'Fenerbahçe kadar olamadık'
Kazım Karabekir'in 71 yaşındaki kızı Timsal Karabekir, İlker Başbuğ, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan başta olmak üzere Ergenekon davasında yargılanan çok sayıda ismin haksızlığa uğradığını söyleyerek, 'Fenerbahçe kadar olamadık' dedi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-16 09:06:09
“Silivri’ye geç kalınmış bir ziyarette bulundum. Oradaki insanları gördükten sonra geç kaldığım için kendime kızdım. Yüreğim her zaman Silivri’de tutulan vatansever ve masum olduğuna inandığım Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, İlker Başbuğ gibi dostlarımla beraber. Sıkı bir aramayla içeri alındık. Silivri’nin ızdırap veren ağır bir havası var. Hisseden yürekler bunu anlıyor. Mustafa’yı, Tuncay’ı solgun ve üzgün gördüm. Perinçek’i Ermeni meselesindeki duruşundan ötürü tebrik ettim. Aileler, evlatlar hepsi zor durumda. Yüzler gülse bile belli ki tiyatro oynanıyor. Silivri’de tutulan insanların birçoğu neyle suçlandıklarını bile bilmiyor. Adalet er geç tecelli edecektir. Babama yapılan haksızlık şimdi onlara yapılıyor. Yeter ki canlar yanmasın.”
‘Balbay’ı görünce ağladım’
“Mustafa Balbay’la tutuklanmadan önce bir programa katılmıştık. Balbay’a karşı dostluk ve sevgim vardır. İlker Başbuğ’da sevdiğim, saydığım bir kişi. Başbuğ, salonda bulunmuyordu. Balbay’la birkaç dakika konuşma imkanım oldu. ‘İnşallah en yakın tarihte aramızda olacaksın. Adalet biran önce tecelli edecek’ dedim. Bana dönüp, ‘Birlikte Kazım Karabekir Müzesi’ne gideceğiz’ dedi. Solgun görünüyordu. O halini görünce dayanamayıp ağlamaya başladım. Aramızda 3-4 sıra bulunuyordu. Kendimi tutamadım. Dik durmaya çalışsam da gözyaşlarıma engel olamadım. Tanıdıklarım arasında Doğu Perinçek ve Tuncay Özkan da vardı. Tuncay Bey’le bakıştık. Tuncay Özkan’la göz göze geldiğimizde yüreklerimiz konuştu. O an kelimeler anlamlı değildi. O insanları orada, o halde görmek çok ızdırap verici. Duruşma salonunda bir avukat, cezaevinde yapılan takılardan getirip verdi. Kimin hediyesi olduğunu söylemedi. Takı, boncukla uğraşmak Silivri’de ruhsal terapiymiş. Kazım Karabekir’in kızı olduğum için pek çok kişi beni tanıdı.”
‘Başbuğ için de gideceğim’
“Bunca yıldır neden Silivri’ye gitmedim diye kendime kızıyorum. Şu an Akçay’da bulunuyorum. İstanbul’a gelir gelmez. İnternet andıcı ve Balyoz’dan tutuklu paşalarımızın davalarına da katılacağım. En çok da İlker Paşa’yı görmeyi istiyorum. Öcalan’ı ilk soruşturan askerlerden Atilla Bey diye biri vardı. Teröristlerle aynı kefeye konduğunu söyledi. Perinçek’i görünce kendisine dönüp ‘İsviçre’deki duruşunuzu tebrik ediyorum. Sözde Ermeni soykırımına karşı çok az kişi sizin gibi dik durup, mücadele etti’ dedim. Perinçek ise ‘vatanımı seviyorum’ dedi. Ben de kendisine ‘Türk yılmaz. Yılmak yok’ diye moral verdim.”
‘Fenerbahçeliler kadar olamadık’
“Haksızlığın karşısında ızdırap çekiyorum. Babam için de haksızlık yapılmıştı. Ama onun askerleri dimdik durdu ve Kazım Karabekir’i idamdan kurtardı. Bizler maalesef bu duruşu gösteremedik. Fenerbahçeliler kadar olamadık.”
Atatürk’e suikast iddiasıyla idamla yargılandı
Kâzım Karabekir, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurucuları arasında yer aldı ve kısa bir süre sonra partinin başına geçti. İnönü Hükümeti’nin Takrir-i Sükun Kanunu’nu çıkarmasından sonra Doğu’da Şeyh Said İsyanı patlak verdi. İsyanda Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın rolü olduğu iddia edildi. İsmet İnönü başkanlığındaki hükümet, 5 Haziran 1925’te Bakanlar Kurulu kararıyla tüm muhalif gazete ve partilerle birlikte TPCF’yi de temelli kapattı. Kâzım Karabekir bir yıl sonra Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Cafer Tayyar Eğilmez gibi milli mücadelenin önemli paşaları ile birlikte, 1926’da Mustafa Kemal’e düzenlenen İzmir Suikastiyle ilgili olarak tutuklanıp İstiklal Mahkemesi’nde idamla yargılandı. Mahkeme sonunda Karabekir, beraat etti. Ancak 84 kişilik “muhalifler” listesinin başında yer aldığı için uzun yıllar takip ve gözaltında tutuldu. Atatürk’ün vefatından sonra 26 Ocak 1939’da İstanbul Milletvekili seçildi. 5 Ağustos 1946’da yapılan TBMM başkanlık seçimlerinde Meclis Başkanı seçilen, Kâzım Karabekir; 26 Ocak 1948 yılında kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.
İtibarını Başbuğ iade etmişti
Karabekir için ölümünün 62.yılı olan 26 Ocak 2010’da TSK tarafından “Kazım Karabekir Özel Anma Töreni” düzenlendi. Tören İzmir suikastından bu yana ilk kez Kazım Karabekir’e iadei itibar özelliğini taşıyordu. Timsal Karabekir o günü şu sözlerle anlattı:
“Başbuğ’la son görüşmem anma toplantısında gerçekleşti. Kazım Paşa’nın bundan sonra her yıl anılacağını söylemişti. O günlerde İlker Başbuğ ve bir kısım Türk askeri için ‘Askerler camileri bombalayacaktı’ şeklinde haberler çıkıyordu. Başbuğ, babamdan alıntı yaparak, ‘Vatandaş için yanlış bilgi felaket kaynağıdır. Önce gerçeği araştır, sonra münakaşasını yap. Birincisi irfanına, ikincisi seciyene dayanır’ şeklinde konuştu. İlker Başbuğ’u Öcalan’la aynı kefeye koyup terörist ilan ettiler.”
‘Atatürk’ü ve Karabekir’i siyasete alet etmesinler’
“İstiklal Savaşı’nın olmazsa olmaz iki isminden biri Gazi Mustafa Kemal ve babamdır. Fikirlerimi değiştirmem. Hiç kimse bu iki kahramanı birbirine düşman göstermeye kalkmasın. Onlar vatanı bize emanet etti. Babam, Atatürk’ün karşısına geçip ‘Emrindeyim Paşam’ dedi. Bu cümleyle İstiklal Harbi başladı. Erzurum Kongresi öncesinde Padişah tarafından Atatürk’ün tutuklaması için babama görev tebliğ edildi. Kazım Paşa’nın cevabı ‘Ben Mustafa Kemal’i tutuklamam’ oldu. Babamın İstiklal Mahkemesi’nde yargılanması acı bir olay. Fikir ayrılıkları olabilir. Ancak Atatürk’le düşman olduğu anlamına gelmez. Siyaset çevreleri Mustafa Kemal ve babamı rahat bıraksın.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara