Devlet destekli etnik bir temizliktir Arakan...
Budist yönetim tarafından Müslümanlara karşı yıllardır süre gelen baskı, zulüm, katliam ve her türlü zulme karşı yenik düşmüş bir halk. Bu zulme dünya hala sessizliğini koruyor...
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-15 17:30:42
Dünya’yı etkileyen çiçeğin soh baharı…
Aktivist Daw Aung San Suu demokrasiden 3 ay sonra parlementoda koltuk kazandı ve bir ay sonra da 1991 Nobel Barış Ödülünü almak için Oslo'ya gitti.
Bangladeş sınırı yanındaki Arakan'ın köylerinde Haziran ayında müslüman nüfusa karşı bir katliam başlatıldı. Bu Myanmar'ın demokrasiye geçiş sürecinin çirkin tarafıdır, açmaya çalışan bir çiçeği çürütmek..
Rohingyalılara uygulanan şiddet yeni değil. 1948’te bağımsızlığını ilan ettiğinden beri Budist çoğunluğun olduğu Arakan topraklarında zulüm, işkence ve insanlık dışı muameleye maruz kaldılar. Rohingyalıların atalarının orda yaşamadığı ve 19. yyda İngiliz sömürüsünden geldikleri gerekçesiyle onlar için vatandaş olabilme yolları kapatılmıştır. Şimdi bile askeri kuvvetler güçlerini kaybettikleri için Rohingyalılar için değişim sinyalı yok. Akisne onları dışarı atmak için çabalamaktadır.
Mevcut şiddet Budist bir kadına Mayıs ayı sonunda tecavüz edilmesi ve öldürülmesi iddası ile artış göstermekdetir. Bu Rohingyalılara ve diğer müslümanlara karşı çete saldırılarıyla devam etmiştir. Uluslararası af örgütü ve insan hakları izleme komitesine göre devlet en çok Rohingya bölgesi olmak üzere müslümanları toplu tutuklatmış, binlerce evi harap etmiştir. Bazıları Naf nehri üzerinden komşu Bangladeşe kaçmaya çalışıyor bazılarrıda kaçarken ölüyor.
Birmanyada medya Rohingyalılar için terörist, isyancı, vatan haini itafında bulunmuş ve artan şiddet olaylarını durdurmak için Haziran ayında olağan üstü hal ilan edilmiştir. Fakat herşeye rağmen şiddet devam etmiştir. Ev yakma, erkek genç müslümanları öldürmeye devam etmişlerdir. Rohingyalıları tahliye etmek için sınr güvenlği gücü kullanılmıştır.
Bu mezhep şiddeti değil, Devlet destekli temizlikdir. Bunu tüm dünya duymalıdır.
Haziran ortasında bazı Rohingyalılar Bangladeşteki köylere gittikten sonra, gazetecilere korkunç hikayeler anlattılar. Bir helikopterin ateşi altında geldiklerini ve 6 bottan 3 tanesinin kaybolduğunu söylediler. Bazı çocuklar 4 günlük yolculuk esnasında boğuldular, diğerleride açlıktan öldü. Bangladeşte bazı aileler Myabmar'a sınır dışı edildi. Ailelerinden ayırılan bazı çocuklar sığınmak için köylülerin evlerine doğru gittiler bazılarıda gizlenerek açklıkla yüzleşiyor yahut suç şebekelerine av oluyorlar. Sınır görevlileri botta terkedilmiş ve yeni doğmuş bir bebek buldular ve gerekli tedaviler uygulandıktan sonra geçici süreliğine yerel balıkçıya bıraktılar.
Neden daha önce bu şiddet o kadar duyulmadı?
Çünkü; Myanmar sermaye yatrımları için cazibe haline gelmiştir. ABD, Avrupa Birliği ülkeleri tamamen bu müslüman ülkesi olan Myanmar’la ticari ilşikiler içine girmeyi istemktedir. Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru dış işleri bakanı Hillary Cilinton Mynamar’ı ziyret etmiş ve demokrasileşme yönünde adımların ataılacağı yönünde söz vermiştir. Etnik şiddetin durcağını ve bağların güçlendirileceğini dile getirmiştir.
Rohingyalılar için acı olan vatansız olmaları. Aun San Suu Kyi tüm insanların doğal hakkı olan vatandaşlığı vurgulamalıydı. 5 temmuzda islam işbirliği teşkilatı genel sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu şiddeti durdurma hususunda sesini yükseltmesi için Aun San Suu'yu teşvik etmiştir.
Tabi,bangladeşte daha fazlasını yapabilir. Myanmar ile olan sınırı korumasız,binlerce Rohingyalı geceleyin kürek çekip yüzüyor. Ama yinede bangladeş geçmişte bu mültecilere sığınak olmuştur. Şu anda binlerce Rohingyalı orda yasal olarak ya da yasal olmayan yollardan yaşıyor. yeni bir akımın ezici gücünün korkusunun teşviki olana dek onlara sığınaklık yapma konusunda isteksizdiler. bu korku Anti-Rohingya duygusunu artırdı ve onlara yardım etmeden geri göndermeye çalıştılar. Bazı köylüler evlerinde mülteci bulundurmaktan tutuklanma riskiyle karşılaştıktan sonra hükümet botlarına geri göndermeden önce onlara insani yardım teklif etti. Bangladeş geçmişte yaptığı gibi mültecileri barındırmalıdır.
Dünya dikkatleri Myanmar'a çekmelidir. yüzyıllardır ailelerinin yaşadığı bir toprakta vatansız binlerce insan nehirde yüzerken, kıyılar cesetle yıkanırken demokrasinin gelmesi çokta hoş karşılanamaz.
SON VİDEO HABER
Haber Ara