Dolar

34,9524

Euro

36,6243

Altın

3.012,60

Bist

10.058,63

Pakistan'da Ümmet Birliği Konferansı

Pakistan'da düzenlenen ve 3000 bin kişinin iştirak ettiği Uluslar arası Ümmet Birliği Konferansı'nda konuşan Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, dünyadaki mevcut sistemin değişmesinin vaktinin çoktan geldiğini söyleyerek, 'Yeni ve adil bir dünyanın kurulması için alt yapı çalışmaları başlamalıdır' dedi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-11-14 09:10:28

Pakistan'da Ümmet Birliği Konferansı
İslam dünyası için büyük bir öneme sahip olan Uluslar arası Ümmet Birliği Konferansı'nda konuşan Saadet Partisi YİK Başkanı Oğuzhan Asiltürk, konuşmasında ümmet bilincinin oluşması ve yeni bir dünyanın kurulması için çalışmaların yoğunlaştırılması gerektiğini söyledi. Asiltürk, "Önce bir cümle ile bütün insanlığa saadet getirecek hepinizin çok iyi bildiği temel bir kuralı tekrar etmek istiyorum. İslamsız saadet olmaz. İslam bütün insanlığın hem bu dünyada hem de âhirette huzur içinde yaşamasının temel şartıdır. İslam'ın kuralları ihlal edildikçe toplumda huzursuzluklar başlar ve insanlar birbirlerinin hakkına tecavüz ederler. Anarşi baş gösterir" dedi.

Batılıların kurduğu düzen taklit edilerek Müslümanlık yaşanamaz
Allah'ın 'Birbirinize sımsıkı sarılın, birbirinizden ayrılmayın' buyuruduğunu berilten Asiltürk, "Allah'ın bu emrine Müslümanlar olarak uyacağız. Hep birlikte olacağız. Müslümanlar Allah katında tek bir ümmettir. Osmanlının yıkılıp İslam Birliğini temsil eden Halife tahttan indirilerek, vatanından sürülene kadar bu âyetin emrine uyuluyordu. İslam âleminin bir başı vardı ve İslam âlemi dış düşmanlara karşı birlikte hareket edebilecek durumdaydı" dedi. "Hilafet dönemlerinde Müslümanlar dünyaya hâkimdi. Yeryüzünde hak ve adaleti Müslümanlar sağlıyorlardı. İslam âlemi başsız kalınca dünya hâkimiyeti Siyonistlerin eline geçti" diyen Asiltürk, sonuç olarak insanlığın kan ve gözyaşı içinde inlemeye başladığını dile getirdi.

Asiltürk, "Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra İskoçya'da yapılan bir NATO toplantısında, 'Şimdi ne yapacağız, NATO'yu fesih mi edeceğiz ?' sorusuna İngiltere'nin o günkü Başbakanı Teacher: "Düşmanı olmayan ideoloji yaşayamaz. Bizim yasayabilmemiz için mutlaka bir düşmanımızın olması lazımdır. Sovyetler Birliği dağıldı ve düşman olmaktan çıktı. Onun yerine yeni bir düşman koymamız gerekiyor. Bu yeni düşman İslam olacaktır" cevabını vermiştir. Dünyada meydana gelen olaylar tesadüfen oluyor değil.

İslam düşmanı emperyalist dış güçler bütün bu olayları planlayarak yapıyor. Afganistan'da devamlı Müslümanlar öldürülüyor. Irak'ta bir buçuk milyon insan öldürüldü. Namuslu ev hanımlarının ırzına geçildi. Irak fiilen üçe bölündü. Amerika'nın ve İsrail'in ektiği düşmanlık tohumları neticesinde Irakta halk birbirini öldürmeye devam ediyor.

Ama Amerika ve İsrail hedefine ulaştı. Libya'da da aynı şeyler oldu. Kaddafi'nin linç edilmesinin ardından batılı güçler tarafından daha önce kin ve nefret tohumları ekilerek silahlandırılmış olan kabileler birbirlerini öldürmeye devam ediyorlar. Bu arada Amerikalı ve Avrupalı petrol şirketleri Libya petrollerini ele geçirdi" diye eleştirdi.

BOP adı altında İsrail'in dünya devleti kurulması isteniyor
Konuşmasının devamında ise Asiltürk, "Keşmir'de zulüm var, Arakan'da zulüm var. Dünyanın her yerinde Müslümanlara zulmediliyor. Siyonizm'in planı uygulanıyor. Fas'tan Endonezya'ya kadar Müslüman ülkelerin sınırları yeniden çizilmek üzere bu ülkeler parçalanıyor ve Büyük Orta Doğu Projesi adı altında İsrail'in dünya Devleti kurulmaya çalışılıyor.

Hedef bu. Biz kimseye düşman değiliz mücadelemiz yanlış zihniyetlere karşıdır. Bu haksızlıkları düzeltmek için çırpınıyoruz. İslam âlemi de hâlâ bu zulümleri düzeltebilmenin tek yolu olan Allah'ın "Birlikte olun parçalanıp ayrılığa düşmeyin' emrine kayıtsız vaziyette birlik ve beraberlikten uzak bu zulümleri seyrediyor. Bir kısmı da zalimlerle birlikte onların istediklerini yapıyor. Müslümanlar birleşerek bir güç haline gelmezse hem bu zulümler devam eder hem de biz inim inim inlemeye devam edeceğiz" dedi.

Müslüman ülkelerin ortak siyasi bir irade ortaya koyması için bir araya gelmesi gerektiğini de ifade eden Asiltürk, "Müslüman ülkelerin ortak siyâsi iradesinin sağlanması gerekir. Bunun için D-8'ler kurulmuştur. Bu çekirdek diğer bütün ezilen ülkeleri de bir araya getirmek suretiyle, hakkı ve adâleti üstün tutan yeni bir dünyanın kuruluşuna öncülük edecektir. Bunu sadece Müslümanlar yapabilir. Kuvveti hak sebebi sayan batı düşüncesiyle huzur ve adâlet sağlanamaz" diye konuştu.

Yeni bir dünyanın alt yapısı kurulmalı
İkinci olarak yeni bir dünyanın alt yapısının kurulması için bazı öneriler dile getiren Asiltürk, bunları şu şekilde sıraladı:

"Müslüman Ülkeler Birleşmiş Milletleri,

Müslüman Ülkeler Askeri Gücü,

Müslüman Ülkeler Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı,

Faizsiz çalışan yeni bir İslam Dünya Bankası

Müslüman Ülkeler Arası Para Fonu,

Para birimi olarak İslam Dinarı veya yeni bir para birimi,

Müslüman ülkeler Kültür İşbirliği Teşkilâtı" kurulacaktır"

ARGE çalışmalarına yoğunluk verilmeli

Bu aşamalardan sonra ise Ar-Ge çalışmalarına yoğunluk verilmesi gerektiğini ifade eden Asiltürk, "AR-GE ( araştırma- geliştirme) kuruluşları kurulacak. Son 30 yıldan beri bilhassa iletişim ve bilişim sahasındaki AR-GE atılımları insanlığa yeni ufuklar açmıştır.

Böylece bu gelişmeler, geri kalmış ülkelerin gelişmiş ülkelerin önüne geçmek için, onların yaptıklarının hepsini aynen tekrar etme mecburiyetini ortadan kaldırmıştır ve AR-GE vasıtası ile onların önüne geçme imkânına yol açmıştır. Bir uçak gemisini uzaktan kumandalı bir füze yok edebilir. Bir askerî üssü uzaktan yönlendirilen bir manyetik alan çalışamaz hale getirir. Böyle bir manyetik alan uçağın elektronik cihazlarını kilitler.

Uçak kontrolden çıkar ve benzini bitince yere çakılır. Bir füzeyi manyetik bir alan etkisiyle ters çevirip atıldığı yere göndermek ilim açısından mümkündür. İşte bunlar bütün Müslüman ülkelerin elbirliğiyle araştırma-geliştirme çalışması sonucu elde edilebilir. İlim bunların yapılabileceğini gösteriyor. Bunlar gerçekleştirilmeden batının İslam dünyasını sömürmesinin engellenmesi çok güç belki de imkânsız olur.

Bütün bunların yapılabilmesinin ön şartı da, Müslümanların yaşadığı ülkelerde batının dayattığı hayat düzeni yerine Allah'ın bizim için seçtiği, din olarak râzı olduğunu bildirdiği düzeni, O'nun emrettiği şekilde kurmalarıdır. Batılıların kurduğu düzen taklit edilerek Müslümanlık yaşanamaz. Dünyâ ve âhiret saadetine ulaşılmaz" dedi.
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara