Dolar

34,8758

Euro

36,6247

Altın

3.023,15

Bist

10.099,10

'Başbakan da haklı ben de haklıyım'

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven'in 'Dağda ölen terörist için ağlamıyorsan insan değilsin' cümlesi hakkındaki sözlerinin arkasında olduğunu söyledi. Arınç, 'Şahsi fikrimi söylerken ben ne kadar doğru ve haklıysam Sayın Başbakanımızın o gün yaptığı eleştiriler de yerden göğe kadar doğrudur ve haklıdır.' dedi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-10-14 19:36:18

'Başbakan da haklı ben de haklıyım'
Arınç, "Keşke Emniyet Müdürü o cümleyi bu konuşmanın içine koymasaydı. Veya ağlamak yerine 'düşünmek gerekir' deseydi, 'hepimizi sorumlu tutmak gerekir' deseydi. İddialı bir cümle kurmuş. Ama konuşmanın bütününü alın ben şahsen çok güzel buldum, örnek buldum. Halen bu düşüncemin arkasındayım. Benim adım Bülent Arınç, bu konuşma doğrudur. Yeter ki konuşmanın içerisinde, bir devlet yönetiminde, bir hükümette yanlış anlaşılabilir terörle mücadele endişesi olmasın. İki kere iki dört. Şahsi fikrimi söylerken ben ne kadar doğru ve haklıysam Sayın Başbakanımızın o gün yaptığı eleştiriler de yerden göğe kadar doğrudur ve haklıdır." diye konuştu.

Merinos Atütürk Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Bursa İl Teşkilatı'nın 29. İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katılan Bülent Arınç, burada yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasında Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven'in tartışmaya sebep olan sözlerine değinen Arınç, "Geçen günlerde Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün bir sözü oldu. Ben de Diyarbakır'a gidiyorum ve onları çok seviyorum. Diyarbakır'ın Müslüman kimliğine, dine ve diyanete olan ilgisini geçmişten beri biliyorum. Şu anda Diyarbakır'da PKK terörü üzücüdür ama onların aslı Müslümanlıktır. Onlar İslamiyet ve Peygamber Efendimizin her sözüne 'Lebbeyk' demişlerdir. Kürtlerin önemli alimleri var. Bediüzzaman bunlardan biridir. O örgüt ortaya çıkıncı en büyük zararı bu tür Müslüman ve alimler ile mollalara vermiştir. O bölgede bulunan mollaların açlığa mahkum edilmesi ve sürgüne zorunlu kılınması rastgele değildir." diye konuştu.

"SÖYLEDİĞİM HER SÖZÜN ATTIĞIM HER ADIMIN ARKASINDAYIM"


Diyarbakır Emniyet Müdürü'nü Siirt'ten tanıdığını belirten Bülent Arınç, "Bu arkadaşımız gazetecileri toplamış bir konuşma yapmış. Konuşmasında da diyor ki; 1991-95 yılları arasında Diyarbakır'daydım. Şöyle şöyle acı olaylar yaşandı. Bugün örgütün geldiği noktada o acı olayların mutlaka kaygısı var. Sonunda iddialı bir cümlede sarf ediyor. O daha eskiden bir cümle imiş. Bana sormuşlardı diyor şimdi aynı şeyi tekrar söyleyeyim. 'Eğer bir teröristin bile dağda öldüğüne acımıyor, ağlamıyorsak insan değiliz.' gibi bir cümle var. Ama bu 20 dakikalık bir konuşmanın içinde ayrı bir cümle. O gün Bakanlar Kurulu var ve ondan sonrada bana soruyorlar. Ben de diyorum ki; 'bu Bakanlar Kurulu'nda konuşulmadı, görüşülmedi. Ama benim şahsi düşüncemi merak ediyorsanız....' ben sorulduğu zaman cevap vermeden durmayan bir adamım. Şahsi düşüncem de budur. Ertesi gün grup toplantısı var, siz bir yıldır tanıyorsunuz ama ben 40 yıllık siyasi hayatımda söylediğim her sözün, yaptığım her işin, atığım her adımın hesabını şerefle veririm. Dolayısıyla bir yanlışım olursa 'yanlış yaptım' derim. Ama doğru olanın da arkasında durmaya devam ederim. Hiç istikbal kaygım yoktur. Sonunda 'şu mu olacağım, bu mu olacağım...' hesap kitapla alakam yok. Allah dostu bir adamım ben. Siyasete yalın ayakla girdim bugünde yalın ayakla devam ediyorum. Çok şükür, Rabbim bana Meclis Başkanlığı gibi şerefli bir görev nasip etti. Ben sade bir milletvekili olarak bu yaptığım işten de gurur duyuyorum." şeklinde konuştu.

"SADECE O CÜMLEYE DİKKAT EDEREK ELEŞTİREBİLİRLER"

Başbakan Erdoğan'ın kendisini aradığını, o cümlenin sorunlu olduğunu söylediğini aktaran Arınç, "O cümle tek başına alınırsa, başı sonu birbirinden ayırt edilirse yanlış anlaşılabilir, doğru. Nedir o; dağda ölen adama ağlamıyorsan sen şöylesin. Önü arkası bunu izah ediyor. Ama bizdeki insanlar sadece o cümleye dikkat ederek eleştirebilirler. Özellikle muhalefet bunu eleştirebilir ve Türkiye'de terörle mücadelede bir yanlış anlaşılmaya yol açabilir. Çünkü askerimiz gayretli, polisimiz gayretli, Bütün güvenlik güçlerimiz başlarında komutanları olduğu halde dağ başında terörle mücadele ediyorlar. Bundan büyük şeref olur mu? Bu inanların kuvvei maneviyesini kırmak hiçbir zaman doğru olmaz. Mesele şudur bir; ben şahsi görüşümü açıkladım bunda ihtilaf yok. İkincisi ben konuşmanın bütününü esas aldım. Beyefendilerin haberi olmayabilir
bugün terörü meydana getiren 10 sebep varsa bu 10 sebeple mücadele etmedikten sonra terörle mücadelede başarılı olamazsınız. O bölgenin halkının kimliğini inkar ettiler yıllarca. 'Sen Kürt olamazsın, dağ başında kar vardı, kart kurt ediyordu, sen o seslerle Kürt oldun' diye alay ettiler. Kürtçe konuşamazsın dediler konuşanı cezaevine koydular. Siz öyle bir kimlikle yaşayan insan olsanız buna isyan etmez miydiniz? Buna hayır demez miydiniz? Bu ne kadar yanlış, 'Allah beni böyle yarattı niye beni böyle kabul etmiyorsun' demez miydiniz. İsyan ettiler...Aldılar adamı evinden sokakta kurşun sesini duydu karısı, sokağa çıktı kafasından vurulmuştu. Taksinin içerisinde vurdular oğlunun eline düştü adam. Bugünleri biz yaşadık. Babası kucağına düşmüş bir genç buna isyan edip dağa çıkmışsa ayıp değil mi yahu? Bu insanı anlamak gerekmez mi? Bu insanı bu suça iten sebeplerden birisi de budUr demek ne zaman yanlış oldu. Doğru konuşalım." dedi.

"ADIM BÜLENT ARINÇ BU KONUŞMA DOĞRU"

Orada yaşanan trajediyi çok iyi bildiklerini vurgulayan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Keşke Emniyet Müdürü o cümleyi bu konuşmanın içine koymasaydı. Veya ağlamak yerine 'düşünmek gerekir' deseydi, 'hepimizi sorumlu tutmak gerekir' deseydi. İddialı bir cümle kurmuş. Ama konuşmanın bütününü alın ben şahsen çok güzel buldum, örnek buldum. Halen bu düşüncemin arkasındayım. Benim adım Bülent Arınç, bu konuşma doğrudur. Yeter ki konuşmanın içerisinde, bir devlet yönetiminde, bir hükümette yanlış anlaşılabilir terörle mücadele endişesi olmasın. İki kere ki dört. Şahsi fikrimi söylerken ben ne kadar doğru ve haklıysam Sayın Başbakanımızın o gün yaptığı eleştiriler de yerden göğe kadar doğrudur ve haklıdır."

ARINÇ GÖZYAŞLARINA BOĞULDU


O çocukları dağa çıkaran sebeplerin ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bu gün güzel insanlar güzel işler yapıyorlar. Okullar, dershaneler açıyorlar. Sadece Bursa'da değil Diyarbakır'da Şırnak'ta... Örgüt bunlara her gün bomba atıyor. Cizre'deki yurda bomba attılar, yok etmek istediler. Şimdi de okulları bombalıyorlar. Bakın Harun Tokak güzel bir hikaye yazdı, hikaye gerçek. Hakkari'de bir baba sefil kıyafetler içinde elinden tuttuğu çocuğu ile gelir. Der ki; .enim çocuklarımdan bir tanesi dağa gitti, 3-4 tanesi de perişan vaziyette. Ama içlerinde en akıllısı bu, bunu sizin yurdunuza alın ve okutun 'bu bari kurtulsun' der. Yurt idarecisi der ki; 'her yerimiz dopdolu. Sizin gibi babalar geliyorlar (biz koridorda dahi yatarız) diyorlar, ama kusura bakmayın Milli Eğitim denetliyor, kaymakam denetliyor yurdumuzda çocuğunuza yer yok.' Adam zannediyor ki para pul meselesi. Diyor ki; 'elimde ne varsa satar savarım, size veririm, çocuğumu alın ve okulunuzda okutun. Kurtulsun.' Yurt idarecisi ellerini yana açıyor '3 veya 6 ay sonra bir gelin bakalım bir yer boşalırsa biz de sizi alalım' diyor. Bir tarafa notta alıyorlar. 6 ay sonra bir yer boşalıyor ve hemen adamcağızı arıyorlar. 'Gel seninle hemen görüşelim' diyorlar. Adam geliyor. Diyorlar ki; 'senin oğluna da sıra geldi, yurda alabiliriz.' Adam iki gözü iki çeşme 'geç kaldınız oğlum dağa çıktı' diyor. Evet gençler böyle dağa çıkıyor. O yanıp tutuşuyor, 'keşke alabilseydim onun kurtulmasına vesile olabilseydim' diye ama olamadı." diye konuştu.

"AĞLAYAN GENELKURMAY BAŞKANLARI İLE BAŞBAKANLARA İHTİYAÇ VAR"

Bu sırada gözyaşlarını tutamayan Arınç, "Ağlamak insani bir olaydır. Ağlamak güzel bir şeydir, her yerde her zaman değil şüphesiz. Ama gözyaşlarının olması insanı insan yapar. Gözyaşından mahrum olan insana ben acırım. Onun kalpsizliğine, hayattan kopuşuna acırım. Onun vicdansızlığına acırım..... Gözyaşından mahrum olmasının altında ne yatıyor onu bilmem ama Türkiye'nin ağlayan genelkurmay başkanlarına, başbakanlara, bakanlara ihtiyacı var. Ağlamak güzel şey, ağlayan insanda vicdan, edep vardır. İnsan sevgisi, millet sevgisi vardır. Allah herkese nasip etsin." ifadelerini kullandı.

Haber Ara