Dolar

34,8931

Euro

36,6241

Altın

3.010,73

Bist

10.058,63

Banka denetiminde AMB tartışması

Euro Bölgesi’nde para politikalarından sorumlu olan AMB'nin banka denetleme işlevini de üstlenmesi planları tartışmalara yol açtı. Uzmanlar, özellikle küçük yerel bankaların olumsuz etkileneceği uyarısında bulunuyor.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-08-24 10:16:35

Banka denetiminde AMB tartışması
Avrupa’da bankaların denetlenmesi gerektiği konusunda herkes hemfikir. İspanya’daki mevcut kriz, bir ülkedeki sendeleyen bankaların sadece o ülkedeki kamu maliyesini değil, diğer ülkelerdeki bankaları da sarstığını bir kez daha gözler önüne serdi.
AB devlet ve hükümet başkanları bu nedenle haziran ayındaki son zirvede Avrupa Merkez Bankası’nı bankaların baş müfettişi ilan etti. Ancak pek çok kişi burada bir çıkar çatışması oluştuğu görüşünde. Örneğin Avrupa Merkez Bankası para politikaları açısından faiz artırımını gerekli görür, ama aynı zamanda bankalarla ilgili endişe duyarsa? Bir yandan piyasalara para pompalayıp, diğer yandan bazı bankaları kapatabilir mi?

"Denetim zaten var"

Frankfurt Maliye Yüksekokulu’ndan Profesör Martin Faust da para politikası ve banka denetiminin karıştırılmamasının daha iyi olacağı görüşünde. Avrupa düzleminde zaten bir banka denetleme mekanizmasının bulunduğuna işaret eden Faust, “Avrupa Bankacılık Otoritesi (EBA) çok az imkâna sahip. Çünkü üye ülkelerdeki politikacılar şimdiye kadar ellerindeki gücü devretmek istemediler” diyor.

Personel yetersizliği nedeniyle Avrupa Bankacılık Otoritesi’nin çalışmalarının sık sık eleştirilere hedef olduğunu belirten Faust, Avrupa düzleminde bir banka denetiminin sadece tüm ülkelerin gerçek katılımıyla mümkün olabileceğini vurguluyor. Avrupa Merkez Bankası’nın sadece Euro Bölgesi’nden sorumlu olduğuna da dikkat çeken Faust, AMB'nin denetleme görevini üstlenmesi durumunda İngiltere gibi Euro Bölgesi ülkesi olmayan ama Avrupa’nın en önemli finans merkezi konumunda bulunan bir ülkenin denetimin dışında kalacağına dikkat çekiyor.

"Farklılıklar dikkate alınmalı"

Marburg Üniversitesi'nden ekonomi profesörü Sascha Mölls ise AMB'nin merkezi bankacılık izleme işlevini üstlenmesinin sorun olmadığını belirterek, “Beni asıl endişelendiren, ülkelerin özel durumlarının göz önünde bulundurulmadığı herkese aynı standartların uygulandığı bir kontrol mekanizması olur” şeklinde konuşuyor.

“Almanya’da tasarruf ve kooperatif bankaları var. Bunlar temelde yerel ekonomiye para temin eden, klasik banka işlevini yürüten çok küçük bankalar. Bu bankalara yönelik, bir Amerika örneğinde olduğu gibi sermaye piyasası denetimine ihtiyaç yok.”

AB Komisyonu ise işte tam da bunu planlıyor. Komisyon, Euro Bölgesi’ndeki 8 bin 400 bankanın hepsinin ortak kurallara göre kontrol edilmesini öngören konseptini eylül ayı başında açıklayacak. Bankacılık uzmanı Faust bu işin altından kalkmanın zor olacağını belirtiyor ve ekliyor: “Öncelikle sistem açısından anlamı bulunan büyük bankalara odaklanılması gerekir.”
"Sadece büyük bankalar denetlensin"

Alman hükümeti de bu görüşte. Almanya, sadece 25 büyük bankanın AMB denetimine sokulmasını, tasarruf ve kooperatif bankalarında ek denetime ihtiyaç olmadığını savunuyor. Tasarruf bankaları, kooperatif bankaları ve özel bankalar, Alman bankacılık sisteminin üç temel direğini oluşturuyor. Kriz döneminde büyük özel bankalar kredi musluğunu kısarken, yerel bankalar tek kuruş devlet yardımına ihtiyaç duymadan kredi vermeye devam ederek darboğazı engelledi. Martin Faust, tek elden denetimin, öz sermaye artırımı gibi doğacak talepler nedeniyle bu bankaları dezavantajlı duruma düşüreceğini belirtiyor. Bu durumda yerel bankalar ya başka şekillerde sermaye sağlamak zorunda kalacak ya da iş hacmini düşürmek, yani kredileri kısmak zorunda kalacaklar.

Marburg Üniversitesi’nden Sascha Mölls Alman şirketlerin yüzde 90 gibi büyük bir bölümünün sermaye piyasası yerine bankadan kredi sağladığına dikkat çekiyor ve kredilerin kısılmasının Alman ekonomisine ağır zarar vereceğini vurguluyor.


SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara