Titanik'in herhangi bir hasar alması halinde 3 gün su yüzeyinde durabilecek şekilde yapıldığını, oysa buzdağına çarptıktan 3 saat sonra battığını anlatan Çelik, görgü tanıklarının, "Buzdağına çarptıktan sonra ardı ardına patlamalar oldu" şeklindeki ifadelerinin de tezini doğruladığını söyledi.
Türkiye Taşkömürü Kurumu'ndan emekli Mehmet Çelik, 1514 kişinin ölümüyle sonuçlanan Titanik kazasıyla ilgili internet üzerinde ve ansiklopedilerde 2 yıl boyunca yaptığı araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Çelik, gemide yakıt olarak kullanılan yüksek kalorili taşkömürünün, İngiltere ve Fransa'dan takviye edildiğini ve Amerika'ya kadar yetecek şekilde ambarlara stok yapıldığını söyledi. Geminin buzdağına çarptığında yolun yüzde 70'lik bölümünün tamamlandığını, dolayısıyla yakıtın da yüzde 70'lik bölümünün tükendiğini kaydeden Çelik, "Yani kömür ambarlarının yarısından çoğu boşalmıştı ve su sızdırmaz kapılarla kapatılmıştı" dedi.
Stoku biten ambarlarda yoğun bir kömür tozunun bulunduğunun gerçek olduğunu ifade eden Çelik, şöyle dedi: "Bu tip ambarlarda kömür tozu, geminin sansıntısız seyri halinde yavaşça tabana çökerek kendini beklemeye alır. Ortam, tam kapalı bir ortamdır ve yeterince patlayıcı ortamı oluşturacak miktarda ve ebatta kömür tozu vardır. Ayrıca ambarlar anti grizusuz normal aydınlatma ile aydınlatılmaktadır. Titanik buzdağına çarpıp ağır bir hasar aldıktan sonra, hasarın şiddeti geminin taban kısmında daha fazla hissedilmiş ve kömür ambarlarında bekleyen bütün kömür tozları çarpma şiddetinin etkisiyle havalanmış, patlayıcı ortamları oluşturmuştur. Ortamda yeteri kadar kömür tozu, sıcaklık ve basınç vardır, aydınlatmalar da anti grizulu değildir. Zaten çarpmanın etkisiyle kablolar da hasar görmüş ve fazladan ark yaratılmıştır. Bütün bu olumsuz ve aksi tesadüflerin bir araya gelmesiyle boş ambarlardaki kömür tozu infilak etmiş ve gemiyi ikiye ayırmıştır."
Patlamanın şiddeti ile ortamdaki en üst seviyeye ulaşan ısının, perçinleri erimeye zorladığını ifade eden Çelik, şöyle devam etti: "Patlama ile birlikte -2 derece soğuk suya maruz kalan esnek perçinler çelik davranışına geçerek esnekliklerini kaybetmiştir. Bu artık çok da önemli değildir. Çünkü patlamalar gerçekleşmiş, kaptan Smith ve diğer görevlilerin tahmin bile edemeyeceği kadar kısa sürede Titanik ikiye ayrılarak okyanusun derinliklerine gömülmüştür. Zaten böyle bir kömür tozu patlaması olmasaydı, Titanik bu kadar sürede batmayacaktı. Ayrıca enkaz görüntülerini detaylı bir şekilde izlediğimizde parçaların kilometrelerce çapta geniş alana yayıldığını görüyoruz. Şiddetli bir infilak yaşanmasaydı bu kadar geniş alana yayılma olmazdı. En azından büyük parçalar, küçük parçaları kendine doğru çekerdi ki bunun böyle olmadığı hem görgü şahitlerinin ifadeleri ve hem de enkaz görüntülerinde net olarak görülmektedir."
Görgü tanıklarının, 'Buzdağına çarptıktan sonra ardı ardına patlamalar oldu' ifadelerinin, kendi tezini doğruladığını anlatan Çelik, "Titanik'in batışında, buzdağına ek olarak yüksek kalorili taşkömürünün de payı vardır ve belkide geminin batışında, bu kadar can kaybında en suçlu olan kömür tozu patlamasıdır. Buna rağmen kömür hiç suçlanmamıştır. Bu büyük deniz faciasına sebep olan taşkömürü, o dönemlerde ülkemizdeki yabancı şirketlerce ülkelerine götürülmüştür. Umarım ki bazı madenci işadamları ülkemizden götürülen kömürleri, Amerika'ya gitme pahasına Titanik'e hediye etmemiştir. Umarım dünya kamuoyu araştırmacıları Titanik faciasına bir de bu açıdan bakarlar" diye konuştu.