Bir çizgi ve duruş adamıdır Kazım Sağlam
Kazım Sağlam, okumaları, çabaları, gayretleri ve toplumsallık zemininde ortaya koyduğu duruşu ile bu ülkenin değerlerinden biridir..
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-09-13 17:37:41
Kendini Sezai Karakoç geleneğine bağlı hissetmesi ve o konuda önemli bir ayrıcalığa sahip olduğunu belirtmek bir sorumluluktur. Çünkü Sezai Karakoç üzerine verdiği seminerler ve görüşlerini yansıtan yazılar kaleme aldı. Şiir okumaları, farklı alanlardaki ciddi birikimi, onun entelektüel derinliğini gösterir.
Akif okumaları yaptığını anlatırken yüzünün aldığı o şen hali görmelisiniz
Kazım Sağlam Ağabey ile karşılaşmamız rahmetli molla Mehdi Güner’in evinde olmuştu. Mehdi Hoca bizi Kazım Ağabey ile tanışmamız için evine davet etmişti. Orada Kazım Ağabey'e gıpta ile bakmıştım. Fizilali’l-Kur’an okumaları yapıyor, Müslümanca çabalar ortaya koyuyordu ve beni en etkileyen yönü, müthiş bir kendine güven hissi duymasıydı.
İnsan Kazım Ağabey ile oturduğunda sanki canlı bir tarih ile karşı karşıyaymış gibi bir his oluşur. Yanındaki insanlara, muhakkak sağlam okumalar yapacak donanıma sahip olmalarını salık verir ve buna yönelik üzerine düşen ne varsa onu da erinmeden yerine getirir. Hem İslamcı metinlerle ilişkisi, hem edebiyat üzerine birikimi gerçekten kayda değer… Kendisinin de iyi bir okuyucu olduğunu bilen azdır. Ama onu yakından tanıdığınızda birçok önemli kitabı okuduğunu fark eder veya onu yeni bitirdiğini öğrenirsiniz.
Kazım Sağlam Ağabey çok renkli bir kişiliktir. Akif okumaları yaptığını anlatırken yüzünün aldığı o şen hali görmelisiniz. Gülümsemesi insanın içini ısıtır. Ama aynı zamanda bir yanlış olduğunda tepkisini göstermekten de imtina etmez. Sezai Karakoç, Cemil Meriç, İsmet Özel, Ali Bulaç gibi onlarca aydın şahsiyeti yakından tanır. Her biri ile teşrik-i mesaisi olmuştur. Ama o İslamcı faaliyetleri eksene alan bir yaklaşımdan vazgeçmemiştir. Bu yüzden çoğu zaman öne çıkardığı boyutu hep resmi tarafı olmuştur. Hâlbuki kendisine de söylediğim şeyi burada zikredeyim: “Ağabey sen sivil tarafın ile tadına doyum olmazsın ama İslamcı faaliyetler içinde kendini saklıyorsun ve başka bir boyut ortaya çıkıyor, bu da seni yanlış tanıtıyor…”
Kazım Sağlam’ın duruşunun neye tekabül ettiğini görmek için yaptığı çalışmalara bakmak yeter
Bazen yanına oturur, ona eskilerden sorular sorarız. Örneğin, İsmet Özel’i onun kadar yakından tanıyan biri yoktur sanırım… Çünkü Çıdam’da birlikte çalışmışlar ve birçok konuyu tartışma imkânı elde etmişler. İsmet Özel’in, kendisine doğru yöntemle bir şeyler anlatıldığı zaman görüşlerini değiştirdiğini ondan öğrenmiştim.
Kazım Sağlam halen yayıncılık yapmaya devam ediyor. Yayınlanan kitaplara bakıldığında önemli eserler olduğu gözden kaçmaz… Mesela Buruç Yayınları’nın yayınladığı Kurtubi Tefsiri önemli klasiklerden biridir. Yine yayın hazırlıkları yapılan İmam Şafii’nin önemli kitabı El-Umm da buna eklenebilir. Kendisinin yayın çizgisi hakkında bu eserler nispeten fikir verebilir. Kazım Ağabey yayıncılıkta da şahsi ve toplumsal hayatında da bir çizgi ve duruş adamıdır.
Şu an başında bulunduğu Medeniyet Derneği’ne ve bu derneğin faaliyet alanına bakıldığında, yaptığı sempozyumları hesaba kattığımızda bu duruşun neye tekabül ettiği de kolaylıkla anlaşılır. Seyyid Kutup üzerine iki sempozyum yapıldı. Son sempozyumda Seyyid Kutup yerli ve yabancı Müslüman aydın, âlim ve entelektüeller tarafından tartışıldı. Hatta bu yüzden medyada Kazım Sağlam ve Medeniyet Derneği üzerine karikatürize edilen haberler de yapıldı.
Birkaç ay önce yapılan Hasan el-Benna Sempozyumu da bu anlamda çok önemli bir yere sahip. İhvan hareketinin bu kadar öne çıktığı bir zeminde onun kurucu liderinin yerli ve yabancı ilim adamları tarafından tartışılması önemliydi. Özellikle medyada bulduğu yankı, Hayrettin Karaman, Yasin Aktay ve daha birçok kalemin bu konuda yazılar kaleme alması kayda değerdi. Ayrıca yapıldığı zamanı da hesaba katarsak bu duruşun derinliğini fark edebiliriz. Duruş zaten farkındalıkla bütünleştiği zaman önem kazanır.
Bir entelektüel sorumluluğu ile bilgiye olduğu kadar, toplumsallığa yönelik ilgisi de yoğundur. Etrafına duyarlıdır; olup biteni takip eder ve gerektiğinde hemen tepkisini de ortaya koyar.
İslamcı mücadelenin her kademesinde ve her karesinde teri var
Kazım Sağlam, orta yaşlı görüntüsü altında dipdiri ve genç bir kişilikle karşı karşıya bırakır insanı… Onunla vakit geçirmek keyiflidir. Tarih, düşünce ve İslamcı şahsiyetlerle ilgili vukufiyetli yaklaşımlarını fark ettiğinizde Kazım Ağabey ile oturmanın ayrıcalığını da fark edebilirsiniz…
Kazım Sağlam Ağabey, İslamcı çalışmaların ve faaliyetlerin handikaplarını, zaaflarını, eksiklerini veya fazlalıklarını kaleme aldığı kitabını yeni yayınladı. Gereği gibi ilgi uyandırmadı. Ama yazdığı internet sitesinde, kendi duruşunu ifade eden ‘Benim dilim’ diye betimlediği duruşunun ilkelerini okuduğumuzda, ömrünü adadığı görüşün ne kadar içten ve samimi bir şekilde bağlısı olduğunu da bize gösteriyor.
Kazım Ağabey, uzun yıllar İstanbul’da yaşadığı halde halen orta halli bir imkâna dahi sahip değil. Ortak olduğu bir dağıtım şirketi ve sahibi olduğu bir yayınevi dışında bir şeyi yok. Bugün bu sahip olduklarının maddi karşılıklarının öyle çok önemli olmadığı zaten bilinmektedir. Ama ısrarlı bir şekilde kendisini adadığı İslamcı mücadelenin hayatta bir karşılığının olacağına dair inancı ile bu durumu normal kabul ederek varlığını idame ettiriyor.
İslamcı mücadelenin her kademesinde ve her karesinde terinin bulunduğu bilinmekle birlikte, İslamcı mücadelenin tarihi üzerine de katkısı kaçınılmaz olmalıdır. Ama her değer gibi Kazım Ağabey’e de hak ettiği düzeyde saygının gösterilmesi noktasında zaaflar taşındığı söylenmeli…
O, benim gözümde entelektüel bir arif ve İslamcı mücadele zemininde bir gayretkeştir… Kişisel ilişkilerini çok beğendiğim ve kendisinden istifade ettiğim biridir. Sert yapısı altındaki naif kişiliğini de yakınları tadabilir. Özel ve kendine özgü olan Kazım Sağlam; okumaları, çabaları, gayretleri ve toplumsallık zemininde ortaya koyduğu duruşu ile bu ülkenin değerlerinden biridir. (Dünya Bizim)
SON VİDEO HABER
Haber Ara