Açlık grevindeki Suriyeli devrimciyle röportaj!
Abdülhamit Brro, Suriye Devrimi ile ilgili uluslararası alanda kamuoyu oluşturabilmek için başka ülkelerden bir dizi aktivistle eşzamanlı olarak açlık grevi yapıyor. Eyleminin 18. günündeki Brro ile yapılan röportaj.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-10-11 17:16:15
Suriye'ye ilişkin "emperyalist müdahale" tartışmalarında "Bütün emperyalistler elini çekse, Suriye halkı Esad'ı şimdiye devirmişti" diyor. Ancak Rusya'dan silah alan Esad'ın ordusunun çok güçlü olduğunu ve halkın elindeki silahların oldukça yetersiz olduğunu söylüyor.
Kendinizi tanıtabilir misiniz?
Adım Abdülhamit. Suriyeliyim. Haseki vilayetindenim. Halep'te yaşıyordum. Avukatlık eğitimi alıyordum. Ziraat mühendisiyim aynı zamanda. Ben aslında Suriye Komünist Partisi üyesiydim. Devrimin ikinci ayından sonra partiden ayrıldım. Suriye Komünist Partisi halkla değil, rejimle beraber olduğu için ayrıldım. Kültürel, siyasi ve yardım anlamında devrimin içinde bulundum. Değişim Rüyası adlı bir dernek kurduk Halep'te ve orada da çalıştım. Esas işimizin iki ayağı vardı; siyasi ve yardım merkezli bir dernekti bu.
Devrim sırasında iki kere gözaltına alındım. İlki devrimin yedinci ayında, sonra on ikinci ayda. Humus'a ilaç ve elbise yollarken gözaltına alındım. İki aydır da Türkiye'deyim.
Açlık grevine girmenizin sebebi nedir? Bahseder misiniz?
Açlık grevi fikri, Lübnanlı bir genç kızdan ve İstanbul'da yaşayan iki aktivistten çıktı. Ben ayın 1'inde başladım. Bugün ayın 18'i. Fransa, Amerika, İspanya, Lübnan, Ürdün ve Türkiye'den aktivistler açlık grevine katıldılar. Şimdi aklıma gelmeyen başka ülkelerde de katılanlar oldu. Açlık grevinin amacı, bütün muhalif unsurların tek bir hedef doğrultusunda çalışmasına destek olmak. Ve dünyadaki devletlere, halklara 'Suriye'deki meselenin farkına varın, harekete geçin' demek. Akan kana, katliamlara daha fazla ilgi gösterilmesi için bu eylem.
Suriye devrimine sessiz kalan insanlara 'Bakın burada hayatını kaybeden insanlar var, siz de artık sesinizi çıkartın' demek istiyoruz.
Türkiye'deki kampları gördünüz. Durum nedir sizce? Türk hükümeti sığınmacılara gerçekten yardım ediyor mu?
Türk hükümeti kamplara insanları aldı. Bir adım attı. Ama şunun bilinmesini istiyoruz ki, uluslararası anlaşmalar gereği Suriyeli sığınmacılar mülteci olma hakkına sahiptir ve bundan doğan bir takım hakları var. Ama kamplardaki insanlar mülteci sayılmadıkları için, mültecilikten doğan haklarından yararlanamıyorlar. Biliyoruz ki, kamplarda kalan aktivistler istedikleri gibi çalışamıyorlar. Sağlık ihtiyaçlarını gideremiyorlar. Bazı kamplarda güvenlik görevlilerinin muamelesi pek misafirperver sayılmaz. Suriyeli aktivistlerin kamplarda görev almasına izin verilmiyor.
Askeri dış müdahaleyle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Silah yardımını Suriye halkına ve devrimine bir yardım olarak görüyorum. Suriye'deki gençler bir başka ülkenin ordusuna ihtiyaç duymuyor. Dışardan birilerinin onlar için gelip savaşmasını istemiyorlar. Yalnızca, tanklara ve tüfeklere karşı etkili silahlara muhtaçlar.
Sürekli müdahaleyi konuşan ülkelere şunu söylüyorum: Ordularınızı Suriye'ye sokmanıza gerek yok, askerlerinizi kaybetmenize gerek yok. Bize sadece tanklara ve uçaklara karşı etkili silahları sağlayın. Bu bizim için yeterli.
Suriye devrimine her ülke kendi bakış açısıyla, hesabıyla yaklaşıyor. Bu da maalesef Suriye devriminin gecikmesine yol açıyor. Kazanmasını engelliyor.
Esad'ı nasıl devireceğiz? Bundan sonraki süreç nasıl şekillenir?
Beşar Esad'ın gitmeyi kabul etmeyeceğini biliyoruz; çözüm ancak yıkılmasıyla mümkün. Askeri anlamda bunun çok kolay olmayacağını biliyoruz çünkü karşımızda güçlü bir ordu var. Bu rejimi yıkmak istiyorsak, uçaklara ve tanklara karşı güçlü silahlara sahip olmamız gerekiyor.
Türkiyeli sosyalistlere ve demokrasi güçlerine mesajınız nedir?
Ben sosyalistim, maalesef! Suriye'deki sosyalist hareketin büyük bir çoğunluğu Beşar Esad'la beraber. Sosyalistmiş gibi görünen, sosyalist söyleme sahip görünen ülkelerin çoğu (Rusya, Çin, Venezuela, Küba) Esad'ın yanında. Ve yine sosyalist söyleme sahip sivil toplum kuruluşlarının büyük çoğunluğu rejimin yanında. Onlar şöyle bir algıya sahip: bütün sosyalistliklerini Amerika karşıtlığına dayandırıyorlar. Böyle olunca, Suriye'de akan kan onların hiç ilgisini çekmiyor. Durum bu.
Benim Suriye'deki sosyalistlerden isteğim, bu meselenin insani bir kriz olduğunu, çocukların öldürüldüğünü görmeleri. Beşar Esad'ı savunmak istiyorlarsa savunsunlar. Benim Esad'ı savunmak isteyen bir sosyaliste diyecek sözüm yok! Bir sosyalist için en büyük hata, ideolojisi gereği bir halkın öldürülmesine destek vermektir.
Teşekkür ederiz.
Röportaj: Bahan Gönce / Tercüme: Mehmet Algan / marksist.org
SON VİDEO HABER
Haber Ara