Mustazaflar 'Hür Dava Partisi'ni kurdu
Mustazaflar Hareketinden beklenen parti açıklaması geldi. Mustazaflar Hareketi sözcülerinden Said Şahin, parti isminin Hür Dava Partisi (Hüda-Par) olarak açıkladı. Hizbullah , 'Allah'ın askeri' anlamına geliyor. Yeni kurulacak olan partinin kısaltması Hüda-Par ise 'Allah'ın partisi' anlamına geliyor.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-11-30 10:38:47
Mustazaflar Hareketi Sözcülerinden Said Şahin'den yapılan açıklamaya göre, parti ismi olarak ortaya çıkan pek çok seçenek içinde kısaltılması Hüda-Par olan Hür Dava Partisi ismini tercih ettiklerini söyledi.Kurulacak olan partinin ilk etapta 30 kurucu üyesinin olacağını belirten Şahin, kongreye kadar geçici yönetim kadrosu ile yola devam edileceğini ve şu anda kâğıt üzerinde teşkilatlanmaların oluşturulmaya çalışıldığını söyledi. Şahin, ilk hedeflerinin yerel seçimlere girmek olduğunu ve bunun içinde ülkenin doğusundaki ve batısında il ve ilçelerde teşkilatlanmaya gideceklerini belirtti.
Said Şahin parti kuruluş çalışmları hakıında bilgi verirken soruları da cevaplandırdı:
Öncelikle Mustazaflar Hareketi olarak başörtüsü ile ilgili yeni düzenleme hakkında neler düşünüyorsunuz? Müslüman halk başörtüsü yasağı zulmünün sonlandırılmasını beklerken tam tersine daha da katmerleşti. Bu konuda Müslümanların bireysel ve camialar olarak tavrı nasıl olmalı?
Biliyorsunuz Ak Parti, Müslüman halkın oyları ile üç dönemdir alternatifsiz iktidar. Müslüman halkın Ak Parti’yi tercih etmesindeki temel etken de geçmişte özellikle dini yaşam alanlarında yaşadığı zulümlerdir. Ak Parti’nin öncüleri de geçmişin bu zulmüne uğramış ve mağdur olmuş şahsiyetler. Müslüman halk, bir yönüyle hallerinden anlarlar diye din konusunda aynı mağduriyeti yaşayan insanları tercih ettiler.
Dini ve insani haklarına ulaşma ümidi ile seçtikleri Ak Parti, maalesef bu Müslüman halka ihanet etmiştir. Bu genelge desteklerini aldıkları Müslüman halka ihanet genelgesidir. Başörtüsünün okullardaki uygulamasına kahir ekseriyetin istekli olduğu ve azgın azınlığın ise kerhen de olsa göz yumduğu bir vasatta Ak Parti’den beklenen, bu müsait ortamda başörtüsünün okullarda serbest bırakılmasına dair yasal düzenleme idi. Ama hükümet akıl almaz bir şekilde zıddını yaptı ve başörtüsünü okullarda yasaklama yoluna gitti. Kraldan daha kralcı kesildi. Aslında Ak Parti, son zamanlardaki icraat ve söylemleri ile sistem partisi olmak yolunda hızla ilerliyordu. Hatta öyle ki, bazı uygulamalarda Atatürk istismarcıları Kemalistlere karşılık daha samimi bir Atatürkçü portresi çiziyorlar.
Müslümanlar ve insani haklar konusunda duyarlı olan herkes ve her kuruluş tepkisini ortaya koymalı, meydanlara inmeli. Halkı bilinçlendirmeli. Ancak bu konuda bazı sıkıntılar var ve onları da görmek lazım. Birincisi, Ak Parti idaresine iradesini teslim eden Müslüman halk, süreç içinde inanç olarak çok yozlaştı ve duyarlılık kaybetti. Bırakın sıradan halkı, çok ciddi tevhidi mücadele veren İslami şahsiyetler ve kesimler Ak Parti ile birlikte sisteme entegre oldu veya tepkisizleşti. Bir noktada Erdoğan’ın dediği oldu; Müslümanların gazını aldı ve tepkisizleştirdi. Ellerine verdiği ekmeğe razı etti onları.
İkincisi Müslüman halkın haklarını siyasi alanda savunacak çok ciddi bir siyaset kurumu yok. Muhalefet gösterenler CHP, BDP, MHP olunca halk bunların doğrularına da kuşku ile bakıp, doğal bir refleks olarak Ak Parti’nin attığı adımları ya destekliyor veya sessiz kalıyor. Müslüman halk, Ak parti ile din konusunda malum olan muhalefete mahkum kalmış durumda. Ülkede Müslüman halkın temsiliyeti konusunda çok ciddi siyasi bir boşluk var. STK’ların etkisiz kaldığı alanda mazlum ve mağdurların sesini duyurma, İslami ve insani muhalif bir siyaset ortaya koyma zazureti doğmuştur. Bizler bu boşluğu ve bu zarureti gördüğümüz için bir sorumluluk olarak Mustazaflar Hareketi’ni ilan ettik.
HAZIRLIKLAR TAMAM RESMİYET ARALIK’TA
Daha önce Mustazaflar hareketi olarak siyasete gireceğinizi ilan etmiştiniz? Bu konuda gelinen aşama nedir?
Hazırlıklarımız tamam. Aralık ayı içinde dilekçemizi verip, inşallah parti olarak hak mücadelemize devam edeceğiz.
PARTİ HAKKINDA MERAK EDİLENLERİ DAHA ÖNCE ŞÖYLE AÇIKLAMIŞLARDI:
Mustazaflar Hareketi kurucu üyesi Said Şahin, Hareketin izleyeceği siyaset yöntemi, aday belirlemedeki kriterleri, farklı görüşlerde siyaset yapan partiler ile kurulacak ilişkileri, kirlenmiş olarak addedilen günümüz siyasetine yaklaşımlarını, Avrupa Birliğine bakış açılarını, siyasi hedef ve sorumluluklarını, Kürd sorunu ve bölge ile ilgili hassas konuları Hürseda Haber`e 3 Kasım'da şöyle anlatmıştı:
Söyleşinin en çarpıcı noktası ise, Şahin`in bir soru üzere, “…Bizler ümmetçi anlayışla hareket ediyoruz. Bir tarafta İslami hakları, bir taraftan da insani hakları hedefleyen ve bu doğrultuda; bir taraftan İslam kardeşliğini bir taraftan da insan kardeşliğini göz önünde bulundurup dünyanın tamamı için, bu haklar üzerine mücadele vereceğiz. Doğal olarak bölgemizden başlayacak, yani kendi toplumumuzdan başlayacağız. Unutulmamalıdır ki bizim ölçümüz ümmettir, bizim ölçümüz insanlıktır. Bizim Hedefimiz Dünyadır. ” şeklindeki açıklamaları oldu.
Avrupaya hoş geldiniz, geliş sebebinizi bize anlatabilirmiziniz?
Hoş bulduk. Buraya geliş sebebimiz öncelikle buradaki Müslüman kardeşlerimizi ziyaret etmek,onlarla beraber olmak, sıkıntılarını paylaşmak için geldik. Dolaysıyla Türkiye`de yeni bir siyasi oluşum içerisindeyiz. Siyasi hareketimizle ilgili olarak çok farklı çalışmalar yaptık. İstişare toplantıları, görüş alışverişleri, bilgilendirme toplantıları yaptık. Türkiye’nin idaresini belirlemede Türkiye içindeki nüfusun etkisi olduğu gibi yurt dışındaki Türkiyeli nüfusun da etkisi vardır. Mustazaflar Hareketi olarak, burada yaşayan insanlarımıza kendimizi tanıtmak, fikir alışverişinde bulunmak, düşüncelerini almak, şayet varsa siyasi tecrübelerinden faydalanmak için geldik.
Şuana kadar Avrupan`nın hangı ülkelerini ziyaret ettiniz ve hangi ülkelerde istişarede bulundunuz?
Bu ziyaretimiz kısa süreli bir ziyaret olduğu için çok fazla Avrupa ülkesi gezme fırsatımız olmayacak. Almanya, Avusturya, İsviçre, Belçika ve Hollanda`da istişare toplantılarımız oldu. Ama bu kısa sureli ziyaretimizi bir başlangıç olarak telakki edip bundan sonra Avrupa ülkeleri ve farklı ülkelere de sık sık ziyaretlerimiz olacak. Buralarda istişare ve bilgilendirme toplantılarımızı gerçekleştireceğiz inşallah.
Avrupalı siyasilere ziyaretleriniz olacak mı?
Ağırlıklı olarak hedef kitlemiz üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Siyasi oluşumun tanıtılması için öncelikle halkımız, kanaat önderleri, alimlerimiz, hocalarımız ve sivil toplum kuruluşları ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Tabii ki bu dar çerçeveyi genişleterek ilerleyeceğiz, yurt dışındaki sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, siyasi oluşumlar ve yerel yönetimlerle de görüşmelerimiz olacak.
Siyasi areneya `Kurtlar Sofrası` deniliyor. Siz bu kurtlar sofrasına kendinizi nasıl hazırladınız?
Bizim bir hedefimiz var. Biz, toplumu ıslah etmeyi ve toplumun ıslahını da adalet üzerine idare edilen bir yönetim ile yapmayı hedefledik. Elhamdulillah biz Müslüman şahsiyetleriz. Geçmişten günümüze Allah`ın çizdiği sınırlar içerisinde söz konusu siyaset, sivil toplum kuruluşları, medya gibi araçları bu amaca hizmek noktasında kullanmak istiyoruz. Bunun bir meşru dairesi olacak, ölçüleri hudutları olacak, bunun bir ahlakı olacak, yani siyaseti ahlak üzerine dürüstlük üzerine, olması gereken gerçek siyaset üzerine, politikanın ikiyüzlülüğü, çıkarcılığı üzerine bina etmeyeceğiz. Bugüne kadar kirlenmiş olan siyaset yerine alternatif temiz bir siyaset şeklinde ortaya koymak istiyoruz. Bugünün dünyasında siyaset çok kirletildi özellikle kişisel menfaatler ve farklı şeylerle bu yapıldı. Bizler Hakkın çıkarlarını gözeterek dürüstlük üzerine bir siyaset bina etmek istiyoruz.
Dönemin kirli siyasetine karşı Bediüzzaman Said Nursi `şeytandan ve siyasetten Allah`a sığınırım` sözleriyle kendisini kirli siyasetten nasıl uzak tuttuysa bizde o siyasetten fersah fersah uzağız, hayır diyoruz fakat buna alternatif olarak dürüstlük, adalet üzerine kurulu temiz bir siyaset ortaya koyacağız. Yani hak ve doğru bizim dışımızdakilerden gelse destekleyeceğiz, ama yanlış bizim içimizden de gelse ona karşı duracağız. Bizler tarafgirlik, çıkarcılık duygularıyla meseleye bakmıyoruz. Peygamberlerin çizmiş olduğu çizgiden çıkmadan İslam ahlakı ile bu mücadeleyi vermeye çalışacağız.
Partinin ismi, genel başkanı ve kurulacağı zaman hakkında bilgi vermeniz mümkün mü?
Bu konuda çalışmalarımız sürüyor. En kısa sürede bu çalışmalarımızı tamamlayıp kamuoyu ile paylaşacağız.
Mustazaflar Hareketi sadece bölgeye mi hitap edecek yoksa bir Türkiye partisi mi olacak?
Açıkçası hedefimiz çok daha büyük. Allah`ın önümüze koyduğu hedefler, üzerimize yüklemiş olduğu sorumluluklar dairesinde meseleye bakıyoruz. Ferdi, ailevi, içtimai sorumluluklarımızın yanı sıra bu yaşadığımız ülkenin sosyal hayatıyla, toplumuyla alakalı değil, Dünya üzerinde yaşayan bütün toplumların yaşadıkları sorunlar zulümler haksızlıklarla alakalı bir siyaset ortaya koyacağız. Doğal olarak buna en yakınımızdan başlayacağız. Potansiyelimizin olduğu bizimde içinde bulunduğumuz toplumdan başlayacağız. Bu bölgesel olmayacak ve bizim Ümmetçi anlayışımızı zedelemeyecek. Çünkü bizler ümmetçi anlayışla hareket ediyoruz. Bir tarafta İslami hakları, bir taraftan da insani hakları hedefleyen ve bu doğrultuda; bir taraftan İslam kardeşliğini bir taraftan da insan kardeşliğini göz önünde bulundurup dünyanın tamamı için, bu haklar üzerine mücadele vereceğiz. Doğal olarak bölgemizden başlayacak, yani kendi toplumumuzdan başlayacağız. Unutulmamalıdır ki bizim ölçümüz ümmettir, bizim ölçümüz insanlıktır. Bizim Hedefimiz Dünyadır. “
İçinizden parti kurmanızı istemeyenler oldu mu? Olduysa onları nasıl ikna ettiniz?
Elbette farklı görüş ve düşünceler ortaya çıkacaktır ve biz bu görüş ve düşünceleri de değerlendiriyor ona göre hareket ediyoruz. Ama bugüne kadar yapmış olduğumuz görüşmelerde, istişare toplantılarında bize yansıyanların görüşleri çoğunlukla müspet olmuştur. Bu işin Müslümanlar tarafından yapılması gerektiği hatta bunun bir sorumluluk olduğu kanısı ağır basmıştır. Çünkü idare makamlarının toplumun ıslahı ve ifsadında çok etkin olduğu ve bunun ilahi bir sorumluluk olarak Müslümanların sorumluluğu arasında bulunduğu gerçeğini önümüze koyanlar çok fazla. Bizlerde bu gerçekle hareket edip çoğunluğun fikirleriyle örtüşen bu niyetimiz doğrultusunda hareket ediyoruz.
Kamuoyuna baktığımızda Diyarbakır, Batman gibi illerde başarıya ulaşacağınız kanaati çok yüksek. Sizin bu konudaki görüşleriniz nelerdir?
Biz sadece Diyarbakır ve Batman üzerine hesap yapmıyoruz. Bu konuda başarılı olacağımıza inanarak yola koyulduk. Bölge ve Türkiye halkı olarak bakıldığında elhamdülillah halkımız Müslüman bir halktır. Halkımızın İslam`i duyguları bugüne kadar hep sömürüldü halkın İslami hakları talepleri hiçbir zaman karşılanmadı verilmedi hep istismar edildi. Camiamızın geçmişten günümüze halk içinde yaptığı çalışmalar ortada ve halkımızın inanç yapısı ortada, halkımızın ahlakı, kültürü ortada. Bugün taban tabana zıt başka bir ideoloji gelip bu halka kendini kabul ettirmişse neden kendi halkımız bizi kabul etmesin. Dini, ahlakı, kültürü ile uyuşan bu camiayı kabul edecek destek olacak ve hep beraber bu yolu yürüyeceğiz.
Bu aşamada bir Büyükşehir Belediyesini idare edebilecek adaylara sahip olduğunuza inanıyor musunuz?
Bu konuda sıkıntılarımızın olmayacağına inanıyorum. Bu iş geçmişten günümüze gelen bir hizmet alanıdır. Gerek kendi camiamızdan gerekse camia dışından tecrübeli uygun adaylarla çizgimizden sapmadan çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yeterli potansiyelimiz mevcuttur.
Başka Sivil Toplum Kuruluşları ve PKK-BDP ile görüşmeleriniz oldu mu? Onlardan herhangi bir tepki ile karşılaştınız mı?
Çok farklı camialarla görüşmelerimiz oldu bunları isimlendirmekten ziyade yelpazeyi daha geniş tutmaya çalışıyoruz. Bu görüşmelerimiz bitmedi devam ediyor. Neticede siyasi arenadayız ve her kesimle görüşmeye hazırız. Bizler dar bir kalıp ile olaya bakmıyoruz. Düşüncesi, ideolojisi ne olursa olsun bu ülkenin gerçeği olan bu kesimlerle görüşürüz, ama kendi stratejimizi kendi yol haritamızı kendimiz belirler uygun adımlarla hareket ederiz.
Parti kurucuları ve aday olarak göstereceğiniz adaylarda ne gibi özellikler ve vasıflar arıyorsunuz?
Öncelikle adaylarımızda iman ve takva arıyoruz. Ondan sonra yetenek, ehliyet, kişinin geçmişi ve halk nezdinde ki yapısına bakarak değerlendirmede bulunacağız.
Seçimlerde kazanacağınız belediyelerde bulunan kadrolarla nasıl bir ilişki düzleminde çalışmayı düşünüyorsunuz?
Türkiye`de idareyi eline geçiren yöneticiler en üst seviyeden en alt seviyeye kadar kendisine yakın insanları kendi çevrelerinde toplamış ve bir sonraki yönetim ile yine değişmiştir. Bu Türkiye`nin bir gerçeğidir. Bu gerçekle biz de karşılaşacağız. Yapacağımız hizmet ve çalışmalarda bizimle hareket edenler yola devam eder ama hakka ve halka yönelik yapacağımız hizmette bize engel olmak isteyen performansımızı düşüren kadrolarla bu yolu yürümek zorunluluğumuz yoktur.
Parti yönetimi ve adayları içerisinde farklı kesimden insanlara yer verilecek mi?
Bu hareket halk hareketine dönüşecek olan bir çalışmanın başlangıcı ve bir niyetin ortaya konuluşudur. Biz dar bir çerçeve ile hareket edersek yönetime talip olma gibi bir durumumuz olamaz. Halka mal olacak büyüyecek olan bu harekete çok değişik çevrelerden de katılım olacaktır. Yeni kadrolar oluşacaktır.
Avrupa Birliği hakkında ve Türkiye`nin AB`ne üyelik süreci hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu konular programımızda şekilleniyor. Tamamlandıktan sonra inşallah bunları program ile birlikte açıklayacağız
SON VİDEO HABER
Haber Ara