Dolar

34,8956

Euro

36,6387

Altın

3.011,24

Bist

10.058,63

PKK neden silah bırakmıyor?

Başbakan Erdoğan, 'PKK silah bırakırsa operasyon olmaz' diyerek beklentisini dile getiriyor. BDP milletvekilleri hala geç kalınmadığı görüşünde, PKK, 1999-2004 yılları arasında yaptığını tekrarlamalı ve Türkiye silahların sustuğu beş yıllık bir döneme doğru gitmelidir.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-09-18 11:28:56

PKK neden silah bırakmıyor?

TİMETÜRK / NEVZAT ÇİÇEK


PKK, bu yıl diğer yıllardan farklı olarak ne militanlarını sınır dışına çekti, ne de ağırlıklı olarak vur kaç taktiği izledi ve eylem stratejisini değiştirdi.

Bu eylem stratejisinin değişiminde özellikle Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin yanı sıra, askeri vesayetin geriletilmesi sonrasında PKK’nın tek aktör olarak kalmasının büyük payı var. Ancak esas olarak Suriye ve İran’ın örgüte olan bakış açısı ve bu noktadaki lojsitik desteği PKK’nın daha da rahat hareket etmesine olanak veriyor.PKK’nın elindeki silahların son dönemde daha da modernleştirdiği ve ağır silahları elde ettiği de biliniyor.

Gerek PKK’nın gerekse de TSK’nın en modern silahlara sahip olması bu sorunun bitmesini değil, bilakis daha da uzamasını sağlıyor. Ölerek ve öldürerek bu meselenin çözülmeyeceğini herkes biliyor.Bunu hem Öcalan ifade etti hem de geçmiş dönemde Genelkurmay Başkanları söyledi. Son olarak CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün kaçırıldıktan sonraki açıklamasında yine bu nokta vardı

PKK’nın 1999-2004 yılları arasında ilan ettiği tek taraflı ateşkes dönemi ne yazık ki gerek PKK gerek devlet gerekse de STK’lar tarafından doğru kullanılmadı. Beş yıllık çatışmasız dönemde bölgede çok ciddi sivilleşme görüldü. Cumhuriyet tarihine yakın vakıf ve dernek sadece Diyarbakır’da açıldı. İnsanlar silahların çıkardığı sesi değil sanat festivallerinde, peygambere saygı mitinglerindeki sesleri duydu. Ama ne yazık ki bu dönemi hepimiz heba ettik, o fırsatı doğru kullanamadık

Bu yeni dönemde Türkiye’nin yeni bir beş yıllık çatışmasız döneme ihtiyacı var. Eminim ki bu dönem gerçekten sağlanabilirse Türkiye geçmişte yaptığı hataları tekrarlamayacak ve bu silahın susmasını kalıcı hale getirmek için var gücüyle çalışacaktır.Çünkü Kürtler 1990 yılların Türkiye’sinde yaşamaktansa 2012’nin Türkiye’sinde yaşamak istiyorlar. Aynı şekilde batıda yaşayan bir Türk’te çatışmaların olmadığı, cenazelerin gelmediği bir Türkiye’nin özlemi içerisinde ve bunun için Oslo görüşmelerine rıza gösterdi. Toplumun silahın susması noktasında çok ciddi beklenti var ve bu beklentiyi bizzat Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı da ifade ediyor

Başbakan Erdoğan, ısrarla ve sürekli olarak “PKK silah bırakırsa operasyon olmaz” diyerek PKK’nın hem silah bırakması noktasında tavsiye de bulunuyor hem de bu yöndeki beklentisini açıklıyor. Bugün aslında PKK’nın silah bırakması için en uygun zemini yaşıyoruz. Suriye’de ciddi şekilde varlığını hissettiren bir PKK’nın Türkiye’de hala silahı bırakmaması kamuoyu nezdinde silah bırakmanın PKK’nın da elinde olmadığı yorumlarını beraberinde getiriyor. İran’a karşı herhangi bir kazanım elde etmeden silahı susturan bir PKK’nın Türkiye’de silahlı metotta hala ısrar etmesi ve bu noktada hareket etmesi PKK’nın da aleyhine işlemeye başlıyor. BDP milletvekillerinin, BDP teşkilatlarının bir kısmının da bu noktada ciddi beklenti içerisinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Belki bunu yüksek sesle dile getiremiyorlar ama 30 yılını dağda geçiren bir insanın artık beklentisinin de bu yönde olduğunu görmek gerekiyor.

Bugün gerek temas grubu gerek Türkiye’deki vicdanlı aydınlar ve hakikaten milletin menfaatini her şeyden önce düşünen siyasilerimiz, PKK üzerinden askeri vesayeti geri getirme derdinde olmayan askerlerimi ve silahı çözüm olarak düşünmeyen PKK içerisindeki kurmay aklın bir an önce silahların susturulması noktasında ciddi çaba sarf etmesi gerekiyor.
AK Parti’nin siyaseten şuan sıkıştırılması daha kolayken PKK’nın silahla bu işi yapması akıl karı değildir. AK Parti’yi Anayasa takvimi vermesi noktasında siyaseten sıkıştırmak, ona rahat hareket alanı sağlayıp daha da milliyetçileşmesinin önüne geçmek ve daha da önemlisi onu meselenin çözümüne itmek ancak silahların olmadığı bir yerde mümkündür.
Bugün % 95 temsil kabiliyetine sahip bir meclis oluşmuşsa, bugün aldığı kararlar toplumun büyük bir kısmı tarafından kabul gören b ir siyasal iktidar varsa bu meselenin çözümünü kolaylaştırır. Eminim ki bir çok kişi KCK operasyonları ne olacak, Öcalan ne olacak sorusunu soruyordur. Siyaset silahların gölgesinden çıkabilir, silah siyaseti dizayn etmekten vazgeçerse toplum her şeye rıza gösterir ve çözüme bakar.

Sırrı Sakık’ın oğlunun intiharı üzerine Sakık ve Erdoğan arasında bir diyalog geçti. Bu görüşmede 'akan kanın durması ve evlat acısına son verilmesi için' Sakık'ın dile getirdiği ifadeler son derece önemlidir. Ancak Başbakan, 'ben elimden geleni yaptım, ama cevap alamadım' cümlesi de Sakık’ın ifadeleri kadar önemli ve hayatidir. Her iki siyasetçi de birbirlerinden olan beklentilerini sıralamışlardır. Bu iki siyasetçi dışında PKK’nın da kamuoyuna buna yakın mesajlar vermesi ve ateşkes ilan ederek silahları susturması gerekiyor. BDP'li milletvekillerinin ortak görüşte söylediği “Henüz geç değil. Üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Başbakan isterse iklim değişir.” Cümlesine PKK’nın da bir ek yaparak geç olmaması için bizde silahları susturuyoruz demesi gerekiyor.

Kürt Sorunu'nu eğer her iki kişiden birinin oyunu alan, % 95 temsil kabiliyetine sahip ve 30'dan fazla milletvekiline sahip BDP'nin çatısı altında bulunduğu bir meclisye b çözemezse, Türkiye bu dönemi bir daha yakalamayabilir. 

PKK, AK Parti tarafından kendisini oyalamadığına ikna edilmedi, AK Parti'de PKK tarafından verilen sözün gerçekleşeceğini bilmeli

Sakık şer olan bir hadise yaşadı. Kuran-ı Kerim'de "Sizin hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde hayır vardır.” Buyrulur. İnşallah bu meseleden de bir hayır çıkar…

SON VİDEO HABER

Annenin uyuşturucu isyanı: 'Oğlumu kurtarın, artık kafayı yedim!'

Haber Ara