PKK sorunu böyle çözülür !
Meclis Başkanı Çiçek, ''Teröre Karşı Ulusal Mutabakat'' önerisinde bulundu.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-08-28 08:30:33
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, gazetecilerle bir araya geldi ve hazırladığı "Teröre Karşı Ulusal Mutabakat Metni"ni açıkladı. Terörün milli bir mesele olduğunu anlatan Çiçek toplumun siyasi partilerden el birliği ile bu sorunu çözmesini beklediğini söyledi.
"Sabır taşımızı çatlatacak şeyler olsa da soğukkanlılığı elden bırakmamak gerekiyor" diyen Çiçek terörle mücadelenin de bir devlet sorunu olduğunu söyledi. Çiçek'in açıklamaları ve önerileri şöyle:
"MEVSİMLİK MÜCADELE DEĞİLDİR"
"MGK kurulduğundan bu yana terör değişmez gündem maddesidir. Dolayısıyla birinci olarak kabul etmemiz gereken husus şudur ki Türkiye'nin bir terör sorunu var ve bu bir devlet sorunudur. Partiler üstü bir meseledir.
Esasen terörle mücadele de belli başarıyı elde etmiş olan ülkelerde bu sorunu devlet sorunu olarak görmüş ülkelerdir. Böyle bakmazsak bütün yönleriyle algılayamamış oluruz o da başka sorunları beraberinde getirir. Terörle mücadele meselesi mevsimlik mücadele değildir.
Yaz aylarında yada belli üzücü olayların arkasından yoğunlaştığımız sonra bu olayın acısı azaldıktan sonra unutulacak sonra da gündemden kalkacak bir konu değildir. Uzun soluklu ve devamlılıkla mücadele edilmesi gerekiyor. Yaptığımız doğru işler varsa devam etmemiz gereken yaptığımız yanlışlar varsa da hiçbir komplekse kapılmadan söylemeliyiz.
"GERİLLA DİYORSA SORUN VARDIR"
Terörün tanımında anlaşmamız gerekiyor. Bu konuda kaba hatlarıyla bir uzlaşma var gibi gözükse de detaya inince farklı anlamlar yükleniyor. Bunda bir mutabakata varılması gerekir. Benim terörist değdiğime başkası gerilla diyorsa alınacak kararlarda çok farklı noktalara götürebilir. Onun için terminoloji meselesine bakmamız lazım. Uluslararası işbirliğinin de yeteri kadar olmadığı bir konudan bahsediyorum. Kınama ve taziye açısından bir paralellik gözüküyor ama altını doldurma konusunda yeterli uluslararası iş birliği söz konusu değildir.
Yapılmış bunca anlaşmalara bir çok toplantılara rağmen biz aradan geçen süre içinde gördük ki biz bu mücadeleyi halkımızın sağ duyusuyla belli bir noktaya getirilecektir. Türkiye'ye gelenler bunun içinde aynı ittifak içinde olduklarımız var, böyle bir sorunu olduğunu bildiklerinden bir kısım açıklamaları olur.
Fakat şunu gördük ki biz bu mücadeleyi kendi başımıza yapmak zorundayız. Bu sorunun üstesinden kendimiz geleceğiz. Başkasından çok şey beklemeye gerek yok. En fazla destek verdiğini söyleyenler bile yapması gerekenin onda birini yapmamıştır.
"OHAL GİBİ TALEPLER YANLIŞ"
Tüm dünya da terör örgütleri kadınları ve çocukları kullanırlar. Tüm terör örgütleri barış ve demokrasi diyor ama hep olağanüstü hal isterler. OHAL gibi uygulamalar terör örgütlerinin taban bulmasına önemli bir imkan sağlamış oluyor. Biz Türkiye olarak bunları da denedik. Onun için terörle mücadele açısından demokrasi içinde kalarak mücadele etmeyi kabul etmiyorlar. Onun için yönetimleri OHAL benzeri uygulamalara itmeyi hedefliyorlar.
Demokrasi içinde çözmek zorundayız.Türkiye bu alanda da iki şeyi yapmak durumunda. Bir taraftan terör örgütleriyle mücadeleyi sonuna kadar sürdürmek ama öbür taraftan dan da terör olmasa bile yapmazı gereken bir takım kararları gecikmeden almamız gerekir. Gecikirsek fayda sağlamıyor."
"YENİ ANAYASA ÖNEMLİ"
Terör örgütleriyle mücadele bir tarafa, öbür taraftan devletin etkin ve verimli çalışabilmesi için bu anayasanın süratle değiştirilmesi gerekir. Bu terörle mücadele de önemli bir kolaylık getirecektir. İspanya ETA'ya karşı mücadelesinde öncelikle anayasadan kaynaklanan sorunları ortadan kaldırmak ve çözmekle başarılı olmuş.
Ben Cemil Çiçek olarak bu metni yazdım. Ama isterseniz TBMM Başkanı olarak da okuyabilirsiniz. En iyisinden en ağırına kadar eleştirilere açığım. İşin savsaklanacak tarafı yok. Zamana bırakılamaz. Dün hepimiz hata yapmış olabiliriz şu veya bu şekilde görüşlerimiz olabilir. Burada da herkese görev düşüyor. Bu sorunu biz çözeceğiz başka bir makam yok.
"BİN TANE MODEL BULUNUR"
Ben siyasi partilerin politikalarının dışında bir şey söylemeye çalışıyorum. Mecliste bu konular geçmişte görüşülmüş yarında görüşülür. 1 Ekim de meclis açılacak. Eğer sınır ötesi operasyonlar bakımından yeniden sürenin uzatılması gelecekse gündem yine bu olacak.
Dolayısıyla mecliste sorunları konuşmanın içtüzükten şekillenen modeli vardır. Ben bir model telkin ediyor değilim, vatandaş bir araya gelin çözün diyor. Bir araya gelmenin de bin tane modeli bulunur. Konuşamayacaksak nasıl çözeceğiz."
"CAHİLİYE DEVRİNDE BİLE BU OLMADI"
Rmazan bayramının ikinci günü 4'ü çocuk 9 kişinin hayatına mal olan Gaziantep'teki terör saldırısını da değerlendiren Meclis Başkanı Çiçek, şunları söyledi: "Bu bayram zehir olan bir bayram oldu. Cahiliye dönemlerinde bile insanlığın bu kadar ilkel anlayışlara sahip olduğu dönemlerde ile belli aylarda kan dökülmez. Bu eylemi ortaya koyanlar cahiliye dönemindeki insanlardan bile daha ilkel eylemler ortaya koydular. Buna karşılık bizler sorumluluk sahipleri olarak bu olaylara karşı bireysel olarak tepkimizi ortaya koyduk. Ama şimdi vatandaşımızın beklediği belli bir zaman diliminde, cenazelerde vs değil, bir arada olmak değil.
Vatandaş bizim bir araya gelip bu işi çözmemizi istiyor. Vatandaş ortak bir tavır ortak bir karar ve daha somut adımların atılmasını bekliyor. Siyaset kurumu böyle bir talebe sırtını dönemez, dönmemesi gerekir. Başkasından çözüm beklemek beyhudedir. Bu terörle mücadele de inanılmaz kolaylıklar getirecektir. Çünkü alınacak tedbirler birlikte ortaya konacağı için siyasi polemik olmayacaktır.
Terör gruplarını onlara destek verenleri büyük ölçüde izole edecektir. Bunun dışarıda ve içeride tanıtılması anlatılması açısından sayısız fayda sağlayacak ayrıca güvenlik güçlerine büyük moral verecektir. İspanya'da da benzer şeyler olmuş. Sonuç ta teröre karşı kim varsa bir cephe bir ortak görüş ortaya koymuşlar, teröre destek verenleri de izole edebilmişler, bununla ilgili de ortak metin hazırlanmıştır."
MHP'NİN ÖNERİSİ YETERLİ DEĞİL
MHP'nin teröre destek veren milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını öngören anayasa değişikliği teklifinin yeterli olmayacağını söyleyen Meclis Başkanı şöyle devam etti: "755 adet dokunulmazlık dosyası var.
755 dosyadan partilere göre 60'sı AK Parti, 75'i CHP, 16'sı MHP ve 576'sı BDP. Bunların önemli bir kısmı hakaretle ilgili. Bir kısmı görevi kötüye kullanmakla ilgili. Önemli bir kısmı terör örgütünün propagandası.
Dokunulmazlık çok eski bir tartışma konusu. Değiştirilmesi söz konusu olunca da dışarıdaki söylemlerle içerideki eylemler farklı oluyor. Bu biraz siyaseten de konuşulan bir konudur. Ben bu işlerin konuşulacağı uygun bir ortamın anayasa yapım sürecinde olduğunu düşünüyorum.
Münferit konuşulabilir mi?
Bunun görüşülebilmesi için teklif sayısı gerekli. Müzakere edilebilecek bir teklife dönüşmesi lazım. MHP 'Parti olarak yapalım' dedi. Ama bunun konuşulabilmesi için 184 imza ile teklif edilmesi lazım. Anayasa değişikliği gerekiyor. Bu görüşe katılacak partiler ve vekiller olmalı."
BDP'Lİ VEKİLLERİN YAPTIĞINI DOĞRU DEĞİL
Cemil Çiçek, BDP milletvekillerinin Şemdinli'de PKK'lı teröristlerle buluşmasını şöyle değerlendirdi: "Uluslarası literatür çok net çok açık. Uluslararası hukukta neye ne denmesi gerektiği artık bellidir. Sebeplerinde çözümünde bir paralellik sağlanabilirse uygun zemin sağlanabilir. BDP'li vekillerin PKK'lılarla buluşmasını hiç doğru bulmuyorum. Biz milletvekilleriyiz. Olmamız gereken yerlerde olmalıyız. Olmamız gereken tarzda tavır sergilemezi lazım. Aksi taktirde bir araya gelemiz ortak çaba sarf etmemiz de zorlaşır. Nitekim yeri gelince AİHM kararlarına vurgu yapıyoruz. AİHM içtihatlarına bir bakın.. Değil bu türlü görüntüleri belli konularda terörü kınamamak bile AİHM içtihatlarına aykırı. Sakıncalı bulunmuş. Bana göre değil de uluslararası hukukta ne diyorsa ona bakalım. Kınamayı bırakın sessiz kalmayı bile AİHM uygun bulmuyor "
İŞTE O 11 MADDELİK
1- Şiddeti ve terörü benimseyen hiçbir anlayış veya hareket tarzı kabul edilemez. Bu nedenle, hangi maksatla olursa olsun, terör ve şiddet yöntemlerine başvurulmasını, bunun mazur gösterilmesini, desteklenmesini ve teşvik edilmesini reddediyoruz. Bu anlayışla terör örgütlerine katılmış herkese, yasalar tanınan imkanlardan yararlanarak silahlarını bırakmaları çağrısında bulunuyoruz.
2- Terör devletin bekasını ve bireysel hak ve özgürlükleri tehdit eden ve toplumun tüm kesimlerinin katılacakları çok yönlü mücadeleyi gerekli kılan bir sorundur. Bu sorun sadece güvenlik tedbirleriyle çözülebilecek bir nitelik taşımamaktadır. Bu çerçevede, terörle mücadele hükümetin, TBMM'de yer alan veya TBMM'de temsil edilmeyen tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun her kesiminin ortak bir sorumluluk anlayışı çerçevesinde birlikte ve uyum içerisinde hareket etmelerini gerektiren bir görevdir.
3- Bu anlayış doğrultusunda terörle mücadele demokratik hukuk devletinin temel ilkeleri ve insan haklarına saygı sınırları çerçevesinde yürütülecek, bu temelde yaklaşım çerçevesinde benimsenecek tedbirler partiler üstü bir anlayış ve yaklaşımla ve her halükarda tüm siyasi mülahazaların dışında tutularak bu konudaki toplumsal dayanışmayı sergileyecek surette ele alınacak ve uygulanacaktır.
4- Her türlü terör eylemi ve şiddete karşı çıkılması hükümetin ve siyasi partilerin olduğu kadar tüm demokratik kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin ve bütün yurttaşların da görevidir. Bu çerçevede tüm sivil toplum kuruluşlarının ve bütün yurttaşların özellikle gençlerin ve kadınların terör eylemlerine ve terörizmin her türüne karşı duruşlarını toplumsal dayanışmayı ortaya koyacak mahiyetteki barışçı ve demokratik yöntemlerle sergilemeleri büyük önem taşımaktadır.
5- Terörle mücadele devletin, vatandaşının can ve mal güvenliği ile temel hak ve özgürlüklerinin korunması konusundaki anayasal görevi ve bu çerçevede ilgili yasaların güvenlik güçlerine verdiği yetki doğrultusunda kararlılıkla sürdürülmeye devam edilecektir. Bu bağlamda güvenlik güçlerinin ihtiyaç duyacakları imkan ve yeteneklerin geliştirilmesi öncelikli öneme haizdir.
6- Daha demokratik, daha eşitlikçi ve daha özgürlükçü bir devlet toplum ilişkisi tesisi için yurttaşlarımızın bireysel hak ve özgürlüklerini çoğulculuk anlayışı çerçevesinde ve daha geniş bir bakış açısıyla güvence altına alacak yeni bir anayasa toplumun tüm kesimlerinin katılımı ve mutabakatı da sağlanmak suretiyle süratle hazırlanacaktır.
7- Güneydoğu Anadolu bölgesinin temel sorunlarından biri ekonomik kalkınmadır. Kalkınma hedefi bütüncül bir yaklaşımla ele alınacak bu doğrultuda toplumsal ve kültürel yaşamdan idari yapılanmaya, ekonomik kalkınmadan bölgesel gelişmeye kadar bir dizi, iktisadi ve kültürel tedbir etkin bir şekilde uygulamaya konulacaktır. Bu tedbirlerin uygulanmasında üniter ve ulus devlet yapısına, idarenin bütünlüğüne ve idari vesayet ilkelerine zarar vermeyecek şekilde, yerel yönetimlerin daha güçlü bir idari ve mali yapıya kavuşturulması yaklaşımı benimsenecektir.
8- Terörle mücadelenin bir diğer önemli veçhesi de etkin uluslar arası işbirliğinin sağlanmasıdır. Bu bağlamda gerek ülkelerle temaslarda, gerek bölgesel ve uluslar arası örgüt ve platformlarda, terörle mücadelede sergilenen işbirliği ve ülkemizde bu alanda milli bir mutabakat çerçevesinde yürütülen ortak mücadelenin anlatılması için birlikte çalışılacaktır.
9- Şehit ailelerinin, terör mağdurlarının ve bunların yakınlarının durumlarının daha da iyileştirilmesi için gerekli tedbirler alınacaktır.
10- Bu mutabakata taraf olan siyasi partiler ve STK olarak, bu mutabakattaki ilkeler doğrultusundaki her türlü işbirliğine partiler üstü bir yaklaşımla yaklaşacağımızı ilan ediyoruz.
11- Bu çerçevede bütün yurttaşların başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerini korumak ve daha da geliştirmek için birlikte çalışacağımızı beyan ediyor ve toplumun tüm kesimlerini bu mutabakatta ifadesini bulan yaklaşımı benimseyip desteklemeye devam ediyoruz.
BUGÜN
SON VİDEO HABER
Haber Ara