“Sayın Başbakan'ın bugünden yarına bu iş olsun gibi bir talebi yok” diyen kurmaylar “Sayın Başbakan'ın söylediği, yerel hizmetleri güçlendirmeye yönelik olarak, yerel yöneticilerin halka karşı sorumluluklarını güçlendirecek mekanizmaların tartışılması” görüşünü dile getirdiler. AK Parti kurmayları, Erdoğan'ın önerisinin perde arkasını VATAN'a şöyle anlattılar:
‘Vali çalışmaları kilitledi'
“Sayın Başbakan yerel yönetimden geliyor. Belediye başkanı olduğu dönemde yaşadığı sıkıntılar var. Bu sıkıntıların büyük bölümü de dönemin İstanbul Valisi Erol Çakır üzerinden gerçekleşmiş. Valinin tutumu nedeniyle belediyenin pek çok çalışması aksamış hatta zaman zaman kitlenmiş. Bir vali bunu nasıl yapıyor? Çünkü halka değil hükümete, başbakana karşı sorumlu. Halka karşı bir sorumluluğu yok. Böyle bir vali ve karşısında halka karşı sorumlu bir belediye başkanı. Valinin yerel hizmetleri kilitleyerek engelleyerek kaybedeceği bir şey yok. Ama seçilmiş olsa belediye başkanı ile böyle bir çatışmaya girebilir mi? Belediye hizmetlerini kilitleyebilir mi? Mümkün değil çünkü böyle bir durumda seçimi kaybeder. Sayın Başbakan'ın valilerin seçimle gelmesinin tartışılmasını istemesinin mantığı da bunun üzerine kurulu. Yani seçim meselesi hem yerelde bir taraftan yerel yöneticilerin halka karşı sorumluluğunu arttırarak, sorumluluk mekanizmalarını güçlendirecek hem de yerel hizmetlerin daha hızlı ve etkin gerçekleştirmesini sağlayacak.”
AK Parti'li kurmaylar, “Valilerin seçimle işbaşına gelmesi başkanlık sistemi talebinizle bütünleştiriliyor. Seçilmiş valiler için başkanlık sistemi şart mı? Valilerin seçimle işbaşına gelmesinin üniter yapıyı bozacağı eleştirilerine ne diyorsunuz?” soruları üzerine ise şu görüşleri dile getirdiler: “Valilerin seçimle işbaşına gelmesi başkanlık sisteminde de olabilir parlamenter sistemde de. Yani parlamenter sisteminde de valilerin seçimle işbaşına gelmesi mümkün. Valiler seçimle gelirse üniter yapı bozulur demek de bilgi eksikliğinden. Çünkü yasama ve yargı tek mezkezde olursa, TBMM dışında başka meclisler oluşturulmazsa federasyon olmaz.”
Vali Çakır ile üç ay çalıştılar
EROL Çakır, 6 Ağustos 1998'de İstanbul Valiliği'ne getirilirken, 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Erdoğan, 5 Kasım 1998'de Danıştay kararıyla başkanlıktan düşürüldü. Vali-belediye başkanı olarak 3 ay birlikte çalışan ikili arasında sık sık kriz yaşandı. Erdoğan'ın Çin gezisi dahi ikili arasında krize dönüştü. Erdoğan, Çin gezisine izin vermeyen valiliğin kararının iptal edilmesi için İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Erdoğan, Çakır ile yaşadığı bir polemiği Ocak 2009'da Ak Parti Rize istişare konseyi toplantısında şöyle anlatmıştı: “Yeni vali beni ziyarete geldi. ‘Üniversite burslarını kendi militanlarınıza veriyorsunuz' diye edep dışı ifade kullandı. ‘Bu ifadenizi kınıyorum, üzüldüm. Bu tür bir ifade kullanamazsınız' dedim. ‘Eğer biraz yüreğiniz varsa gelin balkona çıkalım, burs almak üzere kuyrukta olan gençler var. O gençleri görün. Bunlar benim militanım mı yoksa üniversitede okuyan yavrularımız mı anlayın' dedim. Tabii cesaret edemedi. İstanbul'a gelişi zaten anlamlıydı. Tesadüfen kısa süre sonra hakkımda dosyalar süratle akmaya başladı.”