KCK'nın hakim ve savcılarına dava
30 kişi hakkında, ''terör örgütü yöneticisi olmak'' ya da ''terör örgütü üyesi olmak'' suçlarından dava açıldı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-18 12:28:12
Van Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, PKK/KCK'nın Yüksekova'daki adalet komisyonunda 'hakim ve savcı' sıfatıyla görev alan ve kişiler arasındaki anlaşmazlığı terör örgütünün talimatıyla yargılayan ilçe örgütlenmesine yönelik soruşturmayı tamamladı.
Başsavcıvekilliğince hazırlanan 750 sayfalık iddianame kapsamında, terör örgütünün vatandaşlar üzerinde kurduğu baskı, korku ve şiddete dayalı hukuksuz otoritesinden güç alan KCK'nın oluşturduğu sözde adalet komisyonunda 'hakim ve savcı' sıfatıyla görev üstlenen 17'si tutuklu 30 kişi hakkında, ''Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak'' veya ''Silahlı terör örgütü üyesi olmak'' suçlarından Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı.
İddianameden
Yargıtay tarafından, KCK'nın, Türkiye Cumhuriyeti'ne paralel bir devlet örgütlenmesi olduğunun belirtildiği iddianamede, ''PKK'nın silahlı otoritesiyle Kürt vatandaşların yaygın şekilde yaşadığı coğrafyada, vergi toplayan, yargılama yapan, savaş ve barış kararları veren, meşru savunma adı altında devlet otoritesine her türlü şiddeti mubah sayarak baş kaldırmayı kişilere bir yükümlülük olarak yükleyen, eyalet, bölge, kent, kasaba, köy ve mahallelerde anayasaya aykırı biçimde sözde komünal örgütlenmeyi hayata geçirmek için halk meclisi ve konseylerini kuran ve her kademesinde görev yapan kişi ve organların "terör örgütü üyesi olarak nitelendirilmesi bir zorunluluktur'' ifadesine yer verildi.
Mahkeme kararıyla yapılan teknik takip sonucu sanıkların telefon görüşmeleri, gizli tanık ifadeleri, sözde mahkeme kararı niteliğindeki ıslak imzaların yer aldığı dokümanlara atıfta bulunulan iddianamede, sanıkların, ''Kız kaçırma, kan davası, alacak verecek davaları, tehdit, yaralama, mülkiyet ihtilafı'' gibi hukuksal sorunların çözümünde sözde hakim ve savcı olarak görev üstlendiği, tarafları bir araya getirdiği, bilirkişi görüşüne başvurduğu ve yargısal kararlar vererek infazını gerçekleştirdiği kaydedildi.
İddianamede, hakimlerin verdiği kararlar ile borçlu kişilere zorla senet imzalatıldığı, PKK/KCK gençlik yapılanması DYG'nin de komisyonun verdiği kararları infaz eden 'kolluk birimi' gibi görev üstlendiği ve kararlara uymayan taraflara 'tehdit, yaralama veya dağa kaldırma' gibi yöntemler uyguladığı ifade edildi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından ilan edilen özerklik ile KCK sözleşmesinde öngörülen 'alternatif devlet' modelinin hayata geçirilmeye çalışıldığına yer verilen iddianamede, şöyle denildi:
''Soruşturmaya konu bir kısım örgütsel faaliyetlerde de görüldüğü üzere, Yüksekova'da BDP ilçe teşkilatının kurumsal kimlik ve imkanları kullanılarak KCK sözleşmesinde öngörülen yargılama yetkisine haiz, sözde adalet komisyonu kurulmuş ve işlemeye devam etmektedir. Sözde komisyonun, terör örgütü PKK/KCK'nın bölge insanı üzerinde oluşturduğu baskı, korku, ve şiddet otoritesinden güç alarak ve sözde meşruiyetini de buraya dayandırarak illegal yargısal faaliyet yürüten bir mekanizma olduğu kabul edilmelidir.''
-Hakim ve savcıların telefon diyaloğu-
Adalet komisyonu içindeki sanıkların, birbirlerine ''Hakimim'' diye hitap ettiğine işaret edilen iddianamede, ''Şimdi partideyim, mahkeme var, mahkeme yapıyoruz'', ''Okulun arkasında, keşif yapıyoruz'', ''İki gün oldu kararı yolladılar. Kandile gitmiş anladığın'', ''Delillerini bir gün getirirsin. Senetlerini kaybetme'' gibi telefon görüşmelerine de yer verildi.
İddianamede, adalet komisyonunda hakim sıfatı üstlendiği iddia edilen sanıklardan Arif K'nın, 'kız kaçırma' olayına karışan ve 15 bin lira para cezası kesilen kişiye aracılık ettiği belirtilen Habib Ö. ile yaptığı görüşme de yer alıyor.
Telefonda, başının kalabalık olduğunu söyleyen Arif K'ya, Habib Ö'nün ''Sizin başınız mecbur kalabalık olacak, hakim oldunuz. Türklerin savcısı diyor mu bizim başımız kalabalık?'' ifadesi dikkati çekiyor. (aa)
SON VİDEO HABER
Haber Ara