'Esed’den daha iyi bir müttefik bulamazdı'
''Netanyahu, görev süresi boyunca işgal altındaki tüm Filistin toprağını Siyonist yerleşimine dönüştürmesine olanak sağlayan çok-ihtiyaç duyduğu dikkat-saptırmayı sağladığı için Esed’e şükranlarını iletiyordur. Bunun üstesinden geldiğinde, zarar zaten verilmiş olacaktır.''
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-10-16 16:35:02
Suriye Devlet Başkanı Esed’in İsrail Başbakan’ı Benjamin Netanyahu’nun en iyi dostu olduğundan şüpheleniyorum. Suriye halkına yönelik devam eden zulmü, dünyanın dikkatini Netanyahu hükümetinin Filistin halkına yönelik süregelen saldırganlığından ve toprak gasplarından tamamen farklı bir yöne çevirdi.
Netanyahu, görev süresi boyunca işgal altındaki tüm Filistin toprağını Siyonist yerleşimine dönüştürmesine olanak sağlayan çok-ihtiyaç duyduğu dikkat-saptırmayı sağladığı için Esed’e şükranlarını iletiyordur. Bunun üstesinden geldiğinde, zarar zaten verilmiş olacaktır.
Yakın zamanda İsrail’de daha fazla hukuk-dışı yerleşim, dünya sahnesinde fazla tepki görmeden meşruluk kazandı. Hükümet, gayrimeşruluğuna rağmen Batı Şeria’daki bu ileri-yerleşimleri yasallaştırma kararı aldı. Brukhin, Rechelim ve Sansana gibi yerleşimlerin gasp edilen topraklar üzerine kuruldukları için hiçbir yasal statüleri yoktu. Hükümet kaynaklarına göre bakanlık komitesi, “önceki hükümetlerin kararlarını izleyerek 1990’larda kurulan bu üç topluluğun statüsünü şekillendirmeye karar verdi”.
Netanyahu’nun sözcüsü, “komitenin kararı var olan durumu değiştirmiyor. Yeni yerleşimler kurmuyor ya da eskilerini genişletmiyor” dedi. Ancak konuya yakın İsrail’deki barış eylemcilerini kandırmak kolay değil. İsrail yerleşim gözlemcisi Peace Now’dan Hagit Ofran, yeni yerleşimleri “düzenbaz bir yolla” teşvik ettiği ve meşrulaştırdığı için Netanyahu hükümetini kınadı. Açıklamasında, “İsrail hükümeti barış yerine gerçek politikasını ispatlıyor ve yeni yerleşimler kuruyor. 1990’lardan bu yana ilk kez İsrail hükümeti yeni yerleşimler kurmaya karar veriyor. Hükümetin yerleşimler kurmak için bir komite kurma manevrası, kamuoyundan gerçek politikayı saklama amacını güden bir oyundur. Yıllardır bu yerleşimler yasal değildi. Devlet de gerçek olmadıklarını söylüyordu. Şimdi aniden gerçek oldular”.
Uluslararası toplumun hukukdışı olarak gördüğü yasadışı yerleşimlere meşruiyet ve itibar getirme niyetiyle bu gizliden değişiklikler Netanyahu’nun hükümetinin resmi gazetesinde yayınlanırken, Filistin halkı da yerleşimcilerin zulmüne maruz kalmaya devam ediyor.
Batı Şeria’nın Halil İbrahim kasabasında Filistinli bir adam, evine dalan Yahudi yerleşimcilerin saldırısı ile ciddi şekilde yaralandı. Mervan Burkan’ı hastaneye götüren 41 yaşındaki görgü şahidi olayı şöyle anlattı: “İsrailli yerleşimciler geldi ve kapısını çaldı. Sonra Halil İbrahim’deki evinde ona saldırdı ve daha fazlasını yapma tehdidiyle evini tahliye etmesini söylediler”. Saldırıyı duyan Filistinliler Burkan’ın evinin önünde sonu-gelmeyen bu türden olayları protesto etmek için toplandı fakat İsrail askerleri, kalabalığı dağıtmak için gözyaşartıcı gaz kullandı. Halil İbrahim’de birçok kanunsuz yerleşim yer alıyor. Bunların büyüklüğü ve nüfusu sürekli artıyor.
Filistinli ev sahiplerini yıldırma ve topraklarını bıraktırma amaçlı başka bir olayda, Nablus’un güney batısında bulunan Deir İstiya adlı Filistin köyünde bir cami tahrif edildi ve birçok araba yerleşimciler tarafından yakıldı. Köy muhtarı olan korkmuş bir sakin olayı şöyle anlattı: “Üç yerleşimci İsrail plakalı kırmızı bir araçla gece yarısı 1.40 gibi geldi ve caminin duvarına nefret ve hakaret dolu yazılar yazdı. Sonra arabalara benzin döküp yaktılar ve hızla uzaklaştılar”. Muhtar, Deir İstiya’nın “9 yerleşim bölgesi tarafından sarılı” olduğunu ve sürekli yerleşimcilerin saldırısına maruz kaldığını da ekledi.
Caminin duvarında yazan alçak ifadeler arasında, “Düşmana ölüm. Anavatan için özgürlük. Migron Price Tag. Arpalardan intikam” gibi sözler bulunuyor. “Price Tag” (Etiket), Araplar ve Filistinlileri hedef alan İsrailli aşırıların nefret suçları için kullanılıyor. İsrail polisi suçluları takip ettiğini söylese de, çok nadir kişi yakalanıyor. Bu olayın öncesinde Filistinli ve sekiz aylık oğlu, Yahudi yerleşimcilerin taş saldırısı sonucunda yoldan çıkarak hayatını kaybetti.
Yerleşimciler, aynı zamanda Hıristiyan sakinlere de zehirlerini akıtıyor. Bu ay başında, işgal altındaki Kudüs’teki bir Fransisken kilise, Hz. İsa’ya küfreden sözlerle tahrif edildi.
Bir ay öncesinde işgal altındaki Kudüs’te bir manastıra girildi ve ateşe verildi. Duvarlarına saygısız bir çok söz yazıldı. Liste uzayıp gidiyor.
Bunlar yaşanan gerçek cinayetler. Evet, masum insanlar öldürülüyor. Ne yazık ki Netanyahu, Suriye’nin iç savaşını kullanarak dünyanın gözü önünde yayılmacılığını meşrulaştırıyor.
Bu noktada Netanyahu, Beşar Esed’den daha iyi bir müttefik bulamazdı.
*Tarık Maeena, Suudi sosyal ve siyasi konularda Arap gazetelerinde yazıyor.
Gulf News’teki bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.
Haber Ara