'Yazma kimse bilmesin' diyen patronu da yazdı
Ne yaptıysam dostluk için, Allah rızası için yaptım... Yazma, kimse bilmesin...
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-23 10:51:04
Depremden sonra Van'a "en sık giden" gazeteciyiz... Bu hafta yine gideceğiz.
Çalık grubunun "İftarımızı Van'da Yapıyoruz" kampanyası için.
Ahmet Çalık, Erciş'te, 900 kişilik iftar çadırı kurup, bizi de davet edince...
"Anılara" gömüldük.
Çalık'ı 25 yıldır tanırız.
Yurdun pek çok yerinde yaptığı "hayır işlerinin" tanığıyız... Okul...
Öğrenci yurdu... Sağlık ocağı.
Seneler önce bir "tarihi eseri" restore ettirirken "tek şartla" demişti:
- Üzerine 'Çalık restore ettirdi' diye yazılmasın... Benim yaptırdığımı kimse bilmesin.
Dinç Bilgin
Okul, sağlık ocağı, çeşme gibi "hizmetleri" pek aklımıza gelmiyor.
Ama... Değişik süreçlerde "zor durumdaki o kadar çok gazeteciye" şemsiyelik etti ki.
Düşenin dostu olmaz.
Dinç Bey düşünce, onunla ilgili "olumsuz anılar... İşten çıkarılanlar" konuşuluyor.
"Başka yerde yazı yazamayanlara açtığı köşeler" ise unutuluyor.
Erdoğan Demirören
Senelerce medyanın ne tam içinde oldu ne de dışında.
Tercüman'ın "arka bahçesi" olan Ak Ajans'ın ortağıydı.
İhtilalin ardından kaç siyasetçiye "kira almadan... Hatta personel ve telefon parasını cebinden ödeyerek" büro tahsis etti?.. Kaç kişinin yardımına koştu?
Yetişemediği yere eniştesini (Necdet Aksoy) gönderirdi.
Onun hayır işleri "sessiz ve derindendi."
Turgay Ciner
Cumhurbaşkanı Demirel, bir gün "seni Hopa'ya götüreyim" dedi:
- Turgay... Hayırsever bir işadamı... Babası Hüsnü Bey adına okul yaptırdı... Onu açacağım... Ayrıca... Hopa'da anıların canlanır.
Daha önce "yasaklı Demirel'le" Hopa'ya gitmiştik.
Dönüşte "otomobilimiz uçuruma yuvarlanmıştı."
Yine bir gün Başbakan Mesut Yılmaz aradı:
- Seni Bursa'ya götüreyim...
Turgay... Çok hayırsever... Okul yaptırdı... Onu açacağım... Gitmişken, Bursa'daki torununu da görürsün.
Turgay Ciner'i böyle tanıdık.
Yaptığı "hayır işi" saymakla bitmez... Çoğunu da "kimse bilmez."
Aydın Doğan
Gümüşhane ... Kelkit... Onun "hayır işleriyle" dolu.
İhtilal sonrası yaptıkları, dün gibi aklımızda.
İnan Kıraç'la birlikte sık sık Ankara'ya gelirlerdi.
Demirel'i ziyaret ederlerdi.
Ecevit, 12 Eylül'den sonra,
Aydın Bey'in desteği olmasa dergi (Arayış) çıkarabilir miydi?
1993'te "o dönemle ilgili" bir dizi yazıyorduk... Aydın Bey aradı:
- Ne yaptıysam dostluk için, Allah rızası için yaptım... Yazma, kimse bilmesin...
Kemal Ilıcak
Tercüman'da "aralıksız 20 yıl" çalıştık.
Onun "hayır işlerini... Dara düşenlere nasıl yardım ettiğini" günlerce yazsak bitmez.
İhtilal dönemi... Dara düşen siyasetçi... Bürokrat... Gazeteci...
"Siyasi görüşü ne olursa olsun", Kemal Bey "herkes için sığınacak bir limandı."
SON VİDEO HABER
Haber Ara