Balyoz sanığı mahkeme heyetini tehdit etti
Balyoz davasında tutuklu sanık Albay Ali Türkşen, 'Erk değişir ve yeni yapılan salonlarda sizler yargılanırsınız. Bizi masum olarak hatırlayacaklar, inşallah sizi de öyle hatırlarlar.' sözleri, Mahkeme Başkanı Ömer Diken'in tepkisini aldı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-08-27 19:55:22
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada konuşan tutuklu sanıklardan Albay Ali Türkşen, esasa ilişkin savunma yapmayacağını, son sözünü de söylemeyeceğini belirterek, bazı beyanlarda bulunacağını söyledi.
Türkşen, yargılama sürecini tahterevalliye benzeterek ''Tahterevallinin bir tarafına burada, kin, nefret, gözyaşı koyarsanız, diğer tarafında Güneydoğu'da şehit cenazelerine denk gelir. Bir kefesine, hapishanelere Engin Alan'ı, Mehmet Haberal'ı, Mustafa Balbay'ı koyarsınız, diğer tarafında bazı milletvekilleri omuzlarında tüfekle birileriyle kucaklaşır. Bir kefesine ne koyarsanız, diğerine de onu koyarsınız'' dedi.
Mahkemeden kendisini beraat ettirmemesini isteyen Türkşen, ''Adil yargılanmaya ne yakışacaksa en uygun cezayı verin. Size bu yakışır. Sizden beraat talep etmiyorum. Erk değişir, yeni yapılan duruşma salonlarında siz yargılanırsınız. İnşallah ne yaptığınızı bilmiyorsunuzdur. Kendinizi 'biz ne yaptığımızı bilmiyorduk' diye savunursunuz. Sizin karşınıza da sizin gibi adil yargılayan hakimler çıkar. Bizi masum olarak hatırlayacaklar, inşallah sizi de öyle hatırlarlar'' diye konuştu.
Türkşen'in bu sözleri üzerine salonda izleyiciler ve sanıklar arasından, ''amin'' sesleri duyuldu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken de, ''Bizi tehdit ediyorsunuz. Korksak kürsüye çıkmayız. Mahkemeyi suç işlemekle itham ediyorsunuz. Hesabını veremeyeceğimiz karara imza atmayız'' dedi.
Diken, mahkeme olarak birçok terör örtünün davasına da baktıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Onlar da bizi devrim yaptıklarında yargılayacaklarını söylüyorlar. Biz iddianame ve delillere göre hareket ediyoruz. Delillerle ilgili nihai kararı vermedik. Mahkemeyi tehdit edemezsiniz. Sözlerinizden dolayı savcılığa başvuracağız. Sizin sözleriniz, bizim yargıladığımız terör örgütlerinin yaptıklarıyla aynıdır. Aynı mantıkla karşılık veriyorsunuz. Hakim vicdanıyla karar verir. Eğer vicdanını da sorgulayacak varsa, hakim onun da cevabını verir. Ben yüzlerce terör örgütünün davasına baktım. Yargıtay'da çalıştım. İnandığım, bildiğim şekilde karar verdim. Anayasa'ya, yasalara ve vicdanıma göre hareket ediyorum. Bu şekilde tehdit ederek kendinizi diğer örgütlerle aynı yere koyuyorsunuz. Biz korksak bu işi yapmayız. HSYK görevden alana kadar buradayız. Yetki bizde, görev bizde.''
Diken'in bu sözleri salonda tepkiyle karşılanırken, sanıkların bir kısmı da salondan ayrıldı.
-Süha Tanyeri-
Duruşmada esas hakkında savunma yapması için söz verilen tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, kendisi tarafından kaydedildiği iddia edilen dijital dosyaları zaman açısından kendisinin oluşturmasının mümkün olmadığını belirtti.
Tanyeri, 11 ve 17 No'lu CD'lerde yer alan dosyaların bilimsel olarak gerçek olmadığının kanıtlandığını dile getirerek, ''TÜBİTAK raporlarında CD kayıtları arasında fark olduğu yazmaktadır. Evimde ve iş yerimde yapılan aramalarda aleyhime hiç bir kanıt bulunamamıştır. Ses kayıt çözümlerinde yasal olmayan hiçbir şey yoktur. Telefon dinlemelerinde de aleyhimde hiçbir delil çıkmamıştır. Hiçbirinde sözde darbe planıyla ilgili tek bir husus yoktur. 12 Eylül darbesinin Bayrak Harekat Planı'nın plan seminerinde konuşulduğu iddia edilmişti. O konunun Bayrak Harekat Planı değil 1. Ordu Komutanlığı Sıkıyönetim Direktifi olduğu tespit edildi'' dedi.
''Balyoz Harekat Planı'' ve diğer dijital verilerin sahte olduğu anlaşılınca ortada darbe teşebbüsü kalmadığını dile getiren Tanyeri, ''Seminerin, plan semineri olduğu ortaya çıkmıştır. Seminerde Milli Güvenlik Strateji Belgesi ve TÜMAS görüşülmüştür. Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün dediği gibi, seminerdeki ana dokümanlardan biridir. Hükümetin icraatlarıyla ilgili tek bir ifade yoktur. Konuların görüşüleceği hiçbir komuta katından gizlenmedi'' diye konuştu.
Dijital kayıtlar nedeniyle 2 yıldır tutuklu olduğunu söyleyen Tanyeri, bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesini isteyerek, suçsuzluğu kabul edilerek, tahliyesini ve beraatını talep etti.
''Ergenekon'' davasında da tutuklu yargılanan Mehmet Fikri Karadağ ise, ''Ben önce 'Ergenekon' davasına sonrasında ise 'Balyoz' davasına monte edildim. Bu kadar sahte belgeden sonra bile bana yalancı diyorsunuz. Savcı mütalaasında mazlumlara saldırıyor. İçimdeki kuşkular giderildiği zaman savunma yapacağım'' şeklinde konuştu.
Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmayacağını söyleyen tutuklu sanık Ali Semih Çetin de ''Balyoz davası siyasi bir komplodur. Bu süreçte bir çok ocak sönmüştür. Asıl mağdur devlet olmuştur'' dedi.
Duruşmada söz alan bazı sanıklar da tanık dinletme ve bilirkişi incelemesi taleplerinin kabul edilmediğini belirterek, savunma yapmayacaklarını söylediler.
Tutuklu yargılanan emekli Albay Cemal Temizöz, tutuklu sanıkları üç gruba ayırarak, ''1. grup komplocu hücrelerle yüzleşen ve onları zora sokan bir grup. Ben de onların içerisindeyim. 2. grup, ileride TSK'nın komuta kademesi olacak kişilerin yıpratıldığı ve asılsız ihbar mektupları ile itibarsızlaştırıldığı grup. 3. grup ise emekli komutanların bulunduğu çevrelerini etkilemeye çalışan Atatürkçü kimlikli personel'' dedi.
Bunlardan hariç bir oluşumun daha bulunduğunu ifade eden Temizöz, ''Savunmalarında sanki biz dinsizmişiz gibi muhafazakar ailelere mensup olduğunu belirtenler var. Ben onları fon olarak araya serpiştirilmiş olarak görüyorum'' şeklinde konuştu.
TÜBİTAK uzmanına yemininin sonradan yaptırıldığını belirten Temizöz, bu nedenle bilirkişinin ehliyetsiz olduğunu söyledi.
-Protesto eden sanıklara izin verilmedi-
Mahkeme Başkanı Diken de, usulün yasalar tarafından belirlendiğini ifade ederek, Yargıtay'da 2001-2008 yılları arasında görev yaptığını, bu tür eksikliklerin sonradan giderilebileceğini kaydetti.
Bu sırada tutuklu yargılanan Albay Onur Uluocak da, bilirkişinin yemininin duruşmada yaptırılması gerektiğini söyledi.
Uluocak'ı söz vermeden konuştuğu için uyaran Diken, usulün yasalar tarafından belirlendiğini mahkeme tarafından da uygulandığını belirtti.
Uluocak'ın bağırarak konuşmaya devam etmesi üzerine Diken, sanığın salondan çıkmasını istedi. Uluocak da, ''Kolluk gelsin çıkarsın'' dedi. Uluocak, jandarma nezaretinde salondan çıkarken diğer sanıkların bir kısmı da salondan ayrılmak istedi.
Başkan Diken de, kapıların kapatılmasını isteyerek, izin vermediğini söyledi. Diken, ''Sağlık durumu elverişli olmadığı için oturarak savunma yapmanıza izin veriyoruz. Mahkeme başkanı izin vermeden çıkamazsınız. Bu şekildeki protestonuza engel oluruz. Size insani ölçüler dışında davranmadım. Her zaman saygılı davrandım. Kararı beğenmeyebilirsiniz. O hukuki süreçtir. Hukuki süreç içinde çözülür'' dedi.
Diken, ardından Temizöz'ün savunmasına ara vererek, duruşmayı yarına erteledi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara