Abramowitz: Türkiye hala Erdoğan'ın ülkesidir!
Uluslararası dış politika uzmanı Foreing Affairs dergisi yazarı Morton Abramowitz Türkiye siyaseti ve Ak Parti iktidarı ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulunuyor.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-09-24 23:54:38
Morton Abramowitz: 'Arap baharı ortaya çıktığında Erdoğan hemen bölgeyi dolaşarak demokrasi ve laiklik öğütleri verdi ve Türkiye ve kendi için etkili bir itibar oluşturdu tespiti yapan Abramowitz Erdoğan için 'Arap siyasi değişimin Rock yıldızı' tespitinde bulunuyor.
Editör notu: Ortadoğu ve Türkiye siyaseti üzerinde yapılan PR çalışmaları sürekli gündemimizi meşgul ediyor. Türkiye'nin sıfır sorun politikasından tutun Suriye'deki direnişi ABD ve Emperyalist politikalara mahkum etme mantığı. Ve BOB gibi modası geçmiş projeler üzerinden NEOCON'ların piskolojik ve siyasi PR çalışmalarına hergün bir yenisi ekleniyor. Bugün ilginize sunduğumuz makalede bu mantık örgüsü üzerinden kurgulanmış, Türkiye iç ve dış politkasını Ortadoğu İntifadaları üzerinden mahkum etme çabası çok açık görülmekte. Türkiye'de baas lobiciliği yapan ve Suriye'de yaşanan dramı görmeyerk zalim Esed'e karşı mücadele eden halkı karalama kampanyası düzenleyen sözde 'yazar'ların argümanlarını nereden aldıklarını gösterme açısından bu makaleyi ilginize sunuyoruz.
Türkiye ve Ortadoğu siyasetinin toplumsal iradeyi yoksayan ve kadiri mutak bir ABD/Emperyalizm tasavvuru üreten bu mantığı bir örnek daha İşte Morton Abramowitz kaleme aldığı o makale :
Türkiye bir zamanlar ekonomi ve dış politika hedeflerinde başarılıydı, ancak bugün Türkiye'nin iç ve dış siyasette bir tıkanma yaşadığını görüyoruz. Türkiye'nin esas problemi Avrupa'nın ekonomik krizi gibi problemler değil daha çok Ortadoğu politikalarından gelen kargaşa ve asırlık Kürt sorununu çözmek için yetersiz olmasıdır.
Bu zorlukları yönetimine Recep Tayyip Erdoğan'ın 2014 seçimlerinden sonra beklediği Türkiye'nin politik sistemini daha güçlü bir cumhurbaşkanı tarafından yönetilmesi yönünde değiştirme hırsı daha da karıştırmaktadır.Türk siyasileri arasında hala en önemli isim Tayyip Erdoğan, ancak problemleri ve buna bağlı olarak ona karşı eleştiriler büyümekte.
'SIFIR PROBLEM STRATEJİSİ ERİDİ'
Türkiye giderek Suriye'deki krizin çözümsüzlüğü ve yaşattığı zorluklar yüzünden tükeniyor. Türkiye Arap ülkelerinde ki askeri çabalara dahil olmak istiyor. İlk başta insani krizi belirterek takdire şayan bir başlangıca rağmen Erdoğan beklenmedik mülteci dalgasıyla karşı karşıya kaldı. Ve bu durum ile zor başa çıkıyor!
Bu zamana kadar yaklaşık yüz bin mültecnin Türkiye'ye sığındığını biliyoruz ve bu sayı giderek artıyor. Üç yüz milyon dolar bütçeden olmamasına karşın harcandı. Uluslararası yardımı reddedilen hükümet gizlice kamplara Suriyeli muhaliflere destek verdi, dış destekler için çabalıyor ve mültecileri Hatay gibi daha hassas alanlara taşıyor.
Suriye, Türkiye'nin Ortadoğu diplomasisinin merkeziydi. Erdoğan'ın Esed ile çok iyi ilişkileri vardı. Ama Arap baharı onun Suriye siyasetini altüst etti. Başta Erdoğan siyasi değişime uyup Esed'i almak için çok uğraştı,ama başaramadı, düşürülmesi gereken azılı düşmana dönüştü.
Irak'ta Erdoğan Bölgesel Kürt Hükümeti'ne karşı Türkiye'nin düşmanlığını bitirerek etkili bir değişim yaptı.Ticaret ve yatırımlar büyük ölçüde arttı. İyi ilişkiler Kuzey Irak Kürdistan İşçi Partisi ana üssünü yok edebilir yada azaltır diye düşünüyordu,ancak bu hiçbir zaman olmadı.
Arap baharı ortaya çıktığında Erdoğan hemen bölgeyi dolaşarak demokrasi ve laiklik öğütleri verdi ve Türkiye ve kendi için etkili bir itibar oluşturuyordu. Arap siyasi değişimi başlarında Rock yıldızı gibi bir şey oldu. Türkiye Orta Doğu'da hala etkili bir rol oynarken Erdoğan onaylanmış ve abartılı bölgedeki Trükiye'nin etkisini ve kendi duruşu hakkında yazıları çok okudu,özellikle de güç kullanmak istememesi konusunda. Esed'e karşı dönüşü Türkiye'yi tehlikeli iç siyasi köşeye taşıdı ve BM beklediği yardımı ona teklif etmedi. İslamcı siyasi çevreleri de içine alan Erdoğan'ın Suriye katılımı hakkında sorgulanacak çok şey var ve artan inanca göre ne yapacağını bilmiyor.
Türkiye'nin Orta Doğu politikası hükümet bunu ısrarla reddetse de kasıtlı yada değil Sunnilere daha eğilimli. Türkiye'nin kendi alevi nüfusu özellikle Hatay sınır bölgesinde yaşayanlar kendilerini Ankara'dan daha yabancı hissediyorlar ve bölgeye yabancı Sunni akımından ötürü kızgınlar. En önemlisi Türkiye'nin Şii egemen Irak ve İran ile ilişkileri Irak işlerine Türkiye'nin katılımı ve Suriye'nin keskin farklılıkları sebebiyle kötüye gidiyor.
Türkiye sevilmeyen Irak başbakanı Nuri-al-Maliki için sığınma sağlıyor. Başkan Yardımcısı Tariq-al-Hashemi iddia edilen suçlara göre ölüm cezasına çarptırıldı. Ankara'nın onu kovma gibi bir teşebbüsü yok. Uzun süredir sakin bir rakip olan İranla ilişkiler PKK'ya destek ve casusluk iddialarıyla açıkca düşmanca bir hale gelmiştir.
'TÜRKİYE İÇİN KÜRT BAHARI MI?'
Yaklaşık otuz yıl sonra ve nispeten sakin on yıl ağır devam eden çatışmalar ve bu gerilla savaşı için ciddi kayıplar var. Kürt politikasını vurgulamak isteyen daha önceki çabalara rağmen ve sosyal sıkıntılar ile Erdoğan sorunu çözmek için yeteri kadar ileri gidemedi. Şuanda artan çatışmalar,Suriye'deki gelişmeler ve Erdoğan'ın siyasi geleceği hakkında ki kendi kaygısı sebebiyle artık çok geç.
Erdoğan önceki Türk liderler gibi PKK'nın şiddeti büyüdüğünde reformları durduruyor,az ilerleme sağlıyor. Türkiye bu karışık sorunu çözmede başarısız bir askeri politika izledi.
Türkiye Kürtlerinin alt sınırları hakkında kesin bir fikirleri yok ve şiddet kullanmayı sevmezken bir çoğu PKK'ya destek veriyor.PKK'nın hedefleri yıllar boyunca farklılık göstermiştir ve şimdi ise bu konuda daha az kesinlik var.Toplanan Türkiye Kürtlerinde veriler PKK etkisinin azaldığını gösteriyor. Bölge telaş içindeyken PKK'nın çatışmaları artırmak istediği hissi mevcut ve Suriye ve İran kürtleri tarafından destek alıyor olabilirler, bağımsız bir Kürt devleti için savaşmaktan daha çok kendi varlıklarını korumak istiyor.Uzun zamandır PKK lideri olan Abdullah Öcalan federal seçenek destek fikrini bıraktı. Suriye'de başka bir üs ve muhtemel İran desteği ile PKK'nın masaya gelmesine az bir teşvik olabilir gibi görünüyor
Yarı özerk Suriye kürtleri tarafından yeni dış bir baskı eklendi. Erbil ve Bağdat arasında devam eden siyasi bir açılma mevcut ve muhtemelen Irak'tan ayırma çabası kötüye işaret. Türkiye'nin Kürtleri Suriyedeki olaylardan ve hatta eğer Irak bozulursa bunlardan etkilenecektir. Irakta ayrım kolay olmayacak,muhtemelen kanlı olacaktır.Türklerin yada Amerikalıların gelip Kürtleri askeri bakımdan kurtarabileceğine inanmak zor. Kürt sahnesi Erdoğan'ı sallanıyor gibi gösteriyor ve PKK ile anlaşma çabaları çılgınca ve yetersiz. Erdoğan PKK'yı destekleyen birçok milletvekilini parlamentodan atmaya odaklı görünüyor ve ondan öncekiler gibi Türk milliyetçiliğine başvuruyor ve ülkenin milliyetçi partisinden destek alıyor.
'İÇ POLİTİKADA OTORİTER BİR İKTİDAR!'
Bu türbülans boyunca Erdoğan Türkiye'nin anayasasını değiştirmeye kararlı görünüyor. Yeni bir anayasa taslağı 1980 askeri darbe ile yer değiştirmek için hazırlandı. Erdoğan cumhurbaşkanlığı özlemini bozacak her kötü şeyden uzak kalmak isterken bu siyasi sorun Türkiye'yi iç ve dış politikasını etkiliyor. Birçok Türk Erdoğan'ın bu çabasından vazgeçeceğini düşünüyor.
Siyasi gerginlikler artıyor ve en çok Erdoğan'a yöneltiliyor. Birçoğu sadece Suriye katılımından ötürü değil,devam eden otoriterlik,eleştiri karşıtlığı ve vatansever manto altında medyaya karşı verdiği savaş yüzünden Erdoğan'ı sevmiyor.
Ek olarak,İslami uygulamaların tezahürü konusunda Türkiye'de endişeler artıyor. Okullarda yapılan değişiklik ve ahlak konularında Erdoğan'ın artan kişisel katılımı daha fazla çocuğu dini okullara taşıyabilir. Bazende sezeryan ve kürtajı azaltma gibi genelgeleri diğer ciddi sorunlarda dikkati dağıtmaya odaklı kullanıyor.
Politik durum hala anemik, Erdoğan'ın karizmasına ve siyasi kahramanlığına denk bir rakibi yok. Ama kendi destekçileri arasında bile endişeler ortaya çıkıyor.Kıdemli AKP'liler ofiste üç dönem AKP kuraları ile sınırlıdır, Erdoğan kuralları değişmedikçe zirvede çok mutsuz insan olacaktır. Yinede Suriye ve Kürt durumları yakında cehenneme gitmezse, Erdoğan anayasayı istediği gibi değiştirmesi için yeterli desteği koruması gerekir. Eğer yavaşlayan ama nispeten ayakta kalan ekonomi gerilerse, emelleri gerçek bir sorunla karşı karşıya olacak.
'TÜRKİYE HALA ERDOĞAN ÜLKESİDİR!'
Türkiye hala Erdoğan'ın ülkesidir. Hatası ne olursa olsun yüksek kişisel popüleritisini koruyor. Muhalefet partiler onu karalamayı zor buluyor. Geçen yıl mide kanseri geçirdiğinde Türk hükümeti fiilen bir kaç hafta kapandı. AKP'nin büyük çadırında onsuz yaşaması çok zor.
Gelecek her zamankinden daha belirsiz. Eğer Suriye savaşı daha da uzarsa siyaset daha kötüye gidecek ve hatta savaş bittiğinde belki de daha karışık olacak. Erdoğan'ın Orta Doğu'yu değiştirme fikri azalmış olabilir ama tam olarak terk etmiş değil. Din onun dünya perspektifinden ayrılmaz, olimpiyatların Müslüman bir ülkede yapılmasını istiyor. Ama Orta Doğu'da artan belirgin mezhepçilik daha büyük sorun olabilir. Erdoğan Suriye savaşının etkileriyle ve tüm Kürtleri kapsayan Irak'ın olası bozulması ihtimali ile başa çıkmaya çalışıyor.
Aynı zamanda Erdoğan batıyla başa çıkma konusunda yeterince deneyimli, devraldığından daha çok bilgili. Erdoğan NATO destekçisi olarak kaldı ve batıyla yakın ilişkiler kurdu. Erdoğan ve Obama arasında çok iyi bir ilişki var. Siyasi kazanç elde edilen anti-Amerikancılık hala Türkiye'de potansiyel siyasi güç. Kürt sorunu tüm bulgularıyla Aşil topuğundan vurabilir.
On yıldır Türk siyasetinin ayaklandığını görmedik.Bugün bazı sürgünler var. Erdoğan'ın hakimiyeti altındaki siyasi değişim tahmin edilmesi zor ve ona karşı bahis aptallıktır. 2014'e kadar içte ve dışta devam eden türbülans yeni partilerin ortaya çıkmasına neden olabilir,hatta AKP'nin ayrışmasına bile sebep olabilir. Bu arada Türkiye önemli,dinamik,ve çok şaşırtıcı bir yer olarak kalır.
Bu makale Ayşe Erem tarafından Timetürk için çevrilmiştir
SON VİDEO HABER
Haber Ara