Havanın güneşli olduğu Ankara'da öğrenciler de alandaydı, avukatlar da. Kadınlar da, LGBT bireyler de, Sendikalar da, siyasi partiler de.
Arapça, Kürtçe ve Türkçe "İçerde, dışarda savaşa hayır" pankartının açıldığı mitingde insanlar, "Suriye halkı yanız değildir", "Susma haykır, savaşa" hayır sloganları attı. Ve arama noktalarından geçerek Kolej Kavşağına vardı.
ATALAY: "SÖZLER DEĞİL, ÖLÜMLER SON BULSUN"
Burada platform adına bir konuşma yapan Ankara Tabip Odası (ATO) Genel SekreteriSelçuk Atalay, sözlerin değil ölümlerin son bulması gerektiğini söyledi.
"Bugün gerçek bir barış iradesi, ancak nefret tohumları yerine kardeşlik duygularını pekiştirerek, ırkçı-şoven kışkırtmalara karşı anti emperyalist dayanışmayı ve bir arada yaşam zeminini güçlendirecektir."
"Bu topraklarda gerçek bir barışı tesis etmek, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin yeniden inşası ile mümkündür" diyen Atalay, halklar arasında kurulamayan barışın hiçbir yerde kurulamayacağını söyledi.
BARIŞ ANNESİ: " BAŞKALARININ CANI YANMASIN"
"Ülkede, bölgede ve dünyada barış için, kardeşlik ve özgürce bir arada yaşamak için, şimdi her zamankinden daha fazla mücadele zamanıdır."
Bir Barış Annesi ise Kürtçe yaptığı konuşmada artık savaşın son bulması gerektiğini belirtti. "Benim canım yandı, başkalarının canı yanmasın" diyen Barış Annesi bir asker yakınına sarılarak yanaklarından öptü.
ASKER YAKINI: "BU SAVAŞ NE TÜRK NE KÜRT HALKININ SUÇUDUR"
Yakınını askerde kaybeden bir kadın ise "Bu savaş ne Türk ne Kürt halkının suçudur" dedi. Türk halkının savaşı henüz çözemediğini belirten asker yakını sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Birileri onların acıları üzerinden politika yapıyor. Bu savaş onu sürdürmek isteyenlerin suçludur. Bugün kendi oğullarını yalılarının karşısında askerlik yaptıranlar bizim çocuklarımızı savaşa sürüklüyorlar." (Bianet)
