Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Sanatçı Bilek: Barış ve dostluk içinde yaşam hayali kuralım

Sinema ve tiyatro oyuncusu Renan Bilek'in 21 Kasım Çarşamba günü Sol Gazetesi'ndeki köşesinde yayınlanan yazısı internet haber sitelerinde genişçe yer aldı. Haberlere göre, Renan Bilek, bir asker kaçağıydı ve her an askere görütülebilirdi. Sanatçı'nın Fransız yazar Boris Vian'dan yaptığı alıntı da, kendisine mal edilmişti.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-11-26 18:26:02

Sanatçı Bilek: Barış ve dostluk içinde yaşam hayali kuralım
TIMETURK / Haber Merkezi

Bilek, yazısı, yazısında konu edindiği Suriye'ye yönelik savaş tehdidi ve Kürt sorununa ilişkin olarak ETHA 'nın sorularını yanıtladı.

Öncelikle yazısının, magazinel bir şekilde rol aldığı dizi filmdeki karakter hatırlatılarak ele alınmasını eleştiren Bilek, "13-14 yıl önce yaptığım askerliği şu anda yapmamış gibi bir algı yaratıldı. Haberlerde kullanılan başlık bana ait değildi. Başlık ile yazı arasında ilişki yoktu. Bir de Fransız yazar Boris Vian'ın sözünü bana mal etmişlerdi" dedi.

BAŞIMIZDA HALE İLE DOLAŞIYORUZ

Yazısında asıl amacının Suriye'ye yönelik savaşa itiraz etmek olduğunun altını çizen Renan Bilek, şöyle konuştu:

"Hatay'da silahlı militanlar, devletin imkanlarını kullanarak, ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar. AKP'nin 'Komşularla sıfır söylemi' vardı. Ancak bugün bakıyoruz ki, sorunlu olmadığımız yer yok. Küçükten bize öğretilen bir şarkı vardı, bir iki üçler yaşasın Türkler diye... Herkes kötü, bir biz iyiyiz ve başımızın üzerindebir hale taşıyoruz, meleğiz. Ama öyle değiliz. Çok ciddi bir savaş çığırtkanlığı yapılıyor. Bu işte en çok çıkarı olan ABD, BM, AB, denge kollamaya çalışırken, Türkiye çılgınca bir saldırı içindeyiz. Böyle söyleyince, Esat yanlısı olarak algılanıyorum. Çünkü, 'ya o, ya bu' algısı var. Yani ikisinin de olmadığı 3. yol yokmuş gibi. İnsanların savaşa karşı tepkisi olmasına rağmen, yönetenlerde büyük bir savaş isteği var. Benim asıl sorguladığım buydu. Sol gazetesindeki o yazım da, kan dökmeye bu kadar meraklıysanız önce kendi kanınızı dökün diyen bir yazıydı."

"Birliktelik" adına bu coğrafyada tarihler boyunca sürekli bir şekilde savaş kışkırtıcılığı yapıldığına dikkat çeken Bilek, "Siyaset alanında, barış savunuculuğunun yokmuş gibi bir anlamı var" dedi.

ORADA AİLEMİZ VAR

Oluşturulan sınırların aileleri böldüğünü vurgulayan Bilek, sınırlara için bir gözlemini şöyle anlattı: "Artvin'e gittiğimizde ailelerin bölünmüşlüğüne tanık olduk. Karşı taraf Batum. Sınır çekildiğinde ailerin bir kısmı bu tarafta, bir kısmı diğer tarafta kalmış. İnsanlar günlük yaşamlarında Türkçe, Gürcüce, Lazca kullanıyor. Batum tarafında yaşayanlar Rusça da biliyorlar. Mardin'de de Arapça, Süryanice, Türkçe, Kürtçe aynı anda kullanılıyor. Suriye'de de ikiye bölünmüş aileler var. Hafızamız ne kadar kolay kayboluyor. Daha bundan iki üç sene öncesine kadar sınırda bayramlaşmalar olmuyor muydu? Yazık ailelere demiyor muyduk? Bu görüntü, orada, sınırın öte tarafında ailemizden bir parçasının bulunduğunu anlatmıyor muydu?"

Bilek, "Akrabalarınızı korumak için ilk başlatacağınız şey bir savaş mıdır? Önce onların hayatını garantiye almak istemez misiniz?" diye sordu.

ARTIK BU SÖZLERDEN BUNALDIK

Sinema ve tiyatro oyuncusu Renan Bilek, her kriz döneminde dile dolanan "keseriz, bir tükürürüz, onlar boğulurlar, buradan bir çıktık mı başkente vararız" sözlerine itiraz etti, "Artık bu sözlerden bunaldık" dedi ve ekledi: "İnsanların yüreklerine savaş ve nefret tohumları ekerek güzellikler yaratamayız."

Bilek, Kürt sorunuyla ilgili soruyu yanıtlarken, "Çok hassas bir nokta" diyerek söze başladı, "Çünkü çok ciddi anlamda uzun süre önce kamplaşma tamamlamış. Cumhuriyet kurulurken anti emperyalist mücadeleye beraber kalkışan insanların arasına düşmanlık girdi" dedi.

Bilek'e göre, sorunun, asıl nedeni daha cumhuriyetin kuruluş aşamasında doğuya ekonomik yatırımların yapılmamış olması.

O DAĞLARA 'NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE' YAZARSANIZ...

Ailesinin kendilerini "Türk" olarak tanımladığını hatırlatan Bilek, şöyle konuşdu: "Benim için Türk, Kürt olmak önemli değil. Ama herkes benim gibi olmak zorunda değil. Kendini bir etnisite üzerinden tanımlayan bir insanın da bu hakkının savunulması gerektiğini düşünüyorum. Bu coğrafyada başka bir sorun var. Ülkenin ismini oluşturan kavram Türkiye, bir ırk, kavim de içerdiği için sorun. Onun içinde barınamayan insanlar -zaten daha önce de verilen sözler tutulmadığı için- doğal olarak, 'Ben Türk değilim, ne olacak şimdi?' diye sordu. Mustafa Kemal'in ulus devlet kurmak için sarf ettiği, 'Ne Mutlu Türk'üm diyene' sözünü, Kürt nüfusunun yoğun olduğu, Osmanlı'dan beri Kürt ili olarak bilinen bir yerin dağına yazarsanız, orada doğan bir Kürt çocuğun ilk tepkisi, 'Demek ki mutsuz olmak için çok sebebim var, çünkü ben kürdüm' olur."

SAVAŞ VE SİLAHLA ÇÖZÜM GELMEZ

"Bizi bu coğrafyada birbirimizle tutacak şeyin, etnisiteden ziyade sınıfsal olduğunu düşünüyorum" diyen Bilek, süren savaş için, "Nasıl adlandırırsanız, adlandırın, 30 yıldır bu coğrafyanın çocukları ölüyor. Kim olursa olsun, anneler çocuklarını kaybediyor. Savaşı ve silahlanmaları daha da yükselterek bir çözümün geleceğine inanmıyorum" diye konuştu.

Sinema ve tiyatro oyuncusu Renan Bilek, son olarak şunları söyledi: "Bu coğrafyada her ırkın, kavmin, halkın, din sahibinin kim olursa olsun, benim kardeşim, komşum, dostum olduğunu biliyorum. İnsanların savaşarak öldürmek üzerinden değil birlikte barış ve dostluk içinde yaşamak üzerine bir hayal kurmaları gerektiğini düşünüyorum." 

Haber Ara