Aktay, Gaziantep'ten yayın yapan Kanal 5 Televizyonu tarafından Şehitkamil Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Yeni Dünya Düzeninde Ortadoğu'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kendi baharını yaşadığı zaman kimliğini, kendi özünü keşfettiği zaman dünyayı keşfettiğini söyledi.
Türkiye'yi bastırmanın yolunun onun İslam'la olan bağını bastırmaktan geçtiğini belirten Aktay, ''Türkiye'nin İslam'la olan bağını kopardığınız zaman elini, ayağını koparmış oluyorsunuz'' dedi.
''Nitekim 80 yıl boyunca Türkiye, eli ayağı kopuk olarak kaldı'' diyen Aktay, şunları kaydetti:
''Biz bu hale gelecek toplum muyduk? Türkiye 2002 yılından beri İslam'la bağlarını yeniden hatırlamaya başladığı andan itibaren dünyaya olan doğal ilgisini de keşfetti. Türkiye kendi içinde İslam'ı bastıran, kendi kültürel sermayesini katleden unsurlarla hesaplaştı. Kendi vesayet kurumlarıyla hesaplaştı. Kendi vesayet kurumlarıyla hesaplaştıkça hem ekonomisi canlandı hem toplumsal dinamizmi şahlandı, arttı. Bu yükseliş gerçekleştiği zaman Türkiye kendi şahsiyetli politikasını da izlemeyebilmeye başladı. Kendi şahsiyetli politikasını izleyince Arap dünyası tarafından da izlenmeye başlandı.''
Aktay, 1 Mart tezkeresinde ABD'ye ''hayır'' diyen bir ülke ihtimalinin ortaya çıktığını, bu ihtimali Arapların ve Müslüman halkların çok sevdiğini dile getirdi. Bu ihtimalin giderek gerçek hale gelmeye başladığını ifade eden Aktay, ''Türkiye giderek hem dini kimliğiyle, hem İslami kimliğiyle, kültürüyle, tarihiyle barışan, Ortadoğu'ya dönen ama Avrupa'dan da vazgeçmeyen, vazgeçmediği halde de kendi şahsiyetli politikasını güdebilen bir ülke olunca daha fazla dikkat çekmeye başladı'' diye konuştu.
-''Arap Baharı''
Arap dünyasının bu süreçte kendi liderlerini sorgulamaya başladığını vurgulayan Aktay, şöyle konuştu:
''Kuşkusuz Arap Baharı'nın tek sebebi Türkiye'dir demek kendimize fazla rol biçmek olur. O da haksızlık olur. Çünkü Arap dünyasında öteden beri gelişmekte olan çok güçlü bir sivil toplum var zaten. Çok güçlü bir aydın kitlesi var. Fakat bizim belki de verdiğimiz bir ışık, Türkiye eğer yaptıysa tetikleme yaptı. Türkiye herkesi eteğinde toplayacak bir model değil. Böyle bir model arayışımız yok. Bu coğrafya ayağa kalkacak. Mevcut dünya düzeninin ne kadar adaletsiz olduğunu artık herkes çok daha net görmeye başladı. Bu adaletsizliğe bir itiraz yapılıyor artık. Eskiden 'Yurtta sulh, dünyada sulh' diyorduk, şimdi ise 'Yurtta demokrasi, dünyada demokrasi, yurtta adalet diyoruz, dünyada da adalet diyoruz.''
Arap Baharı'yla ilgili bazılarının ''birileri düğmeye bastı'' dediğini hatırlatan Aktay, ''Buna yüksek makamlardaki insanlar da inanamadı. Niye kardeşim, oradaki halkın bir şey istemeye hakkı yok mu? 'ABD yaptı' deniliyor. ABD kendisine boyun eğen birileri varken neden keyfini bozsun? Aslında böyle dememiz bizim kendimize hakaretimizdir. Biz kendimize inanmıyoruz anlamına geliyor. Oysa bizim kendimize inanmamız gerekiyor. Bu dünyadaki gücü değiştirebilecek güce ve iradeye sahip olduğumuza inanmamız gerekiyor'' şeklinde konuştu.
Akay, Türkiye'nin artık dünya siyasetine meydan okuyabilecek durumda olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin talep eden, sorgulayan, hesap soran bir konumda olduğunu dile getiren Aktay, ''İsrail gibi bir ülke varsa dünyada, dünyada adalet olamaz. İsrail gibi despot, zalim, gaddar bir ülke varsa dünyada adaletin esamesi okunamaz. Bugün İsrail'in yaptığı zulmün haddi hesabı yok. Ve yaptığı zulümlerin hesabını soran da yok. 2008 yılında İsrail'in zulmüne meydana okuyan, ona hesap soran sadece Türkiye vardı'' ifadelerini kullandı.