Dolar

34,8705

Euro

36,7029

Altın

3.022,99

Bist

10.136,57

Bir aydır açlık grevindeler

Türkiye'nin birçok cezaevinde sayısı artan açlık grevlerinde 34. güne gelindi. İHD, ölüm orucuna dönüşmesinden endişeli. TTB Adalet Bakanlığna başvurdu. Aileler de dönüşümsüz eylemlilik başlatacak.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-10-16 10:55:30

Bir aydır açlık grevindeler
Türkiye çapında cezaevlerinde başlayan süresiz dönüşümsüz açlık grevleri 34. gününde.

Grevdekiler, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın tecridinin son bulması ve anadil üzerindeki engellerin kaldırılmasını talep ediyor.

12 Eylül'de başlayan greve bugüne kadar 40 cezaevinde 400 PKK ve PJAK tutuklusu katılmıştı. ANF'nin bugünkü haberine göre grev PKK ve PJAK'lıların olduğu tüm cezaevlerine yayıldı.

Şekerli su ve tuzlu su ile beslenen mahpusların B vitamini alması gerekiyor; ancak alıp almadıkları teyit edilemiyor.


İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı Öztürk Türkdoğan, açlık grevinin ölüm orucuna dönüşmesinden endişe ettiklerini belirterek mahpusların taleplerinin bir an önce dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Adalet Bakanlığı'ndan grevdekilerin listesi istedi; TTB tıbbi heyet oluşturarak mahpusların sağlık durumunu tetkik etme talebinde bulundu. Tutukluve Hükümlü Aileleri Derneği (TUHAD Der) üyesi aileler de çocuklarına destek olmak dönüşümsüz eylemlilik başlatıyor.

ÖZTÜRK: İÇERİ GİRİP TETKİK YAPMAMIZ ŞART

TTB Merkez Konsey üyesi Osman Öztürk, ölüm riskinin herkeste farklılaştığıı ancak her geçen günün bu riski arttırdığını söyledi.

"Mahpusların sinir sisteminde takviye sağlaması için B vitamini almaları gerekli. Yoksa hafıza kaybı gibi tahrip edici hastalıklar ortaya çıkabilir. Vitamin alıp almadıkalrını içeriye girmediğimiz için henüz bilmiyoruz. Bir an önce cezaevlerine girip her mahpusun sağlık tetkiğini yaparak süreci denetlememiz gerekiyor.

"Her insanın kilo, yaş, sağlık durumu ve beslenme biçimine göre açlık grevine direnci değişkendir. Ancak cezaevi koşullarını göz önüne aldığımızda dışarıda grev yapmaktan daha dezavantajlı bir konumdalar. O yüzden şu günden sonra açlık grevindekiler kritik sürece girer demek doğru değil. Kimisi 25. gününde kimisi 200. gününde ölebilir. Ancak dünya deneyimleri gösteriyor ki 30-40. günden sonra risk gittikçe artıyor."

"Biz hekim olarak açlık grevindekilere 'grevi bırak' diyemeyiz. Ya da onu zorla tedavi etme gibi bir yola başvurmuyoruz. Bu Malta Belgeleri'nde de belirtilmiştir; hekim kişinin iradesine saygı duymak zorundadır. Mahpusa sadece sağlık durumunu rapor edebilir; tercih onundur. "

TÜRKDOĞAN: KARŞILANMAYACAK TALEPLER DEĞİL

İHD Başkanı Türkdoğan, dernek olarak yaşam hakkını tehdit ettiği için ölüm orucuna karşı olduklarını ancak bu riske karşı hükümetin adım atması gerektiğini belirti.

"Öncelikle, cezaevleri açlık grevindekileri Silivri Cezaevi'nde olduğu gibi hücrelere kapatmaktan vazgeçmeli; bu konuda daha dikkatli davranmalı. Bu tarz davranışlar akla devlet grevdekilere müdahale mi edecek sorusunu getiriyor?

"Mahpusların talepleri yıllardır Kürt sorununun çözümü için dile getirilen karşılanamayacak talepler değil. Hükümet bu talepleri diyalog zemininde çözüm için dikkate almalıdır."

F tipi cezaevlerini protesto için başlatılan ölüm oruçlarını sonlandırmak amacıyla 19 Aralık 2000'de düzenlenen "Hayata Dönüş Operasyonu"nda 32 tutuklu ve hükümlü hayatını kaybetmişti. (Bianet)

Haber Ara