Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Sıra Türkiye ve İsrail'de !

Mavi Marmara katliamı sonrası Türkiye'nin yoğun ve ölümcül baskılarından bunalan İsrail çıkış yolu arıyor. Bu yüzden ABD'nin de desteği ile Türkiye'yi ikna komlo şantaj ve baskılarını bakın nasıl uygulamaya koyuyorlar

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-07-21 06:24:50

Sıra Türkiye ve İsrail'de !
Mavi Marmara olayının ardından Türkiye ile ilgili en sert haberleri yapan ve İsrail’de en sağ eksende yer alan gazetelerden biri olan Jerusalem Post, dün çarpıcı bir makaleyi sayfalarına taşıdı. ‘Önce Türkiye’ başlıklı makalede Oslo Anlaşması’nda Filistin-İsrail uzlaşmasında başrol oynayan İsrailli başmüzakereci Uri Savir’in imzası yer aldı. Savir, son yıllarda İsrail’in çok önemli üç müttefikini kaybettiğini vurguladığı yazısında şu mesajları verdi:

- İslam aleminde İsrail’in en önemli müttefikleri Şah rejimi altındaki İran, Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek yönetimindeki Mısır ve Türkiye’ydi. İran’la İslam devrimi sonrası tüm ilişkiler kesildi. Mısır ve Türkiye ile de son dönemde ilişkilerde gerileme yaşandı. Mısır’da iktidara gelen Müslüman Kardeşler, İsrail ile imzalana barış anlaşmasını çöpe atmayı bile göze aldı.

Ölümcül darbe

- Türkiye’nin ise 1992’den beri İsrail’le tam diplomatik ilişkisi vardı. Sadece diplomatik değil, ekonomik, askeri, ticari ve stratejik ilişkiler de çok güçlüydü. Mavi Marmara olayından sonra bu illişki ölümcül darbe aldı. Türkiye, İsrail’den özür beklerken İsrail Başbakanı Netanyahu ise ulusal gururu ulusal çıkarların üzerinde tutarak buna yanaşmadı. Aynı şey aslında Erdoğan için de söylenebilir.

- İsrail’in Müslüman dünyasındaki bu 3 ülkeden en az biriyle ilişkilerini normalleştirmesinin stratejik önemi çok büyük. Bu anlamda Türkiye en akla yatkın seçenek. Bu Ankara’nın da çıkarına. Bölgede İsrail’in giderek izole olmasını da ortadan kaldıracak. Şimdi İsrail’in Ankara ile Tahran arasında seçim yapması gerekiyor. Ya Tahran yolunu seçip İran’ı bombalayıp ve Müslüman ülkelerin onlarca yıl sürecek düşmanlığına sebep olacak. Ya da Ankara’yı seçip bölgedeki konumunu güçlendirecek.

Önemli bir fırsat

- Aralarında AK Parti üyelerinin de bulunduğu Türk politikacılarla temaslarımda belirli adımların izlenmesi durumunda Türkiye ile İsrail uzlaşmasının sağlanabileceği izlenimini edindim. ABD de 1947’deki Truman Doktrini’nden beri Türkiye’yi batı ittifakının önemli bir üyesi görüyor.

- Ortadoğu, sosyopolitik açıdan daha şeffaf ve İslamcı hareketlerin siyasi anlamda daha fazla rol aldığı bir dönüşüm yaşıyor. Bu değişen bölgede Türkiye birçok yönden model ülke olabilir. İsrail için Türkiye ile yeniden uzlaşmak için önemli bir fırsat var. Türkiye’ye İsrail-Filistin barışında önemli bir rol verirsek iki ülkenin bir araya gelmesi de mümkün olabilir.

- Netanyahu hükümeti, bölgedeki değişimler sonrasında ulusal güvenliğimizi düşünerek sonuçsuz ve gereksiz analizler yapmak yerine, Yahudi yerleşkecilere taktiksel sebeplerle boyun eğmeden stratejik düşünmeli ve yeni ittifaklar kurmalıdır.

Barışın kitabını yazan adam

1953 doğumlu Uri Savir, İsrail’in en tecrübeli diplomatlarından biri. Dışişleri Bakanlığı’nın kariyer diplomatlarından olan Savir, 1993-1996 yılları arasında İsrail ile Filistin arasında imzalanan Oslo Anlaşması’nın başmüzakerecisi olarak görev yaptı. Tecrübelerini “Ortadoğu’yu değiştiren 1100 gün” (The Process: 1,100 Days that Changed the Middle East) adlı bir kitapta topladı. 1999-2001 yılları arasında ise İsrail Parlamentosu’nda milletvekili olarak görev aldı. Bu süre içerisinde Dışişleri ve Savunma Komiteleri’nde çalıştı. Şimdi, Glocal Forum adlı uluslararası ilişkiler alanında faaliyet gösteren düşünce kuruluşunun başkanlığını yapıyor. Aynı zamanda Şimon Peres Barış Merkezi’nin de direktörü.

Bu kare tarihe geçmişti

Oslo Anlaşması ya da resmi adıyla Geçici Yönetim Düzenleme İlkelerinin Bildirgesi (Declaration of Principles On Interim Self-Government Arrangements) Filistin - İsrail çatışmasında bir dönüm noktasıydı. Bu görüşme, İsrail ile Filistin temsilcilerinin üst düzeyde ilk direkt yüzyüze anlaşma çabası olarak tarihe geçti. Anlaşma, İsrail ve Filistinliler arasında gelecekteki ilişkiler için bir çerçeve olarak düşünülmüştü. İki taraf arasında uzlaşma Norveç’in başkenti Oslo’da 20 Ağustos 1993 tarihinde sonuçlandı. Daha sonra Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Başkanı Yaser Arafat, İsrail Başbakanı İzak Rabin tarafından törenle 13 Eylül 1993 tarihinde Washington, D.C.’de halka açık bir törenle resmen imzaladı. Törene dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, Filistin Kurtuluş Örgütü’nden Mahmud Abbas, İsrail Dışışleri Bakanı Şimon Peres, ABD Genel Sekreteri Warren Christopher ve Rusya Dışışleri Bakanı Andrei Kozyrev katıldı.

İşte 8 maddelik plan

1) İsrail hükümeti Mavi Marmara olayı için derin üzüntü bildiren bir bildiri yayınlasın. Türk hükümeti bunu resmi bir özür olarak kabul etsin.

2) İsrail tarafından yayınlanan bir bildiri ile Türkiye’nin Ortadoğu için önemi vurgulansın, barış sürecine katkı sağlayabileceği belirtilsin.

3) Türkiye, İsrail’in Ortadoğu’daki güvenlik kaygılarını anlayışla karşıladığını duyursun. Erdoğan’ın 2005 yılında İsrail’e yaptığı ziyarette dile getirdiği gibi İran’ın nükleer hedeflerinin kaygı verici olduğu tekrarlansın.

4) Türkiye ve İsrail ekonomik ilişkilerini sürdürsün, ticaret ve turizm alanında faaliyetler hızlandırılsın.

5) Türkiye ve İsrail aşamalı olarak askeri ilişkileri eski seviyesine döndürsün.

6) Her iki ülke de Suriye’de yaşanan katliamlardan duyulan kaygıyı ortak açıklamayla dile getirsin.

7) İsrail ve Filistinliler arasında barış görüşmelerinin yeniden başlaması için İsrail Türkiye’yi arabulucu olmak üzere davet etsin. İstanbul’da Obama’nın iki devletli çözüm vizyonu doğrultusunda bir konferans toplansın.

8) Ankara ve Tel Aviv yönetimleri Obama ile bölgede ortak bir stratejik vizyon oluşturulması için bir araya gelsin.



Haber Ara