Canlı yayında Oğuz Haksever'in sorularını yanıtlayan BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, görüşmeye dair yaptığı açıklamalarda şöyle konuştu:
BAKAN İNSANİ DEĞERLERİ YÜKSEK BİR SORUMLULUKLA YAKLAŞIYOR
Gözdağı vermek değil dikkat çekmek amacındayız. Öncelkle buna vurgu yapmak istiyorum. Eşl Başkanımızla birlikte sayın Adalet Bakanı ile görüştük. Sayın Bakan insani değerleri yüksek bir sorumluluk anlayışıyla yaklaşıyor ilk günden bu yana. Hala da öyle yaklaşıyor. Toplu iğne kadar bir çözüm imkanı varsa onu değerlendirme amacıyla görüştük ve süreci değerlendirdik. Burada aslında hukuken hak olan bir şeyin kullandırılmaması sözkonusu. Meseleye bu temelde yaklaşılırsa iddia ediyorum bir saatte çözüme ulaşılır. Görüşme talebi bizden gitti Sayın Bakan da olumlu yanıt verdi.
BU DİRENİŞİ YAPANLAR KCK DAVASINDA HAPSE ATILANLARDIR
Bu eyleme katılanları itibarsızlaştırmak bir yöntem değildir. Bunu zamanında açlık grevi yapan biri olarak söylüyorum. Kimse kimseyi zorla açlık grevinde tutamaz. KCK operasyonlarıyla yasal alanda faaliyet gösteren kim varsa hapse atıldı. Bu direnişi yapanlar da bu insanlar. Bu eylem bir topyekün itiraz anlamı taşıyor.
HÜKÜMET HİKMET SAMİ TÜRK GİBİ ZALİMLEŞMEK İSTİYOR MU?
"Niye böyle bakalım. Bu konuda bir dil ve gönül birliği sağlama, kara çapakları ve kara propagandaları bu meseleye sokmayarak başlamalıyız. Mesela yarın Diyarbakır'da gösteri vardı ama Vali yasakladı. Niye yasakllıyorsun? Bu şekil yasaklayıcı tutumlarda kimseye fayda gelmez. Bu kararı alanlara da fayda gelmez. Hikmet Sami Türk ve o dönemin zalimleriyle benzeşmek istemek ya da istememek meselesidir bu biraz da..."
BU İNSANLAR FANTEZİ OLSUN DİYE AÇLIK GREVİ YAPMIYOR
"Bu insanlar fantezi olsun diye böyle bir işe kalkışmadılar. Bu taleplere hayır diyecek bir tane Allah'ın kulu var mı? Bir mahkumun kendi anadilinde savunma yapmak istemesinde ne engel var? Peki bu ne kadar politik? Bir yanıyla politik ama çekirdeğie indiğinizde insani bir durum. Bu şekilde konuyu çapaklarından ayırmamız gerekiyor. Bütün BDP grubu olarak seferber olduk bu meselenin hak temelinde çözülmesi için..."