12 Eylül'ün çocuk cinayeti!
6 Eylül 1980'deki Konya mitingi, cunta tarafından 'bardağı taşıran son damla' olarak nitelendirildi. Birçok provokasyona sahne olan miting öncesinde bugüne kadar aydınlatılmayan bir cinayet işlendi. 15 yaşındaki Durmuş Öztürk, askerlerce öldürüldü. 'O dönemde askere dava açmak kimin haddine.' diyen enişte Ali Küçükoğlu, cinayetin, mitingin ilk provokasyonu olduğunu söyledi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-09-15 03:16:19
Darbeden sadece 6 gün önce meydana gelen cinayet, Konya mitinginde yaşanacakların habercisi gibidir. O gün İsrail'in Kudüs'ü ebedi başkent ilan etmesine tepki olarak Konya'da düzenlenen mitingde İstiklal Marşı'nın yuhalanması, şeriat sloganları gibi provokatif eylemler gerçekleştirilir. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Org. Ali Haydar Saltık da aylar sonra düzenlediği bir basın toplantısında mitingin 12 Eylül'e gelinmesinde bardağı taşıran son damla olduğunu söyler.
Cinayete kurban giden Öztürk'ün eniştesi Ali Küçükoğlu, yeğeninin öldürülmesini Konya mitinginin ilk provokasyonu olarak niteliyor. Cinayetle, miting sırasında büyük olaylar çıkarılmak istendiğini, ancak başta babası Numan Öztürk ve ailenin sağduyulu yaklaşımlarıyla bunun engellendiğini söylüyor. Mitingin 'baştan aşağıya provokasyonlara sahne olduğunu' vurgulayan Küçükoğlu, "İstiklal Marşı'nın yuhalanması, ayağa kalkılmaması ve atılan sloganlar, zaten bizim değerlerimize sahip olan insanların yapacağı şeyler değildi." diyor. Olay gününü de şöyle anlatıyor: "O gün sabah namazının ardından miting için Konya'ya gidecektik. Durmuş, 3 arkadaşıyla birlikte sabah namazı öncesi miting afişleri asmak için gitmişti. Sabah namazı için camiye gittiğimizde Durmuş'un öldürüldüğünü öğrendik. Olaya şahit olan arkadaşlarına göre oracıkta canını teslim etmiş. Askerler, kurşun seslerini duyup pencerelere çıkan mahalle halkına da ateş açıp evlerine girmeleri için tehdit etmişler. Apartmanlardan bakanlara gelişi güzel ateş açmışlar."
Olayın hemen ardından kanlı darbenin gerçekleştirildiğini hatırlatan enişte Küçükoğlu, bu nedenle 'cinayet'ten hesap soramadıklarını dile getiriyor ve ekliyor: "Dava açmak için bir avukatla çalışıyorduk. Çok geçmeden darbe oldu. Sıkıyönetim ilan edildi. Zaten hukuksuzluğun bini bir paraydı. O dönemde askere dava açmak kimin haddine. Kimi kime şikâyet edeceksiniz ki?.." diyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara