Bu da savaşın çocuk zihinlerindeki yıkımı
Savaş sadece binaları, şehirleri yıkmıyor; bu travmayı yaşayan çocukların zihin dünyaları da bombalarla paramparça. Resimlerinde tank ve silahlardan başka nesne yok, bir balon sesi bile onlarda bomba etkisi yapıyor. 0-6 yaş arası bin 650 mülteci çocuğun bulunduğu Kilis Öncüpınar Mülteci Kampı yetkilileri, savaş tanığı çocukları rehabilite etmeye çalışıyor.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-09-03 09:44:53
Konteyner kentteki kreşten sorumlu yetkililer, onların en küçük sesten bile ürktüğüne dikkat çekiyor. Tesiste öğretmenlik yapan Ebru Tanrıaşıkı, “Çok hassaslar. Geçen gün bir çocuk balon patlattı. Okuldaki bütün çocuklar panik içinde ağlaşarak dışarı kaçtı.” diyor. Tesislerdeki okulun müdürü Hasan Yaldız ise zihinlere yerleşen korkunun boyutunu şöyle özetliyor: “Resim çizmelerini istedik ancak gördüğümüz manzara bizi şoke etti. Hepsi aynı şeyi çiziyor: Tank ve silah…” Kreşten sorumlu Müdür Yardımcısı Mevlüt Yenen, bu psikolojik etkiyi yumuşatmak için aileleriyle birlikte hareket edildiğine vurgu yapıyor. Yenen, “Öğretmenlerimiz anne gibi davranıyor. Onlar da öğretmenlerini çok seviyor. Çeşitli etkinliklerle bu acıları unutturmaya çalışıyoruz.” diyor.
Suriye’deki rejim çatışmalarında en çok zararı yine küçücük çocuklar görüyor. Türkiye, acımasızca bir savaşın içinde kalan bu çocuklara ve ailelerine kapılarını açtı. Konteyner kentlerde oluşturulan okullarda eğitmenler, küçüklerin alt üst olan psikolojilerini düzeltmek için mücadele veriyor.
Öncüpınar konteyner kenti de Suriyelilerin yerleştirildiği kamplardan biri. Sadece burada 0-6 yaş arası bin 650 çocuk mevcut. Kampta kurulan okulda 7 sınıf var ve her bir sınıfta iki öğretmen görev yapıyor. Öğrenciler sabahçı ve öğlenci olarak iki gruba ayrılmış. Her gün saat 10.00′da simit ve süt ikramı yapılıyor. Okuldakilerden büyük bir kısmı Halep, İdlib ve Azez’den gelmiş. Bazı çocukların babası hâlâ Suriye’de. Kampın sosyal tesislerinde görev yapan yetkililer, çocukların büyük bölümünün Esed zulmüne tanık olduğunu ifade ediyor. Bu durumun çizilen resimlere de yansıdığını vurgulayan Okul Müdürü Hasan Yaldız, “Öğrencilerimizden resim çizmelerini istedik ancak gördüğümüz manzara bizi şoke etti. Hepsi aynı şeyi çiziyor; tank ve silah.” diyor. Konteyner kentin kreşten sorumlu Müdür Yardımcısı Mevlüt Yenen de, “Çocuklar en küçük bir sesten dahi ürküyor. Onlara olabildiğince savaşı hatırlatmamaya çalışıyoruz.” şeklinde konuşurken öğretmenlik yapan Ebru Tanrıaşıkı ise karşılaştığı bir manzarayı şöyle anlatıyor: “Geçen gün bir çocuk balon patlattı. Bütün okuldaki çocuklar panik içinde ağlaşarak dışarı kaçtı.”
BABAM BİZİ ALMAYA NE ZAMAN GELECEK?
Her gün 10 yaşındaki dayısı Mahmut tarafından kreşe getirilen Verde Emin de kamptaki çocuklardan. Henüz 4 yaşında olan Verde, babasından 1 yıldır haber alamıyor. Büyüyünce öğretmen olmak istediğini söyleyen küçük Verde, babasını hiç hatırlamıyor, ancak Ebru öğretmenin ifadesine göre, görmediği babasını her şeyden çok seviyor. Annesi Mecide Hanım ise yaşadığı acıları yutkunarak kuruyor cümlelerini: “Bir çocuğu yetim büyütmek çok zor. Her gün babasını soruyor. ‘Bizi almaya ne zaman gelecek?’ diyor. Uzun zamandır ondan haber alamadık.”
Kamptakiler, Suriye’de işkence altında çok sayıda çocuk olduğuna dikkat çekiyor. Uzun süre Hatay’da çadırkentte kaldıktan sonra ailesiyle Kilis’e gelen Arap dili ve edebiyatı 3. sınıf öğrencisi Fatıma Ramazan, kampta kaldığı süre içinde savaşta kalan çocukların psikolojisi üzerine yazılar yazıyor. Bir kısmını Zaman’la paylaşan Ramazan, Esed zulmünü şu cümlelerle ifade ediyor: “Şu zindanlarda kalan çocukların hali nedir? Henüz 15′ine girmeyen çocuk Zeynep, neye takati yetsin. Cellât nasıl bir yol izlesin şaşırdı. Sert yumruklarla zayıf bedenine vurarak mı? Yoksa elektrik şoku mu versin.”
Çocuklar rehabilite ediliyor
Kamptaki kreşten sorumlu Müdür Yardımcısı Mevlüt Yenen, çocuklardaki psikolojik etkiyi yumuşatmak için, aileleri ile beraber hareket edildiğine vurgu yapıyor. Yenen, “Buradaki öğretmenlerimiz, onlara birer anne gibi davranıyor. Onlar da öğretmenlerini çok seviyor. Kreş ve okulda çeşitli etkinlikler düzenlenerek bu acıları unutturulmaya çalışılıyor.” şeklinde konuşuyor. Öte yandan savaşın, çocuklarda bıraktığı olumsuz izler, kreşte el sanatları ve oyunlarla da silinmeye çalışılıyor. Okul Müdürü Hasan Yaldız, ağır ruhsal problemler geçiren çocukların uzman kontrolünde tedavi edildiğini belirtiyor. Yaldız, “Çocuklarımız, bize çabuk ısındı. Ailesiyle gelenler çabuk düzeldi.
Anne ve babasını kaybedenlerin ise yakın akrabalarıyla koordineli biçimde çalışıyoruz. Onlara daha hassas davranıyoruz. Mümkün oldukça savaşı hatırlatmamaya çalışıyor, onlara hediyeler alıyoruz.” diyor. Yeni eğitim öğretim yılı ile beraber daha sistematik bir düzene geçeceklerini de ifade eden Yaldız, kreşteki çocukların Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na, diğerlerinin ise Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olduğunu söylüyor. Yaldız ayrıca çocuklara, ailelerinin de isteğiyle Türkçe de öğretildiğini kaydediyor.
Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara