Türkiye'de yaşamak isteyenler artıyor
Almanya’da yaşayan Türkler arasında özellikle gençler arasında Türkiye’ye gitmek isteyenlerin sayısı artıyor. Türk kökenliler arasında dindarlığın artması ise araştırmadan çıkan bir diğer çarpıcı sonuç.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-08-19 11:56:33
Türkiye'de yaşamak isteyenler artıyor
Buna rağmen, Almanya çapında yaklaşık 1000 kişi üzerinde telefonla yapılan araştırma, Türklerin yüzde 45'inin Almanya'yı terk ederek, Türkiye'de yaşamak istediğini ortaya koyuyor. 2009 yılında yaptıkları araştırmanın sonuçları ile karşılaştırdıklarında, Türkiye'ye dönmek isteyenlerin oranının arttığını belirten Holger Liljeberg, yaşlara göre Türkiye'ye dönmek isteme nedenlerinin değişiklik gösterdiğini kaydediyor. Buna göre, Türkiye'de ev sahibi olan emekliler, yaşlılık dönemini kendi memleketlerinde geçirmek istiyor. Liljeberg gençlerin ise “ekonomik nedenlerle” Türkiye'ye gitmek istediğini vurguluyor.
Berlin Eyaleti eski Yabancılar Sorumlusu Barbara John ise kalifiye gençlerin, başka ülkelerde çalışmak istemesinin normal bir durum olduğunu ifade ediyor. Ancak John, Almanya'da yaşayan Türk kökenli gençlerin, bu ülkede karşılaştıkları ayrımcılığın da Almanya'dan ayrılmak istemelerinde etkili olduğuna işaret ediyor. “Bu gençler, Türkiye'de ayrımcılığa uğramayacaklarını düşünüyorlar. Almanya'da ayrımcılık azalsa da hâlâ görülen bir durum. Türk ismi ile bir iş başvurusu yaptığımda, iş başvurum dikkate alınmayabiliyor, diğer başvuru yapan kişilerle aynı niteliklere sahip olmama rağmen…”
Dindar olanlar arttı
Araştırmayı yürüten Liljeberg, araştırmanın sonuçlarına bakıldığında, geleneksel değerlere sahip çıkanların arttığını gördüklerini vurguluyor. Araştırma, Türkler arasında kendini dindar olarak nitelendirenlerin sayısının arttığını ortaya koyuyor. Buna göre, Almanya’daki Türklerin yüzde 37’si kendini koyu dindar olarak tanımlıyor. Enstitünün 2009 yılında yaptığı araştırmada ise bu oranın yüzde 33 olduğu belirlenmişti. Özellikle yaşı 15 ile 29 arasında değişen gençlerin yüzde 63'ü, Selefilerin ücretsiz Kur'an-ı Kerim dağıtmasını olumlu bulduğunu belirtiyor. Liljeberg, özellikle gençler arasında dindarlığın arttığına dikkat çekerek, bu konuda şunları söylüyor: “Almanya’da kimlik sorunu yaşayan kesimin özellikle gençler olduğu görülüyor. Ebeveynleri ile büyükanne ve büyükbabalarına kıyasla daha fazla iki toplum arasında kalıyorlar. Şimdiki durumda, İslam veya dinin, kendi kimliklerini bulmada etkili olduğu ortaya çıkıyor. Bu kısa vadede kötü bir gelişme değil, ancak uzun vadede İslam’ın siyasallaşmasına ve sosyal çevreden yalıtıma yol açabilir.”
“Bu radikalliğin arttığını göstermiyor”
Ancak dindar olduğunu ifade eden yaşı 15 ile 29 arasında değişen gençlerin sadece yüzde 16’sı düzenli olarak camiye gittiğini belirtiyor. Alman Sosyal Yardım Kuruluşları Birliği Berlin Teşkilatı Başkanı Barbara John, gençlerin Müslüman kimliğine sahip çıkmasını şu sözlerle açıklıyor: “Burada dindarlığı benimseyerek, başka bir şeye karşı sınır çizildiğini görüyoruz. Türk kökenli gençler de aslında son derece uyumlu. Kıyafetleri, boş zamanlarını değerlendirmeleri, diğer gençlerden hiçbir farkları yok. Müslüman olmayan Alman kadınlarla evlenenlerin de sayısı artıyor. Bu neredeyse asimile oldukları anlamına geliyor. Ancak buna rağmen farklı bir şekilde algılandıklarını ve farklı bir dinin mensubu olduklarını biliyorlar. Bu çerçevede kendi farklılıklarını belirleyecek bir işaret arıyorlar, bu da İslam. Fakat bu radikalleştikleri anlamına gelmiyor. Sadece bu inancı benimsiyorlar.”(dw)
SON VİDEO HABER
Haber Ara