'Oğlu intihar etti darısı Sakık'ın başına'

MHP Grup Başkanı Oktay Vural, Sırrı Sakık'ın oğlunun intihar etmesi ile ilgili olarak sosyal medyada paylaştığı mesajlarda, "Darısı babasının başına" dedi. İlk başta böyle algılan ve Oktay Vural tarafından yazıldığı ileri sürülen mesajların aslında Vural adına açılan bir hesaptan başkası tarafından yazıldığı ifade edildi.

İşte Oktay Vural adına sosyal medyadaki o talihsiz sözler:

Oktay Vural ‏@Oktay_Vuralmhp
Sirri sakik'in oglu intihar etmiş allah rahmet eylesin! Allah hic bir babaya anneye boyle aci vermesin! su testisi su yolunda kırılırmış.

Oktay Vural ‏@Oktay_Vuralmhp
Ne ekersen onubiçersin.Zira rüzgar ekenin fırtına biçeceği asla unutulmamalıdır.

Sırrı Sakık Bize Verdiğiniz Oylar İmralıdaki Abdullah Öcalana Dağdaki Pkk' Diyordu Alma Mazlumun Ahını Çıkar Aheste Aheste.

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu intihar etmiş.. Ne diyelim başı sağolsun. Darısı babasının başına.

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu ölmüş ve bu kürdistan isteyen adam mecliste bunu unuttunuz mu hemen ?

UZMANI BUNLAR NEFRET SUÇU
Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu, “BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın” tag’ıyla açılan başlığıyla yazılanların ‘nefret söylemi’ olduğunu belirterek, “İlkel, gaddar öfke kusan mesajlar, akıl ve vicdan tutulmasının ne denli irrasyonel ve ürkütücü boyutta olduğunu gözler önüne serdi” dedi.

Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu Twitter’da ağır hakaret içeren ‘yorumlarla’ ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Sırrı Sakık’ın oğlunun intihar haberinden sonra sosyal medyada adeta nefret patlaması yaşandı. Baş sağlığı dileme/yemenin de ötesinde ‘Oh olsun’, ‘İlahi adalet’ türünden ilkel, gaddar öfke kusan mesajlar, akıl ve vicdan tutulmasının ne denli irrasyonel ve ürkütücü boyutta olduğunu gözler önüne serdi. Hızlı yayılım, etkileşimsellik gibi özellikleri yüzünden sosyal medyada nefret söylemi çok daha kolay ve yaygın olarak üretilmekte. Irkçı söylemin sosyal medyadaki dışa vurumu bireysel kolektif bir olgu. Benedict Anderson’un ‘Hayali Cemaatler’ tahayyülünü sosyal medya kolektif bir aidiyet üzerinden inşa ediyor. Süreç her zaman çok sistematik, planlı ve programlı işlememekle beraber, ne yazık ki adeta bir linç kampanyasına dönüşebilmekte. Sıklıkla karşımıza bir yandan kişinin belirli bir gruba aidiyeti yüzünden küçük düşürülmesi, aşağılanması, hedef gösterilmesi, diğer yandan nefret söylemi üreten gruba güç ve önem atfedilmesi olaylarına tanıklık ediyoruz. Bazı gruplar bu yolla kendilerinin öz-değerlerini arttırma yanılsaması içinde ‘diğer’lerini değersizleştirme ve insani değerlerden uzaklaştırarak itibarsızlaştırma müdahil oluyorlar.”