Anadolu'nun bitmeyen mücadelesi: Süne
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çeşitli türleri bulunan hububat zararlısı sünenin, buğday, arpa, yulaf yetiştirilen bütün illerde görüldüğünü belirterek, süne zararlısı nedeniyle buğdayın ekmeklik ve makarnalık kalitesinin bozulmasının, çiftçilerin gelirlerinin azalmasına ve buğday ithalatına yol açtığını bildirdi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-08-23 10:35:26
Tarih boyunca Anadolu çiftçisinin başına bela olan süne zararlısının ne kadar etkili olabileceğini anlamak için geçmişe bakmanın yeterli olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
''Yüzyıllar önce yapılan Diyarbakır Surları'nın üzerinde süne zararlısı kabartmaları bulunuyor. Adıyaman yöresinde sünenin yarattığı kıtlığı ve mücadeleyi anlatan halk oyunları, kımıl ve süne üzerine yazılmış hakaretler içeren türküler bulunuyor. Hatta Osmanlı döneminde süne zararını önlemek için muskalar yapıldığı rivayet edilmiş. Mücadelesi yüzyıllardan beri süren, buğday ekilen bütün illerde görülen süne zararlısıyla mücadele çok önemli. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız öncülüğünde sürdürülen çalışmalarla geçen yıl süne zararlısından kurtarılan ürünün ekonomimize katkısı 819 milyon lira. Ancak süneden kaynaklı kayıplarımız halen çok yüksek.''
Tarımsal üretimde verim ve kalitenin artırılmasının ürünlerin hastalık, zararlılar ve yabancı otlardan korunmasına bağlı olduğunu vurgulayan Bayraktar, bitkisel üretimde hastalık, zararlılar ve yabancı otlarla mücadele yapılmadığında yüzde 35'e varan ürün kayıpları yaşandığını, bu kayıpların, bütün dünyada gıdaya her geçen gün artan talep dikkate alındığında çok büyük öneme sahip bulunduğunu bildirdi.
Türkiye'de zirai mücadelenin ihmal edilmediğini, devletin bu alanda çiftçileri desteklemeye devam ettiğini ifade eden Bayraktar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının son yıllardaki uygulamalarıyla ilaçların bilinçli ve kontrollü kullanımı sayesinde ilaç tüketimi 3'te 1 azaltıldığını, çevreye, ürüne ve insan sağlığına olan zararların önemli oranda ortadan kaldırıldığını ekonomiye büyük katkılar sağlandığını kaydetti.
SÜNE FİYAT DÜŞÜRÜYOR
Türkiye'nin buğday üretiminde kendine yeterli pek az sayıdaki ülkeden biri olduğuna ancak yine de her yıl belli miktarda kaliteli buğday ithal etmek zorunda kaldığına işaret eden Bayraktar, ''Buğdayda kaliteyi sağlayan unsurlardan birisi de onun hastalık ve zararlılardan etkilenmemesidir. Süne zararlısı daha fazla buğday olmak üzere arpa ve yulaf üretiminde hedeflere ulaşmada bir engel oluşturmaktadır'' ifadesini kullandı.
Sünenin, bitki saplarını ve daha çok daneyi emerek buğdayın verimini, ayrıca ekmeklik ve makarnalık kalitesini dolayısıyla fiyatını düşürdüğünü, ileri dereceli durumlarda buğdayı yemlik sınıfına sokarak ekonomik kayıplara neden olduğunu vurgulayan Bayraktar, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve borsaların artık protein kriterine göre fiyatlandırma ve alım yaptığını, bundan dolayı süne başta olmak üzere, zirai mücadelenin çok daha önemli hale geldiğini belirtti.
Türkiye'de çeşitli türleri bulunan süne zararlısının buğday, arpa, yulaf yetiştirilen bütün illerde görüldüğünü anlatan Bayraktar, şunları kaydetti:
''Süneye karşı mücadele edebilmek için öncelikle erken tohum ekimi, erkenci ve sert çeşitler seçimi, iyi bir tarla hazırlığı, anız yakılmaması, mera alanlarının tahrip edilmemesi, av ve yaban hayatının korunması, toplulaştırılmış nadas ve toplu hububat alanlarının yaygınlaştırılması, kanal, akarsu boyunca ve tarla kenarlarında yetişen ağaç ve ağaççıkların korunması, tarla kenarları ağaçlandırılması ve yeşil kuşaklar oluşturulması, süneye dirençli çeşitlerin seçimi, münavebe yapma gibi kültürel tedbirlere başvurmak gerekmektedir.
Sünenin çoğalmasını kontrol eden doğada bulunan faydalı böceklerin korunması için tedbirler alınması, çevre dostu biyolojik ve entegre mücadele yöntemleri geliştirmeli ve bu mücadele türleri devlet tarafından desteklenmeye devam edilmelidir''
MÜCADELE ZAMANINDA VE ETKİN OLMALI
Buğday üretiminde süne mücadelesinin zamanında ve etkin yapılmasının büyük önem arz ettiğinin altını çizen TZOB Genel Başkanı Bayraktar, süne mücadelesinin 2009'dan itibaren ''Yönetimli Çiftçi Mücadelesi''ne dönüştürüldüğünü belirtti. Bayraktar, bu çerçevede, her türlü eğitim, mücadele zamanı, mücadele yöntemi ve ilaçlama zamanı gibi teknik desteğin Bakanlıkça sağlandığını, ilaç, alet, vasıta, işgücü gibi mücadele masraflarının ise çiftçiler tarafından karşılandığını bildirdi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın hesaplamalarına göre, geçen yıl 22 ilde süneye karşı yürütülen mücadele sonucunda milli ekonomiye katkının 819 milyon lirayı bulduğuna dikkati çeken Bayraktar, buna karşılık 2011'de yemliğe ayrılan buğdaydan dolayı çiftçinin kaybının ise 43,5 milyon lira olduğunun tahmin edildiğini belirtti.
Süneye karşı mücadelede, teknik destek ve ilaçlama için devletin verdiği makine ekipman desteğinin de önemli olduğuna işaret eden Bayraktar, 2012 yılında zirai mücadele ilaçlarının terkibinde bulunan aktif maddeler ve aktif madde üretiminde kullanılan hammaddelerde uygulanan Katma Değer Vergisi'nin yüzde 18 den yüzde 8'e düşürülmesi önemli olduğunu kaydetti.
Bayraktar, çiftçilerin de bu mücadelede il ve ilçe müdürlüklerinin verdikleri eğitim ve teknik destekten azami ölçüde yararlanması, Bakanlık elemanlarıyla birlikte, süne zararını ekonomik eşiğin altında tutuncaya kadar mücadeleye bütün güçleriyle devam etmesi gerektiğini bildirdi. (AA)
Haber Ara