Yeni Şafak için yorumladı. Ölümler üzerinden siyaset yapma döneminin sona erdiğini vurgulayan Dizayi, 'Şiddete en iyi cevabı bölge halkı verecek' dedi

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-05 08:06:26

PKK'nın barışa taraf olması şart

Ortadoğu'da sular durulmuyor. Suriye'deki iç savaş hız kesmeden devam ederken, şimdi de Irak'ta petrol krizinden ötürü taraflar arasında başgösteren gerginlik ana gündem maddesi oldu. Bölgedeki denklemi ve ana istikrarsızlık unsurlarından biri olan  PKK ile ilgili son durumu Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Sözcüsü Sefin Dizayi Sefin Dizayi'ye sorduk. Dizayi, Yeni Şafak'a önemli açıklamalarda bulundu.

Bölgede önünüzü görebiliyor musunuz? Sizce Türkiye ile Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi arasındaki ilişkilerde PKK bozucu bir unsur mu?

Son 30 yıldır PKK gerçeği ile savaşarak mücadele etmeye çalışıyoruz, fakat buna rağmen varlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar. PKK çocukların ölümü üzerinden iktidar oyunu oynayan bir güç değil artık. Ellerindeki imkânlar, teknolojik kapasite, stratejik düşünce gücü ve uluslararası konjonktür de farklı. Bu nedenle süregelen problemin artık müzakereler ile sağlanabileceği kanısındayım. Bölgede bir arada yaşayabilecekken savaşmak niye? PKK hangi nedenle halkı ayrıştırmaya çalışıyor? Bu sorulara PKK cephesinden gelen bir yanıt yok. Ama zaman içinde PKK'ya en iyi cevabı desteğini beklediği bölge halkının yüz çevirerek vereceğine inanıyorum.

SİLAH ÇAĞI GERİDE KALDI

PKK Kandil'de ve Kuzey Irak'ta. Yani sizin hâkim olduğunuz bölgede. PKK'yı isterseniz Kandil'den söküp atamaz mısınız?

Tıpkı bugün olduğu gibi geçmişte de PKK'yı püskürtmek onları dize getirmek için defalarca savaştık ama yerinden oynatamadık. Biraz önce de belirttiğim gibi bu sorunun çözümünde savaş bir seçenek olmamalı. Silah çağı geride kaldı. PKK'nın bir adım atarak barışa şans tanıyan taraf olması şart. Biz de Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi olarak barışın sağlanması için aynı şekilde çabalamaya devam edeceğiz. PKK'nın Irak Kürdistan'ında hüküm sürmesine müsaade etmeyeceğiz.

*Kürt sorununun çözümünde Öcalan'ın rolü ne olabilir? Bu konu Türkiye'de tartışmalı. Terör örgütünün Öcalan'ı artık dinlemediği konuşuluyor. Siz ne diyorsunuz?

Abdullah Öcalan örgütün lideri olduğunu defalarca kanıtladı. Kendisini ziyaret eden abisi Mehmet Öcalan vasıtasıyla, cezaevinden gönderdiği mesajla açlık grevlerinin son bulmasını sağlaması bunun kanıtı niteliğinde. Bu gösteri onun PKK üzerinde hâlâ yüzde 100 otoriter bir konuma sahip olduğunu gösterdi. Bu demek oluyor ki Öcalan ile yapılacak görüşmeler Kürt sorunun çözümünde kilit rol oynayabilir.

Diktatör Maliki bizi Ankara'ya yanaştırdı

Bugünün şartları ile Kürt bölgesi bağımsızlığa ne kadar yakın?

Yeryüzünde özgür iradeyle var olabilmek insanoğlunun en doğal hakkıdır. Irak'ın Kürt siyaseti mantıklı düşünmenin ürünüdür. Bu nedenle Irak'lı Kürtlerin güvenliğini tehlikeye atacak bir adım atmamız beklenemez. Bundan sonraki süreçte demokrasiyi geliştirecek aktif bir politika izlemeye devam edeceğiz. Anayasaya dayanan, Kürtlerin özel bir statü verilerek korunduğu federatif bir sisteme sahibiz. Irak'ın önemli bir parçasıyız. Irak Merkez Yönetimi'nden tek farkımız Kürt bölgesinde sağladığımız istikrardır. Bu istikrarın Irak'ın her yerinde olmasını istiyoruz, bunun için de tek çözümün Irak'ta federal sistemde olduğunu düşünüyoruz. Irak'ı yönetecek hükümetin de federal sisteme inanan, milli hükümet olması gerektiğine inanıyoruz.

Başbakan Erdoğan'la yapılan görüşmelerde bulunmuş biri olarak, Ankara-Erbil arasındaki ilişkilerin geldiği noktayı nasıl yorumlarsınız?

Ankara-Erbil ilişkileri memnun edici bir doyuruculuğa ulaşmış durumda ve ilişkilerin bu konuma gelebilmesi için o kadar çok çaba ve enerji sarf edildi ki! Şimdiye kadar yapılan görüşmelerde gerek Başbakan Erdoğan gerekse Mesut Barzani birbirlerine karşı her zaman samimi, dürüst ve açık oldular. Her iki lider de ikili ilişkilerin politik, sosyal, ekonomik ve güvenlik çatısı altında gelişmesini amaçladı. Barzani, Başbakan Erdoğan'ın vizyonuna ve cesaretine hep güvendi. Bu doğrultuda şiddeti sonlandırmak pek çok cesur adım atıldı. Özellikle Irak iç politikasına ilişkin gelişmeler yani Başbakan Maliki ile aramızdaki anlaşmazlık ve Maliki'nin diktatoryal heveslerinin ilişkilerimizi daha geliştirdiği ortak noktada birleştirdiği kanısındayım.

Rusya geri adım atmaz

Bölgede enerji konusunda yaşanabilecek çatışmanın artması durumunda Rusya nasıl bir tavır takınır?

Türkiye bölgedeki gerilimi sona erdirebilecek bölgesel bir güçtür. Diğer yandan Rusya da enerji sektöründe lider ülkelerden biridir. Biliyorsunuz Rusya'nın petrol çıkarma ve dağıtım alanında faaliyet gösteren Gazprom'a bağlı kuruluşu Gazprom Neft ile iki petrol anlaşması imzaladık. Şundan eminiz ki Rusya şimdiye kadar işbirliğine girdiği hiçbir ülkede imzaladığı anlaşmalarla çelişecek bir tutum sergilemedi ya da enerji akışını son verecek bir hamlede bulunmadı. Rusya geri adım atacak bir ülke değildir. Bu nedenle Irak merkezi yönetiminin her türlü baskısına rağmen Rusya'nın 'anlaşmayı feshetmek' gibi şiddetli bir tepki içine gireceğini zannetmiyoruz.

Kuzey Irak ekonomik özgürlük istiyor

*Irak merkezî hükümeti, ülke petrolünü tek başına kontrol etmeye çalışıyor. Buna karşın Kürdistan Yönetimi ise kendi bölgesindeki petrol ve doğalgazı bağımsız olarak pazarlıyor. Bu doğrultuda ABD'li Exxon, Rus Gazprom gibi enerji devleri ile anlaşma imzalandı. Son gelişmeler Bağdat ile Erbil arasındaki ipleri gerdi. Bu güç savaşı derinleşecek mi?

Biliyorsunuz, Irak merkezi yönetimi ile aramızda petrol ödemeleri ve üretimi konusunda bir anlaşma gerçekleşti. Bu anlaşmaya göre, petrol ihracatı Irak petrol boru hattından sağlanacak ve rafine petrol ve petrol ürünleri gelirinin yüzde 17'si ise bize ait olacak. Bu olumlu bir gelişme zira bölgenin yatırım yapacak yabancı şirketlere ve uzmanlara ihtiyacı var. Diğer yandan Bağdat yönetimi ile anlaşmaya varan pek çok petrol ihracatçısı da oldu. Ne üzücü ki, Maliki anlaşmaları görmezden gelerek petrol şirketlerinin hiçbirine ödeme yapmadı. Merkezi yönetimin bu tutumu gerilimin artmasına neden oldu. Diğer yandan geçtiğimiz yıllarda Kürdistan bölgesinde kullanılabilir yeni petrol kaynakları bulundu. Bu kaynaklarla Maliki'nin açtığı zararı kapamamız mümkün değil ama petrol şirketlerinin yeniden güvenini tazeleyeceğine inanıyoruz. Alınacak en küçük karara bile ortak olmamızı istemeyen Bağdat'tan beklentimiz, Kürtlere politik-ekonomik hakları geniş bir çerçevede tanımasıdır. Bağdat'ın bu baskıcı tavrı sadece Kürtlerin değil, tüm Irak'ın sorunudur.

'Savaştan bıktık'

Sıcak savaşı göze alabilir misiniz? Savaşacak gücünüz var mı?

Irak 30 yılı aşkın bir süredir savaşıyor halkın yaşadığı acılar ise çok derin. Nasıl olmaz ki? 8 yıl süren İran-Irak savaşında milyonlarca insan öldü. Kuveyt Savaşı patlak verdi. 2003'e kadar süren savaşlar, patlamalar herkesi etkiledi. Saddam dönemini kim unutabilir? Kimyasal saldırılardan ötürü 4500 köy yok edildi. Acılarla dolu bir tarihe sahip olan Iraklıların savaşa sıcak bakması söz konusu olamaz. Bu nedenle Barzani süregelen problemleri diyalogla çözmekten yana ama burada ulusal anlaşmalarla resmiyete dökülmüş gerçekten etkili diyalogdan söz ediyorum. Irak'ın problemlerini bir türlü aşamamasının en önemli nedeninin de ülkenin kötü yönetilmesinden kaynaklandığını düşünüyorum.

SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara