Dolar

35,4856

Euro

36,4774

Altın

3.091,70

Bist

9.977,94

Türkiye'de EMASYA ile 11 milyon kişi fişlenmiş

Darbe Komisyonu, 2010’da kaldırılan EMASYA kapsamında 11 milyon kişinin fişlendiğini ortaya koydu.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-02 12:15:45

Türkiye'de EMASYA ile 11 milyon kişi fişlenmiş
TIMETIURK / Haber Merkezi

Emniyet İstihbarat eski Başkanı Bülent Orakoğlu’na göre bu fişler Milli İstihbarat Teşkilatı’nda. Darbe Komisyonu, Türkiye’deki istihbarat ağına ışık tuttu. ‘İstihbarat birimi’ enflasyonu bulunduğuna işaret edilen raporda, dağınıklığın, şişkinliğin ve görev örtüşmelerinin temel sebebinin, silahlı kuvvetlerin fiili durumdan kendisine vazife çıkarması olduğuvurgulandı.

Batı Çalışma Grubu ve EMASYA örneklerine yer verilirken ‘Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nda ve diğer kanunlarda vatandaşı fişleme yetkisi verilmemişken, Jandarma Genel Komutanlığı’nın istihbarat faaliyetlerinde bulunduğu dile getirildi.

TSK iç güvenlik doktrininin 2010 yılında kaldırılan EMASYA protokolüne göre yapılandırıldığına dikkat çekilen raporda, askeri merkezli fişleme, istihbarat ve operasyonlar yapıldığı vurgulandı. Emniyet eski İstihbaratDaire Başkanı BülentOrakoğlu, EMASYA faaliyetleri kapsamında komutanlıkların, Türkiye’de 11 milyon kişiyi fişlediğini dile getirdi. Bu fişler halenMillî İstihbarat Teşkilatı’nda tutuluyor.

JANDARMANIN YETKİSİ YOK

1985 yılında, ‘Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’na 7. madde eklenerek istihbarat faaliyetlerinde bulunma yetkisinin polise verildiği belirtildi. Raporda “Uzun süre Jandarma İstihbarat Teşkilatı olan JİTEM’in varlığının inkâr edilmesinin altında yatan sebep; prensip olarak jandarmanın istihbarat üretme yetkisinin olmayışı ve bu yetkinin belirtilen kanunmaddesiyle ülke içinde Emniyet GenelMüdürlüğü İstihbaratDaire Başkanlığı’na verilmiş olmasıdır” ifadeleri kullanıldı.

POLİS DARBEYİ BİLDİRDİ

Raporda, 1985’te yapılan bu değişiklikle iktidarların darbelerden haberinin olmasının sağlandığına işaret edildi. 28 Şubat’ta Batı Çalışma Grubu faaliyetlerinin polisin istihbaratıyla ortaya çıktığı hatırlatıldı. 11 Mart 1971’de gece yarısı darbe yapılacağını karargahtaki dört general dışında iki kişinin daha bildiğine dikkat çekilen raporda, “Bu kişiler Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve MİTMüsteşarı Fuat Doğu idi. Sunay’ı köşke Süleyman Demirel çıkarmıştı ama o, eski bir askerdi. Doğu’ya gelince, o da bir asker olsa da, yasal olarak Başbakan’a bağlı bir kurumun başındaydı ve durumu Demirel’e bildirse belki de ülkenin kaderini değiştirecekti” denildi.

MİT, MGK’NIN BİLGİ TOPLAMA MERKEZİ

1983 tarihli Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat TeşkilatıYasası’na göreMİT’e, Bakanlar Kurulu dışında, Millî Güvenlik Kurulu’nun bilgi toplama merkezi görevinin verildiği ortaya çıktı. Komisyonun raporuna göre MİT’in isteklerini karşılamak durumunda olduğu kişilerin sıralanması şöyle: “Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ve ilgili Bakanlıklar.”

İSTİHBARAT ASKERE BAĞIMLI HALE GELDİ

Raporda her ilde askeri birim içinde ‘Asayiş Güvenlik Merkezi’ oluşturulduğu belirtilerek, emniyet ve mülki amirin istihbarat açısından askere bağımlı hale getirildiği kaydedildi. “Tüm toplumsal ve istihbari bilgiler askerin elinde birikmekte, fişleme doğal bir işlem haline gelmektedir” denildi.

MİT ASKERDEN ARINDIRILMALI

Askeri istihbarat birimlerinin üst seviyede Millî Savunma Bakanı’na ve dolaylı olarakBaşbakanlığa bağlanması gerektiği vurgulanan raporda, şu görüşlere yer verildi: “İstihbarat, günümüzde entelektüel ve stratejik vizyon gerektiriyor. Bu itibarla MİT askeri kadrolardanarındırılmalı ve sivil hüviyetine kavuşturulmalıdır.

Sivil siyasi otorite, teşkil ettiği tamamen kendine bağlı sivil bir istihbarat servisi kanalıyla orduyu izletmeli ve ordu içindeki antidemokratik filizlenmeleri derhal durdurmalı ve böylelerini vebunlara ön ayak olanları ordudan derhal kovmalıdır. Raporda, BUGÜN Gazetesi Yazarı Gültekin Avcı’nın önerilerine de yer verildi.

İç güvenlik istihbaratının, rüştünü ispatlayan Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’na bırakılması istendi. MİT’in, ana servis olarak dış istihbarata yönelmesi gerektiği ifade edildi. ABD modeli CIA-FBI ayrımına gidilmesi gerektiği vurgulandı. (HABER: ÇETİN ÇİFTÇİ / BUGÜN GAZETESİ)

Haber Ara