Dolar

34,8719

Euro

36,7287

Altın

3.040,58

Bist

10.123,70

Suriye'de Azınlık İktidarı

Bugün hükümete egemenler, askeri kilit pozisyonları ellerinde tutuyorlar ve eğitim kaynaklarından aşırı derecede faydalandıkları gibi gittikçe de zenginleşiyorlar. Bu dramatik değişim nasıl gerçekleşti?

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-08-27 14:41:19

Suriye'de Azınlık İktidarı
*Daniel Pipes

Yüzyıllar boyunca Aleviler, Suriye'nin en zayıf, fakir, kırsal; horlanmış ve geri kalmış insanlarıydılar. Bununla beraber, son yıllarda Şam'ın egemen sınıfı haline gelmeyi başardılar.

Bugün hükümete egemenler, askeri kilit pozisyonları ellerinde tutuyorlar ve eğitim kaynaklarından aşırı derecede faydalandıkları gibi gittikçe de zenginleşiyorlar. Bu dramatik değişim nasıl gerçekleşti? Ne zaman, geleneksel sınırları aşmanın yolunu buldular? Yükselişlerinin mekanizması neydi?


Sünniler ve Hafız Esad'ın rejimine karşı olanlar bu soruyu, Alevileri, Suriye'de iktidarı ele geçirmek için özenle hazırlanmış, uzun vadeli bir komplo kurmakla itham ederek cevaplıyorlar. Annie Laurent'a göre asi lider Süleyman Mürşid'in başarısızlığından sonra intikam almaya kararlı Alevilerin orduya ve Baas Partisi'ne adamlarını yerleştirmeleri onları iktidara yükseltmiştir.1 Bu görüşe katınlalar Alevilerin yükselişini, Baas Partisi'nin askeri komitesinin kurulduğu 1959 yılına dayandırırlar.

Peki, söz konusu grubun liderleri varlıklarını parti yetkililerinden neden gizlemiştir? Bu gizlilik, Askeri Komite'nin başlangıçtan beri mezhepsel bir gündeme sahip olduğu anlamına gelir. Matti Musa ise subayların Baas Partili olarak değil, partiyi ve silahlı kuvvetleri Suriye'de iktidara yükselme amacıyla kullanan Nusayriler (Aleviler) olarak hareket ettikleri iddiasındadır. Nitekim Askeri Komite'nin kurulması da, gelecekte hükümeti ele geçirme planlarının başlangıcıdır.2

1960'da Alevi dini liderlerinin ve subayların (Esad da dâhil) Esad'ın doğum yeri Karaha'da yaptıkları gizli toplantı bu varsayımı doğrular. Toplantının asıl gayesi yönetime ulaşma yolunda Nusayri subaylarının Baas Partisi'ne yükselmelerinin planlanmasıdır.3 Üç yıl sonra Humus'ta gerçekleşen diğer bir Alevi toplantısı ise bir öncekilerinin devamı niteliğindedir. Atılacak adımlar arasında, daha çok Alevi'nin Baas Partisi'ne ve orduya yerleşimi vardır. Diğer gizli toplantıların 1960'ın sonlarında vuku bulduğu belirtilir.4

Esad'a daha aşina tahlilciler, yalnızca bu toplantıları ve önceden hedeflenmiş iktidar tutkularını değil, daha genelde mezhebi faktörü de pek fazla hesaba katmama eğilimindedirler. Mesela John F. Devlin Alevilerin ordudaki aşırı yığılmalarının Alevi hâkimiyetini amaçladığını yadsır. Her iç anlaşmazlığı Sünni-Alevi çatışması çerçevesinde görmeye karşı çıkar.

Ona göre Alevilerin iktidarda olmaları esas olarak rastlantıdır:"Baas laik bir partidir ve azınlıklarla yüklüdür." 5 Alasdair Drysdale coğrafya, yaş, sınıf, eğitim ve meslek gibi egemen sınıfı belirleyen faktörlerden biri olduğu savıyla "etnik yapı" konusunu odak alan açıklamaları "indirgemeci" olarak adlandırır.6 Yahya M. Sadowski'ye göreyse Baas'da mezhepsel sadakat önemsizdir ve hatta bu tür bağlar "himaye"nin oluşma yollarından sadece biridir.7

Gerçek ise komplo ile rastlantının arasındadır. Başlangıçta ne Aleviler yönetimi ele geçirmeyi tasarladılar; ne de Baas Partisi'nin azınlıklarla dolu olması salt tesadüftü. Suriye'deki Alevi iktidarı planlanmamış olup; toplumsal yaşamın mezhepsel değişiminin sonucudur.

Michael Van Dusen, bunu şöyle açıklar: "Suriye, 1946-1963 yılları arasında yeni ve özellikle dinamik elitlerin ortaya çıkmasından çok, iç tartışmalar sebebiyle geleneksel elitin öncelikle milli, sonunda yarı milli politik iktidarının çöküşüne şahit oldu.8 Siyasal bilimlerin diliyle van Dusen, iç bölünmelerin Baaslı olmayan sivil Sünnilerin iktidarı kaybetmelerine neden olduğunu, bunun da Alevi kökenli Baaslı subaylara fırsat yolunu açtığını söyler.

Asıl konu bu süreçlerin nasıl gerçekleştiğinin incelenmesiyle de ilk önce, Alevilerin geçmişleri ve ve geleneksel Suriye toplumundaki konumları hakkında bilgi yerinde olur.

1920'ye Kadar Alevi Sapması

İnsanlar ve İnanç

"Alevi" genelde Alevilerin kendirline verdiği isimdir, ancak 1920'ye kadar Nusayri veya Ensari olarak biliniyorlardı. Suriye'de kontrolü ele geçiren Fransızlarca telkin edilen bu isim değişikliği önemlidir. "Nusayri" grubun İslam'dan farklılığını ima ettiği halde; "Alevi" Ali taraftarlığını ve Şii İslam'a olan benzerliği vurgular.9 Bu nedenle Esad'ın muhalifleri adet üzere önceki deyimi, rejim taraftarları ise ikinci tabiri kullanırlar.

Bir milyona yakını Suriye'de olmak üzere bugün yaklaşık 1,3 milyon Alevi vardır. Suriye nüfusunun %12'sini oluştururlar. Suriyeli Alevilerin dörtte üçü, üçte iki gibi bir çoğunluğa sahip oldukları Lazkiye'de yaşar.

Alevi akidesini kökleri dokuzuncu yüzyıla kadar uzanır ve Şii İslam'ın İsnaaşeriyye ya da İmamiye koluna dayanır. 859'da İbn Nusayr Şii ilahiyatında önemli bir kavram olan "Bab'lığını ilan eder ve bu yetkisine dayanarak Aleviliği ayrı bir din haline getiren yeni akideler türetir.10 İbn Kesir'e göre(öl.1372) Müslümanlar inançlarını "Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed onun peygamberidir."diye belirtirken; Aleviler "Ali'den başka ilah yoktur ve Muhammed onun peygamberidir."diye belirtirken; Aleviler "ali'den başka ilah, Muhammed'den başka sahtekar [veli] ve Selman'dan başka 'bab' yoktur"11 derler. İslam'ın ana prensiplerini inkâr ettikleri için gayri Müslim hükmündedirler.

Bazı Alevi akideleri Mazdekizm ve Maniizm gibi Fenike putperestliğinden türemişse de en yakın benzerlik Hıristiyanlık iledir. Alevilikte şarap içmek Allah'ı temsil ettiğinden dini törenler ekmek ve şarabı içerir.12 dördüncü halife Ali (İsa gibi) ilahiliğin canlı bir simgesi kabul edilir.13 Muhammed, Ali ve Muhammed'in azatlı kölesi Selman'ı kapsayan kutsal bir teslis vardır. Noel, Yılbaşı, Epifani*, Paskalya, Penkost** ve Palm Sunday*** gibi çoğu Hıristiyan bayramı kutlanır. St. Catjerine, St. Barbara, St. George, St. John, St. Mary Magdelana başta olmak üzere birçok Hıristiyan azizine saygı gösterilir. Gabriel, John, Mathew, Catherina ve Helen gibi Hıristiyan isimlerinin Arapça karşılıkları sıkça kullanılır. Kısacası Alevilik Müslümanlıktan çok Hıristiyanlığa yakınlık eğilimi taşır.Makelenin devamını okumak için tıklayın


Haber Ara