Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan 3,5 yıl önce Çağlayan'da katil İsrail için neler demişti? İşte Hoca'nın o sözleri...
Laf yetmez, hareket, aksiyon ve çözüm gerekir
Irkçı emperyalizm 5 bin 700 yıldır büyük İsrail'i kurmak için çalışıyor. Son 130 yıldır ne yaptı. Asırlar, İslam idaresine böylece huzur ve barış içinde geçerken 19. yüzyılın sonlarında Osmanlı'yı içerden yıkarak bütün arz-ı mevudu kaplayacak şekilde büyük İsrail'i kurma hedefine yöneldi. Bunun için her türlü entrikayı çevirdi. Filistin, Ortadoğu korumasız kaldı. Osmanlı'yı içinden yıktılar. İkinci cihan harbinden sonra ırkçı emperyalizm tarafından Birleşmiş Milletler'in ilk kararı Filistin topraklarında İsrail devletini kurmak oldu.
Bunu gerçekleştirmek için başta Amerika, İngiltere olmak üzere bütün Batılı ülkeler beraber oldu. Bin 400 yıllık İslam toprağından Filistinlileri kaba kuvvet zoruyla, füzelerle, tanklarla, evlerinden, yurtlarından göçe mecbur bırakarak İsrail'i kurdular. Sonra da ırkçı emperyalizm bu İsrail'i bütün arz-ı mevudu içine alacak şekilde büyük İsrail'e çevirmek için 70 yıldan beri Ortadoğu'da sürekli savaş, tecavüz, terör ve suikastlar yaparak huzur namına bir şey bırakmadı.
Büyük İsrail'i kurmak istiyorlar
1990'da Sovyetler dağılıp komünizm iflas edince hedef, İslam alemi ve Türkiye olmuştur. 1990'da Sovyetler dağılıp komünizm iflas edince ABD'nin tek kutup olmasını artık nihai zaferleri için yeterli gören ırkçı emperyalizm şimdi 19 yıldan beri bir yandan büyük İsrail'i kurmak diğer yandan da 28 Müslüman ülkeyi kendi kontrolü altına almak için İsrail'in emniyetini sağlamak maksadıyla 19 yıldan beri 20. haçlı seferini yapmakta. Kesin ve kararlı adımlarla hedeflerine doğru yürümeye çalışmaktadırlar.
Hedefte Türkiye var
Sevr Anlaşması Osmanlı'nın önüne büyük İsrail'i kurmak için konulmuştur. Fakat Anadolu'nun inançlı evlatları buna müsaade etmediler. Beş yıl boyunca İstiklal savaşımızı yaptık. Selçuklularla, Osmanlı'nın afakı olarak ırkçı emperyalizmin büyük İsrail'in bir parçası saydıkları Güneydoğu Anadolu'muzu ve bütün yurdumuzu işgalci zalimlerden kurtardık. Fakat şimdi ırkçı emperyalizm, 1990'dan sonraki yeni politikalarıyla BOP adı altında büyük İsrail'in kurulması için 28 İslam ülkesinin kontrol altına alınması ve bu meyanda Selçukluların, Osmanlı'nın mirasçısı bağımsız bir devletin olmaması.
Yani Türkiye'nin olmaması hedefi yeniden ortaya konulduğu içindir ki Afganistan ve Irak'ın işgal olaylarını yaşadık. Ve bunu takiben İran, Suriye, Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye'nin ırkçı emperyalizmin kontrolü altına geçmesi için yapılan çalışmaları izliyoruz. Hedef İslam alemi ve Türkiye'dir.
İşte ırkçı emperyalizmin bu gayeleri çerçevesinde vaaz ettiğimiz tarihi gelişmeler sonucunda bugünkü Filistin soykırımı ve katliamını yaşıyoruz.
Siyonistler firavunları geçti
Filistinliler bilelim ki, kendi ülkeleri için değil, İslam alemi, Türkiye ve bütün insanlık için mücadele ediyorlar. İsrail'in hileli, vahşi planlarını yaşıyoruz. İsrail, Gazze bölgesini, sözde Filistin'in bir bölgesini serbest bırakmış görüntüsü altında boşalttılar. Halbuki asıl maksadı, orayı bütünüyle bombalayıp yok ederken, kendi askerlerine bir zarar gelmemesini temin etmek, korumak içindi. Hedef, Gazze'deki 1 buçuk milyon Müslüman kardeşimizi bir yandan tanklarla, füzelerle, uçak bombardımanlarıyla yok edilmesi sağlanırken, öbür yandan kuşatılmış Gazze bölgesine konulan ambargolarla Müslüman kardeşlerimizin aç, ilaçsız, elektriksiz bir suretle yok edilmelerini sağlamaktır.
Son 15 günde sadece 484 şehit, 4 binin üzerinde yaralı ve ilaç ve yiyecek tedavülünde kullanılan 40 tünel ve mahalleler yıkılmış, taş üzerinde taş bırakılmamıştır. Bu zulüm 50 yıldan beri devam etmektedir. İsrail böylece, Firavunların İsrailoğullarına uyguladıklarından daha fazlasını Filistinli kardeşlerimize uygulamaktadır.
Filistinli kardeşlerimizin yanındayız
Aylardan beri devam eden mahşer bir yandan ırkçı emperyalizmin ne olduğunu gözler önüne sererken diğer yandan bütün diğer ülkelerin, sözlerime dikkat edin lütfen, Müslüman ülke yöneticilerinin ne yapıda olduklarını da gözükür hale getirmektedir.
İsrail'in vahşi saldırıları karşısında, Milli Görüşçüler olarak bizler ne yaptık; Biz Milli Görüşçü olarak Selçuklu ve Osmanlı'nın abadı olarak aziz milletimizi inancıyla, imanıyla, ruh köküyle, tarihiyle ve kimliğiyle temsil ettiğimiz için bundan önce nasıl İsrail'in Kudüs'ü başkent ilan etmesi üzerine siyasi ilişkileri kesmeyen dışişleri bakanını ikaz ettiysek ve bugüne kadar çeşitli mitinglerle hep vücut Filistin'deki katliamların karşısında üzerimize düşeni yaptıysak şimdi de Filistin'de aylardan beri devam eden soykırım, katliam ve vahşet karşısında bu muazzam mitingi yaparak Selçuklu, Osmanlı ecdadımızın torunları olduğumuzu ortaya koyuyoruz.
İsrail'in zulümlerini telin ediyoruz. Ve bütün gücümüzle soykırım ve katliama uğrayan Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu haykırıyoruz. Bu, ecdadımızın bize bıraktığı mirastır. Görevimizi yapıyoruz, ecdadımıza layık olmaya çalışıyoruz. Kimliğimizin gereğini yerine getiriyoruz.
"Laf yetmez, hareket, aksiyon ve çözüm..."
Çok değerli muhterem kardeşlerim, şimdi bu hitabımı en iyi cümlesini söylüyorum; Görevi layıkıyla yapmak başka bir şeydir. Bir şey yapıyormuş gibi lafla geçiştirmek başka bir şeydir. Laf yetmez, hareket, aksiyon ve çözüm gerekir. Bu mitingin yapılmasını vesile ettiği için Cenab-ı Allah'a sonsu şükürler ederken başta İslam alemi olmak üzere insanlığın tamamı bu mitingimiz vesilesiyle Filistin'deki katliamın durdurulması için hiç vakit kaybetmeden gereken tedbiri almaya davet ediyorum.(Milli Gazete)