'İslam Barış Gücü' oluşturulmalı
Mustafa Kamalak, Suriye'deki sorunun çözümüne ilişkin önerilerini aktardı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-11-19 14:17:46
Suriye konusunda başta İran olmak üzere birçok ülkeden katılımcıların bulunduğu Tahran'daki programda konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Suriye'deki sorunun çözümüne ilişkin önerilerini aktardı
SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN ÖNERİLER
"Suriye'deki olaylara daha fazla gecikmeden, Müslümanlar olarak, müdahale etmemiz lazım" diyen Kamalak, şunları söyledi: Bunun için Hucurat Suresi'nin 9. ayetinde kerimesinde emredildiği gibi, çatışan tarafları barışa davet etmemiz gerekiyor.
Ancak bu daveti yapmak için, Türkiye, İran, Pakistan ve Mısır temsilcilerinden oluşan bir Barış Heyeti'nin oluşturulması icap ediyor.
Bir cümle ile Suriye'de akan kanı bir an önce durdurmamız şarttır.
D-8 ülkeleri, en kısa zamanda bir "İslam Barış Gücü" oluşturmalıdır.
İslam ülkeleri bütün bunları yaparken, asla ve asla Batı'dan medet ummamalıdır. Mesela NATO'dan yardım talep etmemelidir. İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi'nin davetlisi olarak İran'a giden Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Suriye konusunda düzenlenen toplantıda konuştu. Kamalak, iki gün sürecek toplantının ilk gününde yaptığı konuşmasına 'Bütün Müslümanlar Kardeştir' ayeti kerimesi ile başlayarak, "Bizim, Rabbimiz birdir, Peygamberimiz bir, Kitabımız birdir, Kıblemiz bir" dedi. İslam dünyasının darmadağınık ve perişan bir halde olduğunu ifade eden Kamalak, "İşte gündemimizi oluşturan Suriye! Ölen de Müslüman, öldüren de Müslüman. Yanan can Müslüman'ın canı, akan kan Müslüman'ın kanıdır. Ellerindeki silahlar ise, kendilerini yok etmek isteyen düşmanların silahıdır. Müslümanlar, kardeşlerini öldürürken, düşmanların da para kasalarını doldurtmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri 2010 yılında 21 milyar 300 milyon dolarlık silah satmış iken, Arap Baharı'nın kızıştığı 2011 yılında bu miktarı üçe katlamış: 66 milyar 400 milyon dolarlık silah satmıştır. Bu miktar sadece ABD'nin sattığı silahların tutarıdır. Bu silahların hemen hemen tamamı, Suriye'de olduğu gibi, Müslümanların birbirlerini öldürmeleri için kullanıyor. Müslümanların birbirlerini öldürmesine müsaade edemeyiz. Hatta hiç kimsenin öldürülmesine gönlümüz razı olmaz" dedi.
SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN ÖNERİLER
"Suriye'deki olaylara daha fazla gecikmeden, Müslümanlar olarak, müdahale etmememiz lazım" diyen Kamalak, önerilerini ise şöyle sıraladı: "Bunun için Hucurat Suresi'nin 9. Ayetinde kerimesinde emredildiği gibi, çatışan tarafları barışa davet etmemiz gerekiyor. Ancak bu daveti yapmak için, Türkiye, İran, Pakistan ve Mısır temsilcilerinden oluşan bir Barış Heyeti'nin oluşturulması icap ediyor. Bir cümle ile Suriye'de akan kanı bir an önce durdurmamız şarttır. D-8 ülkeleri, en kısa zamanda bir "İslam Barış Gücü" oluşturmalıdır. İslam Ülkeleri bütün bunları yaparken, asla ve asla Batı'dan medet ummamalıdır. Mesela NATO'dan yardım talep etmemelidir" Kamalak, "Eninde sonunda, Suriye'deki kan bir şekilde duracaktır. Biz Saadet Partisi olarak, 'Suriye'de daha fazla kan akmadan, daha fazla insan ölmeden bu olayları durduralım' diyoruz" diyerek ülkede şu ana kadar elli bin insanın öldüğünü iki buçuk milyon insanın ise mülteci konumuna düştüğünü sözlerine ekledi.
ZULME DUR DEMEK İÇİN BİRLİKTE HAREKET EDİLMELİ
Gönüller gibi ülkeler arasında birliğin da birliğin kurulması gerektiğini ifade eden Kamalak, "Bir olmamız, en kısa zamanda bir bütün olarak bir araya gelmemiz, İslam Birliği'ni kurmamız gerekmektedir. Müslüman kardeşlerimizin can ve mal güvenliği için İslam Birliğini kurmamız gerekmektedir. Tüm insanların huzur ve saadeti için bir araya gelmemiz, İslam Birliğini kurmamız gerekmektedir. Irkçı, küresel emperyalizmi durdurabilmek için, İslam Birliğini kurmamız gerekmektedir" diye konuştu.
AMACIMIZ PEYGAMBERİN HAK ANLAYIŞI
Konuşmasının sonunda ise D-8'lerin aktif olarak harekete geçirilmesi çağrısını yineleyen Kamalak, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Unutmayalım ki, ırkçı emperyalizmi durduracak tek şey güçtür, kuvvettir. Unutmayınız ki "Mazlumlar ayağa kalkmadan zalimler diz çökmez", Zalimlere diz çöktürebilmek için İslam Birliğini kurmamız gerekmektedir. Güç, kuvvet sahibi olabilmemiz için İslam Birliğini kurmamız gerekmektedir. Aslında merhum Erbakan Hocamızın öncülüğünde, 1997 yılında İslam Birliğinin temelleri atılmıştır. Sekiz büyük İslam ülkesi (Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Mısır, Nijerya, Endonezya ve Malezya) bir araya gelerek D-8'leri kurmuşlardır. Ancak D-8'ler bu 8 İslam ülkesi ile sınırlı değildir. D-8'lerin kapısı huzur ve barış isteyen bütün ülkeler için açıktır. Çünkü bizim inancımıza göre herkesin, dili, dini, ırkı, mezhebi ve cinsiyeti ne olursa olsun insanca yaşamaya hakkı vardır. Bu dünyada herkese yetecek kadar yer de vardır, nimet de vardır. Ancak adil bir düzen yoktur. Adil Düzeni de ancak ve ancak Müslümanlar kurabilir. Çünkü herkese adalet üzere insanca yaşama hakkı bahşeden Yüce Yaratıcı'nın kitabı Müslümanların elindedir. Unutmayınız ki, dünyada iki tür hak anlayışı vardır: Peygamberlerin Hak Anlayışı. Firavunların Hak Anlayışı. Amacımız Peygamberi hak anlayışını hakim kılmaktır"
SON VİDEO HABER
Haber Ara