Provokasyonun hedefi Arap Baharı ve Obama
İslam'a ağır hakaretler içeren filmin altından derin bir tezgah çıktı. İsrail ve neoconlar tarafından finanse edilen yapımcısı belirsiz filmin, büyük bir oyunun parçası olduğunu ifade eden uzmanlar 'Hedef Arap Baharı ile başlayan özgürleşme sürecini tersine çevirmek' görüşünde birleşti.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-09-14 06:24:51
ÖZGÜRLEŞME SÜRECİNE SABOTAJ
Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Akgün: Filmin gerçek hedefi Arap Baharı. Perde arkasına baktığınızda filmin, İsrail aşırı sağı ve ABD'deki Musevi lobisine yakın olan kesimler tarafından desteklendiğini görüyoruz. Böyle bir ortamda, Arap dünyasındaki değişimin radikallerin, şiddet yanlılarının ürettiği algısını oluşturarak Arap Baharı'nı durdurmak ve süreci tersine çevirmek istiyorlar. Bugüne kadar Arap Baharı'nın yaşandığı ülkeleri yöneten diktatörler aynı zamanda Batı'nın çıkarlarını da korudu. Ancak Arap Baharı ile birlikte diktatörler devrilmeye başladı. Mısır'a, Tunus'a ve Suriye'ye demokrasi gelirse ne ABD bu coğrafyayı istediği yönetebilecek ne de İsrail 'Bunlar otoriter ülkeler' diye kendi konumunu ABD'ye satabilecek. İsrail ve Neoconlar, şimdi 'Acaba radikal İslamcılar mı bu ülkelerde iktidarı ele geçiriyor?' görüntüsü oluşturmak için provokatif eylemlere girişiyorlar."
DiNE SALDIRI SUÇ OLMALI
Emekli Büyükelçi Onur Öymen: Böyle bir olayın olması çok üzücü. Bu tür olayları mutlaka kınamak gerekir. Hiçbir gerekçe ile terör saldırısı normal olay olarak görülemez. Film içinde dine karşı her türlü saldırı yapılabiliyor. Bu yanlıştır. Bazı ülkelerde sadece Hristiyanlık karştı faaliyetler suç sayılıyor. Bu meselenin ele alınması gerekir.
FiLMi YAPAN AMACINA ULAŞTI
AK Parti eski Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat: Bu film Batı'da İslam fobisi oluşturmak için yapılmıştır. Bu bir provokasyondur. Film yapan Yahudi neden yaptığını açık açık kendisi söylüyor. Asıl gayesi de İslam'ı, Müslümanları kötülemek. Maalesef oradaki insanlar da bu olaya alet oldular. Adam da gayesine ulaştı. Provokasyon neticeyi buldu. Öldürülmesi doğru bir olay değil. Büyükelçinin burada bir günahı yok ki.
HEDEF ARAP BAHARI VE OBAMA
Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay: Bu filmi Arap baharı ile oluşan özgürlük rüzgarını tersine çevirmek ve ABD'deki Başkanlık seçimlerini etkilemek amacıyla yapılan bir hamle olarak değerlendirmek gerek. Çünkü ABD Başkanlık seçimlerinde Obama'nın Ortadoğu'daki politikasını çok yumuşak göstermek istiyorlar. İsrail'in öteden beri Obama'dan hazzetmiyor olduğu bilinen bir gerçek. Film son derece berbat, iğrenç ve tahrik edici. Bir Müslümanın kayıtsız kalamayacağı kadar tahrik ve tahkir edici bir film. Müslümanların da böyle bir filme muhatap oduktan sonra sokağa dökülmemelerini talep etmek çok zor. İyi yerden vurmuş oluyorlar. Çok akıllıca bir yolla Arap Baharına karşı cepheden durulmadı ama belli bir zamanlamayla Arap Baharının karışıklık içine sokulması sağlanmaya çalışıldı. Ama bu ters tepecektir inşallah."
BATI'DA iSLAM FOBiSi VAR
Sinema yazarı Alin Taşçıyan: Batı dünyasında zaten bir İslam fobisi var. Bu tür olaylar var olan fobiyi körükler. Filmin içeriği nedir, kimler görmüş, bunlar tam olarak bilinmeden ayaklanmalar başladı. Seyredilmeyen, henüz bilinmeyen bir filmle kendini bilmez biri hakaretler ediyorsa bilinçli yapıldığını düşünüyorum.
OBAMA ZOR DURUMA DÜŞÜRÜLDÜ
Siyasi Uzman Prof. Dr. Erol Göka: Bu filmin bilerek yapıldığı çok açık. İnsanların sinir uçlarına dokunarak siyaset yapılmaz. Bu olayda kendimizi tutmalı ve mücadeleyi meşru zeminlerde yapmamız gerekir Müslümanlar olarak. Libya'da bu tuzağa düştük. Obama'nın Ortadoğu siyasetine bundan daha büyük bir darbe vurulamaz. Büyükelçinin öldürülmesi Obama'yı zor durumda bırakmak için yapıldı.
ARAP BAHARI ORTADA BIRAKILIYOR
Karikatürist Emre Ulaş: Bu film bilerek yapılmış gibi geliyor. Sonuçları önceden planlanmış, gelecek tepkileri kestirilmiş, nasıl tepkiler geleceğini tahmin ederek yapılmış. Batı dünyası bu filmi bilerek yapmış. İslam dünyası böyle tuzaklara çok çabuk düşüyor. Ani tepki gösteriyor. Bu filmin arkasından kimlerin çıktığını neyi görüyoruz. Bu film çok provokasyona çık. Ortadoğu'da müthiş bir siyasi provokasyon var. Arap Baharı denilerek her şey ortada bırakıldı.
Ne Bingazi'yi ne de İslam'ı temsil ediyorlar
İslam dünyasının her tarafında büyük tepkilere neden olan filmin duyulmasının ardından Bingazi'de çıkan olaylar istenmeyen bir hale büründü. Batı'nın İslam Dünyası'na yönelik nefretini sağlamak isteyenler Müslümanların tepkilerini daha önce 'karikatür krizi'yle de test etmişlerdi. Pek çok yerde yapılan gösterilerle film protesto edilirken, yapılan saldırı da kınandı. Büyükelçi ve elçilikteki görevlilerin öldürülmesine tepki gösteren Libyalı Müslümanlar "caniler ve katiller ne Bingazi'yi ne de İslam'ı temsil ediyor" yazılı pankart açtılar.
Film pespaye olsa bile şiddete asla!
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Amerika Birleşik Devletleri Ekümenik Patrik Temsilcisi Anthony J. Limberakis ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti. Başkan Görmez, ABD heyetini kabulde dün Libya'nın Bingazi kentinde ABD Büyükelçisi John Christopher Stevens ve 3 diplomatın öldürülmesi ve İslam dünyasında çeşitli olayların çıkmasına neden olan Hz. Peygambere hakaret içeren filmle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Görmez, söz konusu provokatif filmin ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilemeyeceğini, ancak bunun da ABD Büyükelçisinin öldürülmesine asla gerekçe olamayacağını kaydetti.
SALDIRILARI TELİN EDİYORUZ
ABD Ekümenik Patrik Temsilcisi Anthony J. Limberakis de, saldırının 11 Eylül saldırılarının yapıldığı günde gerçekleştirildiğinidile getirerek, bunun çok manidar olduğunu vurguladı. Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in başsağlığı dilekleri için teşekkür eden Limberakis, Müslüman, Hıristiyan, Musevî veya inancı olmayanların masumiyetine inandıklarını dile getirerek "Din adına yapılan bu saldırıları tel'in ediyoruz." diye konuştu.
Sağduyu ile karşı durmalıyız
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Mazhar Bağlı, İslam karşıtlarının, Müslümanlar üzerinde olumsuz bir imaj çizmeye çalıştıklarını belirterek, bunu güncel kavramlarla yapma gayreti içinde olduklarını söyledi. İslam'ın hoşgörü ve müsamahasına duyarlılığın körelmesine giden örnekleri çoğaltmak isteyenlere izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan Bağlı, şöyle konuştu: 'Müslümanların mukaddesatına ve Müslüman kimliğine yönelik her türlü saldırıya hep beraber ve güçlü bir şekilde sağduyu ile karşı durmalıyız, durabilmeliyiz."
Hakaret moda haline geldi
Roterdam İslam Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Özcan Hıdır, İslam'a hakaret içeren ve Müslüman karşıtlığını destekleyen Danimarka'daki karikatür krizi ve ırkçı tutumları ile bilinen Hollandalı politikacı Geert Wilders'e atıfta bulunarak 'Bu eylem Batı'da Hz. Peygamber'e yönelik çirkin eylemlerin son versiyonu olarak tarihin bir tekerrürüdür' dedi. Özcan Hıdır, İslam'a yönelik girişimlerin 'düşünce özgürlüğü' çerçevesinde değerlendirilmesini eleştirerek, Müslümanların tepkilerinin de fikir özgürlüğü bariyerine takıldığını söyledi.
İslam karşıtlığı örnekleri çoğalıyor
Batı'da yükselen İslam karşıtlığı ile ilgili örnekler her geçen gün artıyor. 2005 yılında Danimarka'da baş gösteren karikatür krizinde Hz. Muhammed'e hakaret içeren çizimler yer aldı. 2011'de Danish Defence League isimli İslam karşıtı grubun üyeleri tarafından ise cami inşa edilmesi öngörülen araziye domuz gömüldü. Yine aynı yıl 11 Eylül saldırılarını protesto etmek için Kur'an-ı Kerim yakmaya kalkışan Floridalı Rahip Terry Jones, son yaşanan film krizinde de etkili bir isim olarak karşımıza çıktı.
RADİKAL HAREKETLER
11 Eylül sendromunun bir özelliği olan "Müslümanları potansiyel suçlu görme" alışkanlığının Almanya'da yaygınlaşması ve Müslüman kesime yönelik olumsuz söylem ve eylemler dikkat çekiyor. Bu yıl içinde Almanya İçişleri Bakanlığı'nın ülkede radikal hareketlere yönelik kampanya afişinde türbanlı bir kadın kullanması tepkilere neden oldu.
İSRAİL TEPKİ ÇEKTİ
İsrail'de tarihi Birüssebi Camii'nin bahçesinde yapılacak "Şarap Festivali" son anda iptal edildi. Dünya çapında kadın haklarını savunarak bir 'kadın devrimi' yapmak için yola çıktıklarını idda eden Ukraynalı kadınların kurduğu FEMEN, bu sefer Fransa'nın başkenti Paris'te İslam karşıtı eylem yaptı.
Yeni Şafak
SON VİDEO HABER
Haber Ara