Alman siyaseti Euro bölgesinde yaşanan anarşiye kilitlendi
AB'de borçların ortaklaştırılması hakkında süren tartışmalar Alman siyasetinde farklı görüşlerin ortaya atılmasına neden oldu. Bir yandan referandum talepleri gündeme gelirken, diğer yandan da Almanya'nın AB'deki rolü sorgulanmaya başlandı. Ana muhal
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-08-14 10:43:49
İkinci devlet televizyonu ZDF'nin geleneksel yaz röportajına katılan SPD lideri, ortak para bölgesinde herkesin dilediği gibi hareket ettiğini savunarak, sükunetin sağlanması adına bir an önce daha sert tedbirlerin alınmasını ve öncelikle de borçların ortaklaştırılmasını istedi.
SPD'li eski Federal Maliye Bakanı Peer Steinbrück de partisinin genel başkanı gibi AB'de borçların ortaklaştırılması yönünde görüş belirtti. Süddeutsche Zeitung gazetesine konuşan Steinbrück, "Gelişmeler borçların ortaklaştırılmasını zorunlu kıldığı gibi gidişat da zaten bu yönde." ifadelerini kullandı. Ancak gerek Gabriel gerekse Steinbrük bu tür bir borç birliğinin belli şartları olması gerektiğine dikkat çekerek, bunun gerçekleşmesi halinde bütün AB ülkelerinin mali açıdan birbirine karşı sorumlu olacağını ve bu çerçevede ulusal bütçelerin Brüksel'de masaya yatırılması gerekeceğini ifade etti. Ancak SPD'nin talebinin gerçekleşmesi halinde Yunanistan'ın hâlâ Euro bölgesinde yer alıp almayacağı ise belirsizliğini koruyor. Alman siyasetçileri bu çerçevede hafta sonunda çeşitli medya organlarına verdikleri demeçlerde Atina ile dayanışmayı yeniden tartışmaya açtı. Bu çerçevede Almanya'nın AB'deki rolü hakkında referandum yapılması yönünde talepler de öne çıkmaya başladı.
"AVRUPA, ELİTLERİN PROJESİ OLAMAZ"
SPD'nin ısrarla savunduğu borçların ortaklaştırılması teklifi kapsamlı anayasal değişiklikleri zorunlu kılarken, diğer yandan birçok siyasetçi Almanya'nın AB'deki rolü başta olmak üzere halk oylaması yapılması gerektiğini ifade ediyor. Hıristiyan Birlik partileri CDU/CSU, SPD ve Hür Demokrat Parti'den (FDP) birçok etkili isim yaptıkları bu doğrultuda yaptıkları açıklamalarda referandum talebini gündeme getirdi. CSU Genel Başkanı Horst Seehofer, "Halkın kararlara daha etkin katılmasını sağlamamız gerekiyor. Avrupa elitlerin projesi olarak kalamaz." dedi. Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ise "Bir gün halkın oyuna sunularak kabul edilen gerçek bir Avrupa Anayasası'na sahip olacağımızı umuyorum." şeklinde konuştu.
SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel ise Avrupa için halk oyuna başvurulmasının kaçınılmaz olduğunu belirterek, "Eğer egemenlik hakları gerçekten devredilecekse, bunu sağlayacak anayasal değişiklik için Federal Meclis'teki üçte ikilik çoğunluk yeterli değil." ifadelerini kullandı. Diğer yandan referanduma şüpheli yaklaşan Alman Savunma Bakanı Thomas de Maiziere (CDU) konu hakkında şimdi spekülasyonda bulunmanın makul olmadığını belirtirken, CDU'lu Federal Çalışma Bakanı Ursula von der Leyen ise Tagesspiegel gazetesine yaptığı açıklamada, "Kendi çizgimizi ve değerli anayasamızı bu şekilde tartışmaya bile açmamalıyız." şeklinde uyarıda bulundu.
"ATİNA'YA VERİLEN DESTEK BOŞA GİDİYOR"
Haftalık haber dergisi Focus'a konuşan Federal Ekonomi Bakanı Philipp Rösler (FDP) ise Atina'nın reformları gerçekleştirmeyi istemediğini savunarak, Yunanistan'ın krize gerektirdiği tedbirlere ilgisiz davrandığını ileri sürdü. Handelsblatt gazetesine konuşan Hıristiyan Birlik Federal Meclis Grubu Başkan Vekili Michael Fuchs ise Yunanistan'ın reformları yapmaması halinde Euro bölgesinden çıkarılması yönünde görüş belirterek, "Her ne kadar hiçbir üye Euro bölgesinden çıkarılmaya zorlanamasa da Yunan hükümetinin gereken tedbirleri almaması halinde ne yapması gerektiğini bildiğini düşünüyorum." dedi. SPD'li Steinbrück de Yunan hükümetini hedef alarak, "Eğer reform vaatleri sürekli kesintiye uğruyorsa, sergilediğimiz dayanışmanın boşa gidip gitmediği şüpheli hale geliyor." şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara