Ertuğrul Özkök Aykırı Sorular'da Aysever'in sorularını cevapladı. Türkiye'de bazı insanların kuşkulu olduğunu söyleyen Özkök,"20. Yüzyıl kafasıyla götürülen bir muhafazakârlığın bu ülkede geleceği yok." dedi. Özkök Ayrıca 28 Şubat'ın içinde halkın olduğunu da söyledi.
MUHAFAZAKARLIĞIN BU ÜLKEDE GELECEĞİ YOK
Giderek ülkenin bir kısmı bunu soruyor. İleriki bir dönemde Ülkenin sokaklarında içki içilmeyecek mi, ülkenin barları olmayacak mı, İnsanlar başı açık gezemeyecek mi daha muhafazakâr bir hayat bize empoze edilecek mi? Yoksa olmayacak mı bu? Ben de geçen gün bir yazı yazdım çok da bir yankısı oldu ve hala devam ediyor. Hatta bugün Vatan gazetesinde bir mülakatte de okudum bu tartışmaları. Ben dedim ki bu ülkede muhafazakârlığın en azından 20. Yüzyıl kafasıyla götürülen bir muhafazakârlığın bu ülkede geleceği yok dedim. Obama seçimi kazandıktan sonra yayımlanan bir haritayı gösterdim. O haritaya baktığımız zaman Amerika’da şöyle bir tablo çıkıyor ortaya ortalar kırmızı cumhuriyetçi parti, Bütün kemerler mavi Obama’ya oy kullanan bence Türkiye’nin de geleceği böyle olacaktır diyorum ben. Bizim gibi çevresi denizlerle çevrili ülkelerde Amerika gibi. Orada daha demokrat daha modern eşcinselliği savunanlar çevrede muhafazakârlığı savunanlar merkezde kaldı. Amerika da çok ileride 40-50 bin dolar geliri olan bir ülkeden bahsediyoruz.
TÜRKİYE İLE İLGİLİ İYİMSERİM
Kıyılarda yaşayan insan hayatıyla bugün getirilen muhafazakârlık arasında bir uyuşmazlık var. Ben o bakımda çok iyimserim. Türkiye ile ilgili iyimserim.
Dünyanın en büyük ideolojisi hayat tarzıdır. Erdoğan’a 2002’de oy verenlerin bir kısmı bir önceki seçimde Ecevit’e oy verdi.
ERDOĞAN ÇOK GÜÇLÜ DEMEK İDDİALI OLUR
Bugün AKP milletvekilleri Erdoğan’a sormadan bir kanun teklifi bile hazırlayamıyor. Erdoğan çok güçlü demek çok iddialı olur. Halk istemezse Erdoğan gider.
Bir dönemler Tayyip Erdoğan’ı destekleyen yazarlar ne diyor? Ankaralılaştı Devletleşti diyor.
ÖZAL TEK ADAM DEĞİLDİ
Özal tek adam değildi. Özal döneminde Özal çok rahat eleştirilen bir adamdı. Be o dönemi yaşadım. Özal dediğiniz adam 12 Eylül’den demokrasiye geçişi düzenleyen adamdır.
Özal Askerlerin adayı değildi. Askerlerin adayı Cevdet Sunal’dı. Herkes Sunal’ın kazanacağını sanıyordu. Halk gitti Özal’ı seçti. Özal sivil bir insandı.
Özal yüzde 36 ile seçildi oyları azaldı. Erdoğan oylarını arttırdı. Eğer Türkiye’nin bugün ihracatı 150 Milyon dolara geldi ise bunun sebebi Özal’ın bizim zihinlerimize getirdiği devrim sonucudur. Özal bir Zihniyet devrimcisidir. O günlerde Erdoğan’ın geldiği milli görüş ise AB’ye karşıtlığı savunuyordu. Liberal ekonomiyi savunmuyorlardı. Ama sonra geldiler bu duruma.
2007 MİTİNGLERİ ÖRGÜTLÜYDÜ
29 Ekim’le 2007 mitinglerini ayırmak lazım birbirinden 2007 mitingleri çünkü örgütlü mitinglerdi. 2007 mitinglerine ben katılmadım. Ben o mitingleri sevmedim. Çünkü o mitinglerde atılan sloganlar benimle taban tabana zıttı. Ama bu mitinglerin kürsüsü yoktu. İzmir deydim o gün. Bayrama gider gibi gidiyordu insanlar.
İMAM HATİPLİLER BU ÜLKEYİ YENİDEN İNŞA EDİYOR
Son 5-6 yıldır sevmediğim kavramlar gelişti. Erdoğan’ı bu anlamda eleştiriyorum. Bu ülkenin öz evlatlarından bahsediyor. Geçen gün gitti imam hatipliler bu ülkeyi yeniden inşa ediyor dedi. İnsaf ya İmam hatipliler bu ülkedeki okuyan insanların sayısının yüzde 5’i. Bu ülkenin yüzde 95’i bu ülkenin hiçbir değişimine katkıda bulunmuyor mu? Ben devlet okulundan mı mezunum. Ak Parti’nin küçümsenmeyecek bir bölümü normal okullardan mezunlar. Bu haksızlığı yapmamak lazım. Bunu yapmaması lazım artık bu ülkenin Başbakanı.
ÖRGÜTLÜ HAREKETLERDEN KORKARIM
Ben örgütlü hareketlerden korkarım. Dünyanın en örgütlü hareketleri dünyanın başına en büyük dertleri açan hareketleridir. Nazi hareketleri böyledir. Komünist hareketlerin diktatörlük olarak uygulandığı hareketler böyledir. Yüzde 92 anayasaya evet diyen insanlar gittiler Özal’a oy verdiler.
28 ŞUBAT’IN İÇİNDE HALK VARDIR
28 Şubat şimdi tartışılıyor. Halk vardı 28 Şubat’ın içinde 28 Şubat’ın iki partisi DYP ve Fazilet Partisi ondan sonraki seçimlerde oy kaybetti. Halkta vardı içinde ışıklar her tarafta yanıp sönüyordu. Stadyumlarda bağırılıyordu. Toplumların hayatlarında askerle halkın aynı düşündüğü yerler çok olmuştur.
Ben 28 Şubat’ta andıç olayından dolayı dolduruluşa geldim. Fethullah Gülen’in okullarıyla ilgili şikayetler vardı. Askerler ve toplumdaki Laikçilerin bir kısmı kızıyordu falan. Bunalmıştı Gülen’in o okullarını yöneten insanlar. Alaattin Kaya beni aradı bu kadar çok şikayet varsa biz bu okulları devlete devredelim dedi. Ben bütün 28 Şubat boyunca bir kere konuştum Çevik Bir’le. Bir kere telefonlar bir de o meşhur brifingden sonra odasında bir sabahçılar gitti görüştü sonra da biz gittik konuştuk. Çevik bir’e onlar bu okulları devrediyorlar isterseniz siz bir onlarla görüşünde dedim.
GÜLEN'İN YURT DIŞINDA OLMASI BİR HAKSIZLIKTIR
Çevik bir ile bir münakaşa ettik Siz bir haksızlık yapıyorsunuz dedim belki hala da yapılıyor. Fethullah Gülen’in yurtdışında olması bir haksızlıktır bence. Burada olması gerekiyordu bence. Bunu bin kere söyledim.
BU ÜLKEDE KAÇ KİŞİ ŞARAP İÇİYOR
Ben kendi hayat tarzımı tehdit altında görmüyorum. Bu dünyada kimse beni bu dünyada tek kişi kalsam kendi hayat tarzımdan vazgeçmem. İçkimi içiyorum iyi giyiniyorum. Karım başı açık geziyor. Bedel öderim çünkü hayatta bundan daha fazla istediğim ve sahip olduğum Allah bana bu hayatı verdiyse bu hayatı bildiğim gibi yaşama duygusunu da verdi bana. Başkası 5 vakit namazını kılabilir buna bir şey diyemem ki.
Başbakanla bir gün bir açık oturuma çıktık. Arada yemek yiyiyoruz. Şarapçıların konusunu açtım bu zamlarla alakalı olarak. Başbakan bana dedi ki bu ülkede kaç kişi şarap içiyor dedi. Ben dedim ki bir kişi içiyor ben içiyorum dedim. Yani bir kişi olunca onun arzu ve istekleri önemsiz mi?
