Dolar

34,8957

Euro

36,7306

Altın

3.012,17

Bist

10.058,63

'Kaddafi'yi Sarkozy öldürttü'

HRW tarafından Kaddafi'ye yakın çevreden savaşı sağ atlatan kişiler ve yakalandığı sırada orada olan isyancılarla görüşmeler sonucu bir rapor hazırladı.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-11-05 13:16:52

'Kaddafi'yi Sarkozy öldürttü'
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Libya'nın devrik lideri Kaddafi'nin ölümüyle ilgili bir rapor yayımladı. Sirte'de yakalanmasının ardından ortaya çıkan videolar sayesinde, Kaddafi'nin ölümüne dair ana hatlar biliniyordu. Ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün yayımladığı son rapor Kaddafi'nin ölümüyle ilgili daha fazla ayrıntıyı ortaya çıkardı.

Libyalı yetkililer Kaddafi'nin iki ateş arasında kalarak öldüğünü iddia etseler de, HRW'nin elde ettiği deliller, Kaddafi'nin linç edildiğini kesinleştirdi. Örgüt, raporunu, Kaddafi'ye yakın çevreden savaşı sağ atlatan kişiler ve yakalandığı sırada orada olan isyancılarla yaptığı röportajlara dayandırdı. Raporda yer alan ifadelerden biri de, militanların üst seviye bir komutanına ait...
Habere göre, Kaddafi yakalandığı sırada orada olan komutan, olayı "karmaşa, şiddetli bir sahne ve kafa karıştırıcı" olarak tarif ediyor. Yine raporda yer verilen bir röportajda da, Kaddafi'nin yanındaki askerlerden biri, onun son günlerini "elektrik ile su olmamasına kızarak ve sürekli Kur'ân-ı Kerîm okuyarak geçirdiğini" anlatıyor.

Öte yandan Kaddafi'yi sona götüren operasyonla ilgili tartışmalar da sürüyor. İngiliz basını, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın ülkesine yönelik siyasi baskının azalması karşılığında, Libya devrik lideri Muammer Kaddafi'nin uydu telefonu numarasını Fransa'ya verdiğini iddia etti. Bunun üzerine Fransız istihbaratı, uydudan Kaddafi'nin izini Sirte'de buldu ve Kaddafi'nin sonunu hazırlayan operasyon için düğmeye basıldı.

Libya Geçiş Hükümeti Başbakanı Mahmud Cibril de daha önce yaptığı bir açıklama ile "Kaddafi'nin ölümüyle sonlanan operasyona yabancı bir ajanın katıldığını" kabul etmişti. İtalyan basının iddialarına göre, bu ajan Fransız... Üstelik Kaddafi'nin ölüm emrini veren de dönemin Fransa cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy...

Zira Kaddafi'nin Sarkozy'yi, 2007'deki Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisine yaptığı maddi desteği açıklamakla tehdit ettiği iddia ediliyordu.


KADDAFİ'NİN ÖLÜMÜ

Libya'nın doğusundaki Bingazi şehrinde 2011 senesinin şubat ayında başlayan protesto hadiseleri, devlet başkanı Muammer Kaddafi'ye bağlı güçlerin karşı saldırıya geçmesiyle kısa sürede iç savaşa dönüşmüştü. Muhaliflerin gayesi, ülkeyi boydan boya kat ederek başkent Trablus'a ulaşmaktı. Ancak başlayan teşebbüs çok geçmeden durduruldu ve isyancılar yoğun ateş altında Bingazi'ye kadar geri çekilmek zorunda kaldılar.

Dünya kamuoyu da, görünüşte, bir insanlık dramı yaşanmasından endişe ediyordu. Aslında arka planında Libya'nın zengin petrol yatakları vardı. Perdenin önünde oynanan oyuna göre,17 Mart 2011 tarihi, Libya'nın geleceğini belirleyen dönüm noktası oldu. Birleşmiş Milletler güvenlik konseyi, bu tarihte uluslararası müdahalenin önünü açan karara onay verdi.

Karara göre ortak hareket edilmesi gerekirken, Fransız uçakları emrivaki yaparak Kaddafi güçlerinin mevzilerini bombalamaya başladı. Sonraki süreç çabuk gelişti: 22 ağustos 2011'de isyancılar Libya'nın başkenti Trablus'u ele geçirdiler. Kaddafi ise karargâhının altında bulunan tünellerden firar etmişti.

Aradan geçen sürede Kaddafi her tarafta aranıyordu ve sonunda saklanmak için girdiği bir delikte sağ olarak ele geçirilerek öldürüldü.


ÇÖLÜN EFENDİSİ TUAREGLER

Asırlar boyunca büyük Sahra'dan Akdeniz'e uzanan kervan ticaretinin güvenliğini sağlayan ve yarı-göçebe kültürüyle kabileler halinde yaşayan Tuaregler, 'çölün mavi insanları' olarak biliniyor. Bunun nedeniyse, geleneksel elbise ve sarıklarında kullanılan bitkisel mavi boyanın ciltlerini de maviye boyaması...

Nüfusları 5 ila 6 milyon civarında olan Tuareglerin en büyük destekçisi Kaddafi rejimiydi. Çünkü Tuaregler uzun zamandır bağımsızlık mücadelesi veriyorlardı. Çevresindeki ülkelere karşı silahlı bir koz olarak Tuaregleri değerlendirmek isteyen Muammer Kaddafi de fırsatı kaçırmayarak, elinden geldiği kadar çölün bu savaşçı insanlarını destekliyordu.

Böylece Kaddafi rejiminin paralı askerleri arasında yer alan çok sayıda Tuareg, yıllarca Kaddafi'nin emri altında çalıştı. Kaddafi'nin halefi olarak görülen oğlu Seyfülislam Kaddafi bile babasının ölümünden sonra Tuareg kabilesine sığındı. Seyfülislam, geçen yıl kasım ayında sahra çölünde yakalandığında Tuareg'lerin geleneksel kıyafetlerini giyiyordu..

Tuaregler Azavad bölgesini tarihî vatanları olarak niteliyorlar ve bu bölgenin önemli bir kısmı da Mali ve Nijer devletlerinin sınırları içinde bulunuyor. Cezayir, Libya ve Burkina Faso'nun bir kısmı da Azavad'ı içine alıyor.

Tuaregler 20. yüzyılın başından itibaren önce Mali'nin Fransız egemenliğinden kurtulması için, daha sonra da kendi devletlerini kurmak için mücadelelerini sürdürüyorlar. Libya'daki savaşın bitmesinin ardından, Kaddafi'nin çöllerde gizlediği silahları ele geçiren 3 binden fazla Tuareg, Mali'ye döndü ve özgürlük mücadelelerini yoğunlaştırdı.


MUAMMER KADDAFİ KİMDİ?

Libya 1969 yılında kanlı bir darbeye sahneye oldu. 27 yaşındaki Muammer Kaddafi isimli bir subay, ülkenin 18 yıllık idarecisi Emir İdris Es-Senusi'yi tahtından etmişti... Kaddafi'nin iktidarı devralmasıyla Libya için de yeni bir dönem başladı. Ülkede her şey alt üst edildi. Başta petrol olmak üzere yabancılarla yapılan tüm ticarî ve askerî anlaşmalar iptal edildi. Bankalar millileştirildi. Latin alfabesinden Arap harflerine dönüldü. Kaddafi fikirlerini, yazdığı yeşil kitapta topladı. Darbeyle anayasanın çöpe atıldığı Libya, sosyalizm, popülizm ve Arap milliyetçiliğinin karışımı olan Kaddafi'nin 'Yeşil Kitap'na göre yönetilmeye başlandı.

Soğuk savaşın iyice kendini hissettirdiği dönemde Libya, yıllarca Sovyetler birliği ile yakınlaştığı ve petrol gelirlerini Sovyet yapımı silahlara harcadığı için Amerika birleşik Devletleri'nin tepkisini çekti. Terör suçlamalarına Libya'nın nükleer çalışmalarıyla ilgili iddialar da eklenince, batı dünyası ile Libya arasındaki ipler tamamen koptu. Batılı devletler, Libya'ya 20 yıl boyunca ambargo uyguladılar.

2003 yılında Kaddafi'nin Lockerbie faciasının sorumluluğunu üstlenerek, ailelere tazminat ödemeyi kabul etmesi, buzları eritti. Libya'nın zengin petrol yatakları, yakın tarihteki düşmanlığı Batı'ya çok çabuk unutturmuştu. Avrupalı liderler birbiri ardında Libya'ya, Kaddafi de Avrupa ülkelerine diplomatik geziler düzenlemeye başladılar.

Ancak tüm bu gelişmelere rağmen Batı'nın Kaddafi'ye bakışı 2011 yılının şubat ayında Libya'da başlayan olaylarla birlikte yeniden değişti.

Ve sonunda Muammer Kaddafi de tarihin tozlu yaprakları arasında kayboldu, gitti...


SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara