BDP'li Sakık: Kandil'in yolu Şemdini'den geçer

Sakık, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, son günlerde tüm siyasi partilerin BDP ile ilgili olarak dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik açıklamalar yaptığını belirtti. Sakık, 1994 yılında da DEP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığını hatırlatarak, bugün hala Kürt sorunun çözümsüzlük içinde iken, siyasi aktörlerin BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istediğini söyledi.

Aktörler değişse de zihniyetin aynen devam ettiğini belirten Sakık, AK Parti'den başlayarak, dün MHP Genel Başkanı ve CHP'den bazı aktörlerin dokunulmazlıkların kaldırılmasını talip ettiklerini söyledi. İhaleye fesat karıştırmak fezlekelerinin yüzde 83'ünün AK Parti, yüzde 17'sinin CHP ve MHP'ye ait olduğunu, BDP'nin ise bu konuda fezlekesi bulunmadığını belirten Sakık, görevi kötüye kullanma fezlekelerinde de AK Parti'nin yüzde 27, CHP'nin yüzde 6, MHP 28 ve BDP'nin yüzde sıfır olduğunu söyledi. Sakık, düşünce açıklamalarıyla ilgili fezlekelerin ise yüzde 100'ünün BDP milletvekillerine ait olduğunu, AK Parti, CHP ve MHP'nin dosyasının bulunmadığını kaydetti.

Sakık, dünyanın her yerinde dokunulmazlık zırhının düşünce ve örgütlenme özgürlüğü için kullanılırken, Türkiye'de tam tersi bir uygulama olduğunu ifade etti.

"FATMA ŞAHİN, ÇİLLER'İN FARKLI VERSİYONU"

AK Parti'de son günlerde 'şahinler dönemi' başladığını ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'den sonra şimdi de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in 'şahinleşmeye başladığını' ifade eden Sakık, şöyle devem etti:

"Fatma Şahin dönüp geçmişe baksa Çiller'in farklı bir versiyonu olduğunu kendisini de görür. Ama Çiller'in bugün nasıl anıldığını, toplumun nasıl andığını bir görsün. Çok ağır bir dil kullanarak, sanki bu parlamento bir çiftlik gibi, bizim burada olmamamız gerektiğini söylüyor ve İdris Naim Şahin de 'olaylardan sonra ökeye dönüşen sıcak tepkileri anlayışla karşılarız' diyor. Öfkeye dönüşen sıcak tepkiler dedikleri il ve ilçe binalarımıza saldırıdır. İçişleri Bakanı halkı isyana teşvik etmektedir, Kürtlere linç kampanyasıdır. Bu olaylar bahane edilerek Türkiye'nin toplumsal dokularıyla oynanmak isteniyor. Bir Kürt-Türk çatışmasına dönüştürmeye çalışıyorlar ama halkların sağduyusu buna engel oluşturuyor. Bu İdris Naim Şahin ve Fatma Şahin'in bu söylemlerinden sonra ellerinde bayraklarıyla, tekbir sesleriyle halkı linç edenler belli. İşte bu işin mimarları, aktörleri bu şahinlerdir. Eğer bu şahinler gerçekten AKP'yi MHP'lileştirmek istiyorlarsa, buyursun yapsınlar. Ama kendileri de MHP saflarına gitmek istiyorlarsa, MHP'de de yeni bir kongre süreci var. İki şahin orada genel başkanlığa aday olabilir."

"KANDİL'E GİTMEK İSTEYENLER ÖNCE BİR ŞEMDİNLİ'YE GİTSİNLER"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Başbakan'ı Kandil'e bayrak dikmeye davet ettiğini ve 'sizin arkanızdayız' dediğini belirten Sakık, şunları kaydetti:

"Siz kimsiniz Allah aşkına? Siz ordu musunuz, polis misiniz, devlet misiniz? Siz kimsiniz? Evet biz sizi 12 Eylül öncesinden tanırız. Komünizmle mücadele adı altında devletin olanaklarını kullanarak binlerce gencin katledilişinden biliriz ve tanırız. Devletin emanetindeki silahlarda kimlerin parmak izi olduğunu da biliriz. Nasıl kendinizi devlet üstü bir kurum olarak görüyorsunuz?

Hele hele Kandil'e gitmek isteyenler önce bir Şemdinli'ye gitsinler. Kandil'in yolu Şemdini'den geçer, Cudi'den geçer. Kendi topraklarınıza gidemiyorsunuz, Adana'yı geçemiyorsunuz. Şemdinli'ye gidin bir Şemdinli halkıyla ayran için, karpuz kesin. Bu bile yokken siz Kandil'de hamasi nutuklar atmak, bayrak dikmek? Zaten kavganın nedeni de budur."

BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırıp tutuklamak isteyenlerin yeniden 1994 ruhunu yaşatacağını belirten Sakık, o dönemde mahkeme salonlarını demokrasi şölenine dönüştürdüklerini söyledi.

Partilerinin kapatılması durumunda tavırlarının ne olacağının sorulması üzerine de Sakık, "Bir parti kapanır yeni bir parti açılır. Kürtlere demokratik zemini kapatmak istiyorlar. Parlamentoyu Kürtlere kapatırsanız emin olun ki bu, bölünmek için atılacak en büyük adımlardan biridir. Biz demokratik zeminin kör topal da olsa bu sorunu çözeceğine inanıyoruz, yani çözmek zorundadır" dedi.