İddialara göre, parti hakkında hukuki işlemler başlatılmadan KCK, BDP’yi feshedip yeni bir parti çatısı altında birleşmeyi planlıyor. Sol adayların da yer alacağı parti daha geniş kapsamlı düşünülüyor. Sosyalistleri barındıracağı gibi, radikal Kürtçü ancak muhafazakâr isimler bünyeye dâhil edilecek. Hukuk devreye girmeden BDP kapatılarak bir nevi partinin mal varlıkları korunmuş olacak. Kandil’de yapılan bir toplantıda KCK yürütme konseyinin aldığı bu kararın ne zaman uygulanacağı kısa sürede açıklanacak. Aslında öteden beri böyle bir hazırlık vardı. Çünkü BDP ismi hayli yıpranmış ve KCK/PKK’nın bir yan kuruluşu olduğu anlaşılmıştı.
Hazırlıklara göre, yeni bir parti tüzüğü hazırlanacak. Tüzüğün omurgasını Oslo görüşmelerinde alınan kararlar ile KCK sözleşmesinin maddeleri oluşturacak. Bununla birlikte ‘daha eşitlikçi, çevreci, insan haklarına saygılı’ bir tüzük öngörülüyor. Tüzük KCK’nın Kandil ekibi tarafından hazırlanacak. Aslında partinin feshedilmesi bir anlamda Avrupa’nın baskısı sonucu gerçekleşiyor. Zira özellikle İstanbul’daki KCK davasının iddianamelerinde BDP’nin örgüt yapısı içinde bir organ olduğu ortaya konmuştu. Batı ülkeleri, bir siyasi partinin terör örgütü PKK’nın parçası olduğu iddiasından dolayı yöneticileriyle diplomatik ilişki kurmaya çekiniyor. Bu çekince partinin kapatılması ve yeni bir parti kurulması sürecini hızlandırdı.
Elbette ana sebep sadece bu değil. BDP, Doğu ve Güneydoğu’da artan yeni siyasi partilerden de çekiniyor. Bölgedeki bazı partilerin yerel seçimde küçük ilçelerde başarılı olma ihtimali yüksek.
Yeni partide piyasada ismi pek duyulmayan kişilerin görev alması düşünülüyor. Örneğin ünlü birkaç gazetecinin ismi geçiyor. Eski bazı isimlerin ise tasfiye edilmesi gündemde. BDP’liler yeni hamle ile yerel seçimde ‘tulum çıkarmanın’ hesaplarını yapıyor. ‘Özerk’ ilan ettikleri 8 ilde belediyelerin tamamını alma niyetleri var. Bazı önemli belediye başkanlarının ise kritik alanlara gönderilmesi söz konusu. Mesela, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in Van’a kaydırılacağı söyleniyor.
Aslında BDP’liler partinin Anayasa Mahkemesi’nce kapatılmasını istiyordu. Ancak Avrupa ülkelerinden aldıkları uyarılardan dolayı kapatmaya dönük tahriklerden vazgeçmiş görünüyorlar. Çünkü hukuki yolla bir Kürt partisinin daha kapatılmasının eskisi gibi olumlu dönüş sağlamayacağına inanıyorlar. Ayrıca dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde terör ve şiddet eylemlerini gerçekleştiren veya o tür örgütlere destek olan partilerin faaliyetine izin verilmiyor.
10 Ocak 2000’de yayımlanan Venedik Kriterleri’nde ‘partilerin yasaklanması veya kapatılması, sadece şiddeti siyasal bir araç olarak kullanmaları durumunda haklı görülebilir’ İlkesi bulunuyor.
Bu arada örgüt ‘Devrimci Halk Savaşı’ ideali kapsamında dağdaki her türlü eylemi şehre taşımak için gayret gösteriyor. İstihbarat birimleri örgütün 100’den fazla suikast timini Türkiye’ye gönderdiğini tespit etti. PKK’dan kaçan eski militan B.Ç. de bu bilgileri doğruluyor. B.Ç. durumun daha kötüye gideceğini aktarıyor. Eylemci ve suikastçıların iyi eğitildiğini vurgulayan B.Ç. örgütün eğitim düzeyenin de gittikçe arttığını söylüyor.
KCK’nın sabotaj, suikast ve canlı bomba eylemlerinde kullanacağı kişilerde aradığı kriterleri ise şöyle sıralıyor: “En az ortaokul ve lise mezunu, örgüte bağlılığı üst seviyede, ideolojide yetkin, ciddi, titiz, hedefi doğru tespit etme kabiliyetine sahip, duyarlı ve soğukkanlı, el becerisi iyi ve arazide yön bulma yeteneği güçlü olmalı.”
AKSİYON