İbrahim Güçlü'den Kürt gençlerine çağrı
PKK, örgütlenme sıkıntısını gidermek amacıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki Kürt gençleri, çeşitli vaatlerle dağa çıkarıyor.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-03 12:39:04
PKK, örgütlenme sıkıntısını gidermek amacıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki Kürt gençleri, çeşitli vaatlerle dağa çıkarıyor. Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü'den PKK sempazitanı Kürt gençlere önemli uyarılar geldi. Şemdin Sakık'ın tecrübesinden ders çıkarmalarını isteyen Güçlü, "Örgütün üst düzey yöneticilerinden biriydi, ne oldu da kaçtı?" diye sordu. "Sizi cennete götürüyorlar, cehennemle karşılaşıyorsunuz." benzetmesi yapan Güçlü, PKK'ya gönüllü katılım olabileceğini ancak ayrılığın gönüllü olmadığını vurguladı.
Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine konuşan Güçlü, çocukların örgüte kazandırılmasında duygusal istismarın söz konusu olduğunu ifade etti. "Toplumsal çıkmazlar, çözümsüzlükler, ekonomik açmazlar, psikolojik açmazlar. Bütün bunlar üst üste geldiği zaman küçük yaştaki insanlar bunu kendisi için bir kurtarıcı yol olarak görüyorlar." diyen Güçlü, hatta çoğu zaman çocukların bunu bir oyun gibi gördüğünü kaydetti.
"HALKTA ÇOCUKLARIN SAVAŞMASININ SUÇ OLDUĞU KONUSUNDA BİLİNÇ YOK"
Taş ve molotof atan çocukların bunu bir oyun gibi gördüğünü anlatan Güçlü, bu işin farkında olmadıklarını söyledi. Çocuklar üzerinden siyaset yapanların, onları araçsallaştıranların farklı amaçlar için kullandıklarının açık olduğunu dile getiren Güçlü, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in verdiği örgütte bulunan çocuk sayısının çok mübalağalı olmadığını belirtti. Sayının belki daha fazla olabileceğine dikkat çeken Güçlü, "Önemli olan bu sorunun gündeme getirilmiş olmasıdır. Çünkü sorunları gündeme getirmediğiniz zaman, onunla ilgili çözüm projelerini üretmek olanaklı olmayabilir. Halkta çocukların savaşmasının suç olduğu konusunda, çocuk hakları sözleşmesine aykırı olduğu konusunda bilinç yok. Ve bu aydınlarda yok, eğitimli olanlarda bile yok." dedi.
"SİZİ CENNETE GÖTÜRÜYORLAR, SİZ CEHENNEMLE KARŞILAŞIYORSUNUZ"
Gidenlerin çoğunun canı gönülden gittiğini fakat gittikten sonra durumun değiştiğini dile getiren Güçlü, şöyle devam etti: "Neye benzetebiliriz; sizi cennete götürüyorlar, siz cehennemle karşılaşıyorsunuz. Size cenneti vaat etmişlerdi. Cennete götürülüyorum derken bakıyorsunuz ki karşısınıza cehennem denen karanlık bir yer çıkıyor. İnsanlar böyledirler. Ama bir dönemden sonra PKK'nın örgütsel özelliklerine de bakmak gerek. PKK'da; gönüllü müdür değil midir; hadi diyelim gönüllü üye olabilirsiniz fakat gönüllü ayrılık yoktur. PKK'da ayrılık olmaz. Onun için, siz onun gerçeğini anladığınız andan itibaren dönüş mümkün değildir. Zaten örnekleri var. Kaçanların sayısını versem ben size şuanda en azından Kürdistan Federe Bölgesinde PKK'dan, muhalefet ederek ayrılanları demiyorum, ayrılarak kaçanların sayısı 3-4 bindir. Avrupada bunların sayısı binleri bulur. Öldürülenleri, infaz edilenleri demiyorum. Bunlar benim tespitim değil. Bunu bizzat PKK yöneticileri, ayrılanların kendileri yazıyorlar. Kürtlerin yazdığı roman, hikaye kitaplarının çoğu PKK'dan kaçış hikâyeleriyle ilgilidir. Tamam gönüllü gidiyor ama gönüllü gidenlerin önceden bunu düşünmesi gerekir. Çocuklar açısından demiyorum tabi. Özellikle genel anlamda söylemek istiyorum. Bunu önceden düşünmeniz gerekir."
"ŞEMDİN SAKIK DELİ MİYDİ ÖRGÜTTEN KAÇTI?"
Kürt gençlerinden Ergenekon davasında tanık olan Şemdin Sakık'ın tecrübesinden ders çıkarmalarını isteyen İbrahim Güçlü, Sakık'ın kötü bir insan olabileceğini, sevilmeyebilineceğini ifade etti. Sakık'ın örgütte bulunduğu dönemlerde büyük kötülükler de yaptığını belirten Güçlü, "Kötülükler yaparken de şahsi yapmamış, örgüt adına yapmış. Şahsi olarak da etkisi olmuştur. Peki ne oldu, deli miydi bu adam; şuandaki Türkiye'deki Genelkurmay Başkanının düzeyinde olan ve üstelikde ondan daha çok şey olan yetkin ve etkin olan bir kurumun başındaki adam PKK'dan kaçtı? Türkiye'de bile Genelkurmay sınırlandırılmış durumdadır. PKK'da şuan sınırsızdır. Komutanlar her şeydir. Şemdin sakıkta komutanların en büyüğü olduğuna göre en etkin ve yetkin insandı. Bu adam niye kaçtı?" diye konuştu.
"APOİZM TEORİSİNİ YAZAN ADAM KAÇTI"
Selim Çürükkaya'nın 'Apoizm teorisi'ni yazan insan olduğunu dile getiren Güçlü, bu hareketin teorisyeni olduğunu ifade etti. "Şimdi bu arkadaşımız 10-15 yıl hapishanede yattıktan sonra dışarı çıktı. Bekaya gitti, Şam'a gitti, Abdullah Öcalan'ı tanıdıktan sonra 4 ay sonra kaçmak zorunda kaldı." diyen Güçlü, şunları söyledi: "Şimdi Apoizm teorisini yapan birisi. Kürdistan Ulusal Meclisinin başkanı bu. Kum diye bir örgüt kurdular. Bir yığın insan onun için öldü, yattı. Nedir, ne oldu, kim yaptı, oda nasıl bir oyundu? Oda tıpkı bugün KCK gibi. Siz zannediyor musunuz Kürtlerin başına gelen sadece KCK belası vardı. Kum diye bir bela getirdiler. 1993 yılında Kürdistan Ulusal Meclisi (Kum) diye. Burada herkesi deşifre ettiler, oylama yaptırdılar. İnsanları götürdüler. O mecliste olanların yüzde 40'ı öldü, yüzde 35'i yüksek derecede cezalar aldılar, yüzde 15'i de bizzati örgüt tarafından infaz edildi. Şimdi bu meclisin başkanı ve Avrupadaki tek temsilci. Yani Abdullah Öcalan Şamda'ysa, Şemdin Sakık Kürdistanın kuzeyinde ise Selim Çürükkaya Avrupanın lideri durumunda. Ama kaçıyor. Şimdi aydınlar, Kürtler şunu diyebilir mi: 'Ya Selim zaten şöyleydi.' Tamam kardeşim Selim öyledir ama insanların hiçbir tanesi neticede kendi menfaatlerini böyle ayaklar altına alamaz. Daha iyi bir yeri bırakıp kötü bir yere gelmez. Eğer ora iyi olmuş olsaydı, bu kadar yetkiler elinde bulunan Selim Çürükkaya niye ayrılsın."
"GENÇLERİN GİTMEDEN ÖNCE DÜŞÜNMELERİ GEREKİR"
"O zaman gençler, örnek alıp geri dönsünler. Orda durmanın bir anlamı yok." ifadelerine ise Güçlü, "Elbetteki. Bunları gençlerin gitmeden evvel düşünmeleri gerekir. İddia ediyorum Abdullah Öcalan bir militan kazanmamıştır. İsterseniz PKK'lılara sorabilirsiniz. Mehmet Şener, Selim Çürükkaya gibi insanlar örgütlemişlerdir. Öcalan bunları araçsal olarak kendine göre, kendi hesaplarına göre, kendi mühendisleriyle birlikte, örgüt toplumsal mühendisleriyle birlikte, üstelik Kürt olmayan mühendislerle birlikte bunları araçsallaştırmaya başladılar. Mehmet Şener daha sonra PKK ve Suriye Baasıyla ittifak ederek Kamışlı'da öldürülen lider kadrolarında insan. Niye kaçsın bu adam. Oraya gittiği zaman bırak gençleri, Mehmet Şener gibi bir insan bile örgütün yöneticisi gidip sonunda felaketi anlıyor. Bunlar örgütün kurucu insanları. Ama sorsanız biz örgütü böyle kurmadık ki biz insanları hergün öldüren bir örgüt kurmadık kardeşim. Hayır diyorum örgüt önceden de öyleydi. Ama siz görmüyordunuz. Mustafa Çemlibel öldürüldüğü zaman Mehmet Şener'ciğim sen görmedin. Ben ölümünden 15 gün önce kendisiyle telefonla konuştum. O öldürüldüğünde de pkk buydu." şeklinde konuştu.
"ÇETİN GÜNGÖR STOCKHOLM'ÜN GÖBEĞİNDE ÖLDÜRÜLDÜ"
Çetin Güngör'ün (Semir) hareketin önemli isimlerinden birisi olduğuna dikkat çeken Güçlü, "Avrupaya gitti. Abdullah Öcalan'ı tanıdıktan sonra muhalefet etmeye başladı. Bu örgüt demokrat, özgür, bir örgüt değildir. Kürtlerin çıkarlarını temsil edemez. Bizim için iyi bir gelecek hazırlayamaz. Semir muhalefet etti, Stockholm'ün göbeğinde öldürüldü. Onun için gençlerimizin bunu görmesi gerekir. İnsanlar gittikten sonra bu gerçeği görüyor. Yaşamadan bu gerçeği göremezsin." dedi.
Örgütte birbirini seven insanların öldürüldüğünü dile getiren Güçlü, PKK'ya katılan evli insanların önce adlarının değiştirildiğini, daha sonra ise birbirlerini görmemeleri için farklı bölgelerde görevlendirdiklerini ifade etti.
Haber Ara