Bombalar altındaki üçüncü bayram
Günlerdir bombardıman altındaki Halep'te saldırılar bayramda da durmadı. Bayramı da Ramazan'daki gibi buruk geçiren Halepliler, her şeye rağmen camilere akın etti. Dualarda hürriyet istenirken yaşanan zulümlerin bitmesi dilendi. Olup bitenin pek farkında olmayan çocuklar ise dünyanın başka yerlerindeki çocuklar gibi neşeliydi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-08-20 06:35:35
Suriye'nin ticari başkenti olarak bilinen Halep'teki tüm dükkânlar kapalı. Bayram namazını kendimizi aslında hiç yabancı hissetmediğimiz Şeyh Faris Camii'nde kılıyoruz. Genci yaşlısı Suriyeliler bayram sabahı camilere akın ediyor. Ancak bayrama özgü kutlama ve coşkudan eser yok. Buna rağmen herkesin yüzünde umut okunuyor. İmam hutbesinde "Acılar içinde nasıl bayram ederiz. Bizim bayramımız Esed ve rejimi tamamen düşünce." diyor. Artık kendileri için özgürlüğün mutlaka geleceğini müjdeliyor. Zalimlerin cehennemde karşılığını bulacağını anlatıyor. Şehitlere, Suriye'nin özgürlüğü için savaşanlara dualar ediliyor. Özgür Suriye Ordusu içindeki 300 kişilik Türkmen Birliği de camide bayram namazı kılıyor. Eller her zaman olduğu gibi tetikte. Dışarıda güvenliği de sağlıyorlar.
Bayram çocuklar için de değişmiyor. Yine en güzel elbiselerini giyen çocuklar yollarda kontrol yapan Özgür Suriye Ordusu askerleriyle bayramlaşıyor. Askerler çocuklara oyuncaklar, kalemler ve toplar dağıtıyor. Hediyelerini alanlar sevinç içinde koşuşuyor. Gazeteci olduğumuzu öğrenenler yaşadıklarını anlatmak için etrafımızı sarıyor. Neredeyse yakınlarını kaybetmeyen yok. Kimi yaşadıkları işkenceyi anlatıyor, kimi de Özgür Suriye Ordusu'nun bölgeyi ele geçirmeden önce milis gücü Şebbihaların katliamlarını, kadınlara yaptıkları tecavüzleri... Halep'te Şebbihaların lideri El Berri'nin mermilerle öldürülmesinin ona ödül olduğunu söylüyorlar. Caminin hemen dışında toplanan gençler, "Nasrallah, İran ve Rusya'dan korkmuyoruz, Bekle bekle ya Beşşar biz Halepliler öcümüzü alacağız, Özgürlüğümüzü istiyoruz" sloganları atıyor.
'Bizim için Esed neyse, PKK-PYD de aynı'
Cami önünde herkes kahvaltı için evine davet ediyor. Kahvaltı için Kürt Hüseyin Hoca'ya konuk oluyoruz. PKK-PYD'nin Beşşar Esed'den hiçbir farkı olmadığını anlatıyor. "Beşşar Suriye için neyse bizim için de PKK o. Biz ilk Halep'in Eşrefiye Mahallesi'nde gösterilere çıktığımızda PKK bize bıçak ve palalarla saldırdı. Onlarca insanı keserek öldürdüler. İnsanlar bir daha çıkmaya cesaret edemedi. PKK-PYD buradaki Kürt çocuklarını da silah zoruyla kaçırdı. Şimdi zorla onları asker yapmışlar. Uyuşturucu ticaretinde de kullanıyorlar. Kesinlikle PKK'nın burada hiçbir temeli yok. Kimse onları istemiyor. Biz asla Suriye'den ayrılmak istemeyiz." diyor.
Apartmanda patlamamış 250 kiloluk İran bombası
Rejimin sivil halka hedef gözetmeden saldırılarının boyutunu şehirde yıkılmış evlerde çok iyi gözlemliyoruz. Halep'in Şebabiye Mahallesi'nde bir apartmana atılan 250 kiloluk patlamamış bir bomba hiçbir yoruma gerek bırakmıyor. Evde kalan 10 kişilik aile ölümden dönmüş. Muhalifler bombanın İran yapımı olduğunu iddia ediyor. Akşam saatlerinde gökyüzünde kargo uçakları gözümüze takılıyor. Muhalif komutanlar, Halep ve Şam havaalanlarına İran ve Rusya'dan asker ve mühimmat taşındığını savunuyorlar.
Orduda görev yapan Halepli askerlerin cesetleri, üzerlerine isim yazılarak Halep'in giriş mahallerine öylece bırakılıveriyor. Şehir sakinleri birçok askerdeki kurşun izlerinin arkadan ve enseden olduğunu söylüyor. Aileleri, yakınlarının sivilleri vurmadıkları veya itiraz ettikleri için infaz edildiğini anlatıyor. Ordudaki alt düzey askerlerin büyük kısmının Sünni ve şiddete karşı olması nedeniyle, ön saflara hep bu askerlerin sürüldüğünü iddia ediyorlar. (Zaman))
Haber Ara