Gazze ve Arakan ağlıyor, Ya Suriye…
Uluslararası Doktorlar Birliği (AID) Başkanı ve Timetürk Yazarı Mevlüt Yurtseven, dünyanın bir çok coğrafyasındaki mazlumlara sağlık hizmeti sunmak için doktorları ile birlikte çalışıyor. Yurtseven, Suriye'de yaşananları hem doktor hem de insan kimliği ile sorguluyor.Yurtseven, 'Acaba şehit olmak için İsrail veya Budist silahları ile mi ölmemiz ve yaralanmamız mı gerekiyor' diye soruyor
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-03 00:32:53
TİMETÜRK / Mevlüt Yurtseven
2011 yılında Doğu Afrika da ki kuraklık nedeni ile yapılan insani yardım çağrısına Türkiye’ den gelen cevap bütün dünyadan gelenden daha fazla ve etkindi. Ölen çocuk fotoğraflarının ajanslara düşmesi neticesinde Türkiye’den yaklaşık 500 trilyon civarında yardım toplanmıştı. Yine benzer bir şekilde 2012 yılı Arakan da Arakan Müslümanlarının yaşadıkları gündeme getirilmiş Dışişleri Bakanımız ayın Ahmet Davutoğlu ve Başbakanımızın eşi sayın Emine Erdoğanın bizzat Myanmar Devleti nezdindeki girişimleri ve bölgeye ziyaretleri kamuoyunu harekete geçirmiş ve halkımızın yardımları ve desteği Somali kadar olmasa da oldukça fazla olmuştu.
Gazze’yi ise yazmaya gerek yok. Gazze için hiç kimsenin bir kampanya başlatmasına gerek yok. Vicdanlarımızın harekete geçmesi için İsrail’in Gazze’ye saldırması yeterli oluyor. Hemen herkes harekete geçiyor. Yardımlar organize oluyor. Dualar ediliyor. Gösteriler yapılıyor. Son saldırıda Türkiye de yapılan gösterilerin toplamı Yunanistan da yapılan kadar değildi ama olsun. Gazze yalnız bırakılmadı. İHH ekipleri ile birlikte AİD sağlık ekibi birlikte sıcak çatışmaların olduğu anda Gazze’de idi. Gönüllü sağlık personeli için yaptığımız çağrıya çok sayıda olumlu cevap aldık. Ateşkes sonrasında bir çok yardım kuruluşu sağlık ekipleri oluşturarak bölgeye koştu. Gazze için ne yapabiliriz soruları soruldu .
Ya Suriye . Hemen ötemizde yaşananlar her gün yüzlerce ölen sakat kalan yerlerinden ve yurtlarında çıkıp Allahın arzında kendine emin bir belde arayan göç eden hicret eden kendi devletlerinden ve kendi ordularından kaçan insanların olduğu yer. Bir insani krizin bütün boyutları ile her şeyini gördüğümüz yer. Hemen yanı başımızda. 30.000’ ne yaklaşan ölü 100.000 ‘nin üzerinde yaralı. Bunların çoğu gençler ve sakat kalacaklar. Temel sağlık hizmetlerinden yoksun içerideki ve dışarıdaki kadın ve çocukların haricinde ateşli silah yaralanması nedeniyle ölen ve yaralanan insanlar. Bir şey yapmıyoruz .Kimse bir şey yapmıyor. Biliyorum ve eminim eğer yapsaydık bunu duyurmak için elimizden geleni yapardık.
Birkaç gün önce Kilis Devlet Hastanesine aynı günde 15 Suriyeli yaralı geldi. Muhtemelen birkaç tanesi şehit oldu. Hastanenin acil servisindeki sağlık çalışanları büyük bir fedakarlıkla onlara hizmet etmeye çalışıyorlardı. Bazılarına ilk müdahale Suriye içlerinde yapılmıştı. Şu anda içeride bazı grupların ve MSF in hastanesi var. Suriye de dış güçlerin parmağını arayanların eline koz olacak ama bunu açıklamak zorundayız. Suriye de muhaliflere yabancılar yardım ediyorlar. Aynı Libya da olduğu gibi.
2011 de Mart ayında devrimden hemen sonra Libya da idim. İHH ekibi olarak 3 doktor İskenderiye den Bingazi ye geçmiştim. Bingazi ve El Beyda şehirlerinde hastaneleri ve yaralıları ziyaret edip doktorlardan bilgi almıştık. Ayrıca o şartlarda Libya’dan getirilen 13 yaralı hastanemizde tedavi edilmiş ve onları tanıma fırsatı bulmuştum. Hem Libya hem de Türkiye’de tanıdığım bu insanlar namaz ehli insanlardı. Yanlarında bir koli tuğla getirmişler ve hiçbir namazı kaçırmadan teyemmüm ederek kılıyorlardı. Biz Libya ya ulaştığımızda MSF (Sınır Tanımayan Doktorlar) oradaydı ve bir hastanede çalışmaya başlamışlardı sadece Bingazi değil Misrata da savaşın sonuna kadar kaldılar. Bu arada Türkiye kamuoyu Libya devrimindeki dış etkileri tartışıyordu. Geçen haftalarda Libya ya yaptığımız seyahatte Bingazi Tıp Merkezinin bir bloğunun Fransızların işletmesine verildiğini öğrendiğimde içim acıdı. Evet komplocular haklı çıktı devrimden sonra batılılar oraya yerleştiler. Ama onlar devrim sırasında da orada idiler.
Türkiye’den ise Libya da olduğu gibi Suriye için çırpınan sadece İHH var. İçerideki ve dışarıdakilere yardım eden O. Türk hükümeti üzerine düşeni yapıyor binlercesini misafir ediyor acil gelen yaralılarla hastanelerini açıyor ama halkım Suriye’ye inanmıyor. Belki muhalifleri sevmiyor belki de gizli Esed hayranlığı var. Bazılarımız bozulan ticaretimize üzülüyor. Bazılarımızda Şii politikalarını kutsuyor. Suriye muhalefetinin bu olumsuzluğa katkısını unutmamak gerekir. Ama bunların hiçbiri yaşananlara karşı susmayı haklı kılmaz. Ben yaralananları tanıdım. Aynı Libya’da ki gibi namazlarını kaçırmıyorlar 3 günlük evli iken savaşa giden Mecit bugün muhtemelen sağ bacağını artık kullanamayacak ve hayatını koltuk değneği ile sürdürecek. Hammad’ın ise sağ kolu yapılan tedavilerle % 60 çalışacak. Daha binlercesine ulaşamıyoruz.
Henüz 20’li yaşlarda olan bu çocuklar Amerika’nın veya diğerlerinin hangi propagandasına kandılar sizce. Hangi Amerikan veya İsrail propagandası onları keyif etmek varken savaşa gönderdi. Onlar için bu savaş değil cihat . Türkiye’de ki Şii ve Siyonist propaganda ölenlerimize şehit kalanlarımıza gazi dememizi bile engelliyorlar. Acaba şehit olmak için İsrail veya Budist silahları ile mi ölmemiz ve yaralanmamız mı gerekiyor. Hani mazlumun dini olmazdı . Halbuki bu mazlumları dini var ve bizim kardeşlerimiz. Hadi diyelim ki silahlı mücadeleye inanmıyorsunuz bu nedenle muhalefete karşısınız, Şii’siniz ve İran’ı seviyorsunuz direniş hattı diyorsunuz, yabancı güçlerin Suriye’yi karıştırdığına inanıyorsunuz komplo diyorsunuz , fırsat bu fırsat Ahmet Davutoğlu’na vurmak bunu fırsat görüyorsunuz ve bekliyorsunuz . Tamam ama bu arada kadın ve çocuklar için vicdanınızı niye tatile gönderiyorsunuz. Somali, Arakan, Gazze de ölen kadınlar çocuklar bizimde Suriye dekiler kimin. Kış geliyor battaniye lazım, ekmek için un lazım ilaç ve diğer temel ihtiyaçları saymıyorum bile.
Yapılacak çok şey var. Önce bir savaşın gerçek mağdurlarını kadınlar ve çocuklar olduğunu unutmayın. Savaşın gerekliliğine inanmıyorsanız bile diğerleri için harekete geçin . Kilis ve Reyhanlı’da bulunan misafir ailelerin ihtiyaçları için yardım toplayın . Soğukta bekleyenler için bir battaniye gönderin. Rahatsız olun ve rahatsız edin. Dualar edin. Ama sessiz ve duyarsız kalmayın. Gayretullaha dokunur.
SON VİDEO HABER
Haber Ara