Esed rejimi can çekişiyor

TİMETURK / Tuğçe Çirağ

Suriye’de katliam hız kesmeden devam ediyor. Dün Şam’da meydana gelen patlamada Esad’ın iki bakanı ve iki bürokratı öldürüldü. Timeturk’e ulaşan bilgiler arasında Esed güçlerinin patlamadan önce başkenti boşaltma talimatı verdiği de vardı. Rejim aldığı büyük bu yaranın ardından azılı dişini daha sert göstermeye çalışarak katliama devam etti. Bölgeden gelişmeleri anında okuyucuları ile paylaşan Timeturk Haber Merkezi, Ortadoğu Uzmanı Mustafa Özcan ile Suriye’de gerçekleşen son
olayları konuştu.

Esed rejiminin komada olduğunu belirten Gazeteci-Yazar Mustafa Özcan, “Suriye Depremleri ve Şam volkanı harekatıyla birlikte rejime yönelik beklenmedik gelişmeler olmaya başladı. Rejim, hala keyfiyeti tam olarak anlaşılamayan 18 Temmuz saldırısıyla birlikte en büyük darbesini aldı. Fiili durum bütün engelleri ve pazarlıkları aşarak rejimin sonunu getiriyor. Uluslararası kilitlenmeyi de aşarak sona doğru yaklaşıyor. Mart 2011 tarihinde başlayan Suriye intifadası Beşşar Esed’in inadıyla birlikte halk hareketi militarize oldu ve geçen ramazandan buyana da aynı vetirede devam ediyor. Ramazandan ramazana rejimin kaderi değişti. Geçen ramazanda kimsenin inanamadığı gelişmeler oldu ve kandil gecelerinde Humus adeta yerle bir edildi. Bu ramazan ise geçen ramazanın rövanşı oldu ve rejimin Şam’daki güvenlik üssü yerle bir oldu. Damat Asıf Şevket ve Ortodoks kökenli Savunma Bakanı Davud Raciha ve Beşşar’ın Güvenlik dDanışmanı Hasan Türkmani ve İçişleri Bakanı
Muhammed Shaar (Şiar) gibi rejimin beyin takımı ve güvenlik ünitesi üyeleri toplu halde katledilirken kimi teyit edilmemiş haberlere göre Mahir Esat da olaylar sırasında hayatını kaybetti” dedi.

Kitlesel kopmalar rejimin can çekişinin delili

Beşşar Esed’in nerede olduğu tam olarak bilinmezken Esma Esed’in Moskova’ya kaçtığına dair söylentiler olduğunu ifade eden Ortadoğu Uzmanı Özcan rejimin son günlerini yaşadığını şu cümlelerle anlattı; “Şam toz dumana gark olmuş durumda. Rejiminin can çekiştiğinin en büyük delili kitlesel kopmalar. Son bir iki haftadır rejim tamamen kontrolü kaybetmiş durumda bulunuyor. Çözülmeler artıyor. Kopmalar ve firarlar artık kitlesel hale gelmiş durumda. Suriye ordusu savaşma kabiliyetini büyük ölçüde yitirdi. Rif denilen ordu kırsal kesimde kontrolü tamamen kaybettiği gibi aynı zamanda şehirlerde de kontrolü sağlayamaz duruma düşmüştür. Bu nedenle çöken Suriye rejimine bağlı kurumlarda ve yapılarda büyük bir korku ve panik havası gözleniyor. Bu nedenle kimi Arap yazarları muhtemelen rejimin bayramı göremeyeceğini ve çıkaramayacağını tasavvur ediyor.Rejimle kaderini birleştirenlerin dışındakiler ise tamamen rejimle ilişkilerini sonlandırıyorlar. Bunlardan birisi de, rejimin geçmiş dönemlerdeki uydu kanallarındaki İslami yüzü olan Ahmet Keftaro’nun damadı Muhammed Habaş olup o da rejimle bağlarını koparmıştır. Son 15 günde yaşananlar 16 ayda yaşananlara bedel. Bundan dolayı çöküşün son evresinde yaşıyoruz ve gelişmeler füze hızıyla seyrediyor.”

Türkiye, Suriye rejiminin can simidiydi

Suriye’nin en başından beri Türkiye’nin tavsiyelerine uymadığını ve dostluğunu koruyamadığını söyleyen Özcan, “Rejim kendinde kusur arayacağına halkı takrir-i sükun metotlarıyla bastırmaya çalıştı ve sürekli olarak dış müdahalelerden ve komplolardan medet umdu ve yakındı. Böylece kendisini kandırdı. Ciddi reformlar yapacağına bu komplo senaryolarının arkasına sığınarak kolaycılık yaptı ve vakit kazanayım derken kumar oynadı ve vaktini kaybetti. Kum saati gibi eridi. Türkiye Suriye rejiminin can simidiydi ve baştan Türkiye’nin söylediklerini dinlemiş olsa ve Türkiye’yi Suriye halkına ulaşmada körü ve basamak yapmak isteseydi belki rejim açısından zayıf da olsa bir umut olabilirdi. Lakin rejim Ahmet Davudoğlu’nun deyimiyle Türkiye’yi sadece kullanmak istedi. Türkiye ile ilişkileri taktik ve İran ile stratejikti. Bundan dolayı Beşşar, Türkiye seçeneğini göstermelik olarak kullandı. Bu nedenle halk hareketi gerçek manada Suriye rejimiyle Türkiye arasında bir ayrıma neden oldu. Bunun temelinde derinleşen ilişkilere rağmen samimiyetsizlik vardır. Halkına karşı samimi olmayan bir rejimin Türkiye’ye karşı samimi olması beklenemezdi. Giderayak Türkiye’yi suçlamaları hala olanlardan ders çıkarmayı bilmediğini ve vakıadan kopuk yaşadığını ve dolayısıyla kendisini aldattığını gösteriyor. Sonuç itibarıyla, Suriye rejimi yoğun bakım ünitesindedir. Umutsuz bir vaka haline gelmiştir. Dostlarının utancı ve düşmanlarının maskarası olmuştur” değerlendirmelerinde bulundu.

Esed rejimi can çekişiyor

Suriye’de katliam hız kesmeden devam ediyor. Suriye'de yaşanan son olayları, Dış politikanın önde gelen isimlerinden gazeteci yazar Mustafa Özcan Timetürk'e değerlendirdi.