Önceki gece Hama’nın Tireymse köyünde gerçekleştirilen katliama tepki göstermek için Özgür-Der’in çağrısıyla Fatih Saraçhane Parkında toplanan kalabalık bir grup, Esed-Baas yönetimini lanetledi.
Yaklaşık bir buçuk yıldır devam eden Esed-Baas zulmü sonucu 17 bin’den fazla Suriyeli katledilirken zaman zaman bizzat Esed’in ordusu ve Baas çeteleri tarafından kitlesel katliamlar da icra ediliyor. En son Hama-Tireymse’de gerçekleştirilen katliamda aralarında çocuk ve kadınların da olduğu 305 Suriyeli vahşice katledilmişti.
Özgür-Der’in çağrısına icabet eden birçok İslami kuruluş mensubu ve Suriyeli Müslümanlar; yaşanan katliamların dünya tarafından seyredilmesini de kınadı. Zalim Esed yönetimine olduğu kadar, Baas lobiciliği yapan ve Suriyeli mazlumları yok sayan anlayışları da lanetleyen grup, uluslararası kuruluşların oyalama taktiklerine de dikkat çekti.
SURİYE’DEKİ VAHŞETE SESSİZ KALMAK CİNAYETTİR, SUÇTUR!
“Mazlum Suriye Halkının Kendini Savunma Hakkını Engelleyenler Baas Çetesinin Suç Ortaklarıdır!” “Katil Baas Ordusuna Karşı Yaşasın Suriye Halkının Özgür Ordusu”, “Suriye’de Vahşet Sürüyor, Sessiz Kalmak Suç Ortaklığıdır, Katliamı Durdurun!” yazılı pankartların taşındığı protesto eyleminde “Baas Çetesinin Yerli Sözcüleri Tireymse Katliamını Örtmek İçin de Görev Başına!” “Baas Katlediyor, Dünya Seyrediyor; Katillere Lanet, Susanlara Yazıklar Olsun!” “Esed Çetesi ve Destekçileri Döktükleri Kanda Boğulacaklar!” “Esed Canavarını Durdurun!” “Stop The Massacre Of Syria! (Suriye'de Katliamı Durdurun!” “Lets Syria People Defend Themselves! (Suriye Halkına Kendini Savunma Hakkı Verilsin!” “Allah’ın Yardımıyla Zafer Yakındır!” “Suriye'ye Özgürlük Direnişle Gelecek!” “Arakan da Budist Suriye de Baas Çetesinin Zulmüne Son!” yazılı dövizler açtılar.
KAYIPLARIN AKIBETİ BELLİ DEĞİL!
İHH Yönetim Kurulu Üyesi Osman Atalay eylemde yaptığı konuşmada 16 aydır Suriye’de süren katliamın yanında kaybolan on binlerce insanın da gündem olması gerektiğini ifade etti. Uluslar arası camianın hızlı bir şekilde katliamı engelleyici uygulamalara girişmesi gerektiğini söyleyen Atalay, “Bugün katliam dediğimiz bu duruma gün Bosna’da olduğu gibi ilerleyen yıllarda soykırım denecek” dedi.
ONURSUZLUĞA RAZI OLMADIĞIMIZ İÇİN BURADAYIZ!
Eylemde bir konuşma yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, yanı başımızda yaşanan vahşeti kanıksamadığımızı, zalimi lanetlemekten vazgeçmediğimizi, kardeşlerimizin acısını hissettiğimizi ilan etmek için toplandıklarını söyledi: “İnsanlığımızı yitirmediğimizi; gördüklerimiz, duyduklarımız, şahit olduklarımız karşısında hiçbir şey olmamış gibi davranma ayıbına, onursuzluğuna razı olmadığımızı haykırmak için buradayız.”
Rıdvan Kaya, sadece zalim Beşşar Esed çetesinden değil, içerdeki ve dışarıdaki destekçilerinden, işbirlikçilerinden, gazeteci kılıklı ajanlarından, akademisyen maskeli görevlilerinden, sarıklı, cübbeli, fetvacılarından beri olduklarını ilan etti. Aynı zamanda mustazaflığı bir zillet, bir teslimiyet bahanesi olarak görmeyen ve dişiyle, tırnağıyla direnen kahraman Suriye halkının mücadelesini selamladı.
DİRENİŞ HAKKINI ENGELLEYEMEZSİNİZ!
Katil Esed çetesi ve onun askerleri, şebbihaları için bu aşamada söylenecek bir şeyin olmadığını, bu vahşi yaratıklar için için sadece Rabbimizin azabının derhal gelmesini dilediklerini belirten Kaya, daha çok Suriye’de olan bitenden ötürü kaygı duyduğunu açıklayan, üzüntü bildiren, kınayanların durumu üzerinde durdu: “Nasıl oluyor da hala şaşkınlık ifadeleri serdedebiliyor, şaşırabiliyorsunuz? Nedir bu yapmacık tavırlar? Ne bekliyordunuz?”
Kofi Annan, BM, İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği ve Türkiye’ye seslenen Rıdvan Kaya, “Kan üzerine kurulmuş bir katil rejimin iktidarını sürdürmek için katliamlar gerçekleştirmesine şaşırıyor musunuz? Bilin ki, bu katil sürüsü daha çok katliam yapacak ve sizler de daha çok kınama bildirileri yayınlamak durumunda kalacaksınız! Artık bu saçma, anlamsız işleri terk edin! Türlü gerekçelerle Suriye halkının kendisini koruma hakkını engellemekten vazgeçin! Suriye halkı sizden asker talep etmiyor, gelip kendisi için savaşmanızı istemiyor. Sizden sadece kendisini savunabilmek için silah talep ediyor. Bu haklı, meşru, onurlu talebi desteklemek Müslümanlar için İslami bir görev ve tüm insanlık için insani bir sorumluluktur.” dedi.
RAMAZAN, SURİYELİ KARDEŞLERİMİZLE DAYANIŞMAK İÇİN BİR İMKÂN
Rıdvan Kaya, konuşmasını yaklaşan Ramazan ayına ayırarak bitirdi: “Ramazan ayını Suriyeli kardeşlerimizle dayanışmamızı geliştirme, sahip olduğumuz her imkân ve araçla direnişi destekleme çabalarımızı arttırmaya bir vesile kılalım inşallah. Ümmet dayanışması adına ortaya koyacağımız eylemlilikler Ramazan boyunca artırdığımız ibadetlerimiz arasında yer alsın inşallah! Ve bir ibadet bilinciyle kardeşlerimizin acısına ve mücadelesine destek olma çabalarımızı sürdürelim.
Rabbimiz başta Hama-Tiremse’de katledilen kardeşlerimiz olmak üzere bütün mazlum Suriyeli kardeşlerimizi, mücahitlerimizi cennetine yükseltsin; ailelerine sabırlar versin ve bizlere ve tüm insanlara da sorumluluklarımızı ifa edecek bir bilinç, kararlılık ve kardeşlik şuuru nasip etsin!”
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN....
BU ALÇAKÇA KATLİAMIN ARKASINDA HİÇ KİMSE DURAMAZ!
Daha sonra söz alan Araştırma Kültür Vakfı Başkanı Şemsettin Özdemir yaptığı konuşmada Beşşar Esed’in yaptığı zulmün neredeyse İsrail’e rahmet okutacak düzeye geldiğini söyledi. Özdemir, Suriye’de yapılan zulümlerin İsrail tarafından dahi yapılmadığını ifade etti. Ortadoğu İntifadası sürecinin önünde hiçbir gücün duramayacağını söyleyen Şemsettin Özdemir, bütün diktatörlüklerin yıkılacağını belirtti.
Özdemir, Suriye’deki zulmü destekleyen yaklaşımın İslam ve Müslümanlık adına büyük bir utanç olduğunu, hiçbir stratejik gerekçe ve maslahatın Baas zulmünün arkasında durmayı meşrulaştırmayacağını, hiçbir izah ve İslami yorumun buna haklılık payı çıkaramayacağını söyledi. Rejimin arkasında duranların konumlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirten Özdemir, diktatörlüğü destekleyenlerin kıyamet günü hesap veremeyeceğini ifade etti.
DİRENENLERİN YANINDA OLACAĞIZ!
Ardından söz alan AKDAV Yönetim Kurulu Üyesi Davut Güler yaptığı konuşmada cihad etmenin ve cihada destek olmanın gerekliliğini belirten ayetleri aktararak Suriye’de direnen insanlara destek verilmesinin gerekliliği üzerinde durdu. Suriyeli kardeşlerimizin bedenlerini kurşunların önüne atarak imtihan verdiklerini ve Türkiyeli Müslümanların da direnişe destek vererek, eylem yaparak imtihan verdiğini söyledi. Bu imtihanın bütün Müslümanlar açısından hayatlarının son anına kadar sürmesi gerektiğini belirten Güler “aslolan zafer değil, mücadele etmektir” dedi.
Suriye halkının kendini savunma hakkının kendilerine teslim edilmesi gerektiğini söyleyen Güler direnen halkların yanında her zaman duracaklarını belirtti. Suriyeli Müslümanların şanlı direnişinin saygıyla selamlanması gerektiğini belirterek, direnişe desteğin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Ölmek Var Dönmek Yok!
Suriye Ulusal Konsey Üyesi Mustafa Hamidoğlu konuşmasında Suriye halkının daha ilk eylemler yapıldığında noktayı ‘ölmek var dönmek yok’ diyerek koyduğunu ifade etti ve halkın bu kararlı duruşunun inşallah bu Ramazan ayında bir sonuç vereceğine inandığını söyledi.
Suriye’de Akan Kanlar Tüm Müslümanlar İçin Akmıştır
FİDDER Başkanı Muhammed Emin yaptığı konuşmada Suriye direnişinin yerel bir direniş olmadığını tüm ümmeti ilgilendirdiğini ifade etti. Beşşar Esed’in İsrail karşıtlığının bir palavra olduğunu söyleyen Emin Suriye ve tüm Müslüman ülkelerin bir an önce özgürlüğe kavuşmasını Allah’tan niyaz ederek konuşmasını bitirdi.
Konuşmaların ardından Suriyeli muhaliflerin şarkısı “Yalla İrhal Ya Beşşar”ı söyleyen Grup Yürüyüş’e topluluk da hep bir ağızdan eşlik etti. Eylemde ayrıca Baas saldırılarında uzuvlarını yitirmiş iki Suriyeli de ezgilere katıldı.
Eylem boyunca tekbirler getiren topluluk sık sık şu sloganları attı: “Baas Lobisi Hesap Verecek!”, “Kahrolsun Baas, Kahrolsun İşbirlikçiler!”, “Katil Rusya Suriye'den Defol!”, “Yaşasın Halkın Özgür Ordusu!”, “Lebbeyk Lebbeyk Ya Allah”, “Yaşasın Suriye İntifadası!”, “Diktatörler Yenilecek, İslami Direniş Kazanacak!”, “Baas'ın Korkusu Hür Suriye Ordusu”, “Özgür Orduya Selam, Direnişe Devam!” (HaksözHaber - Fotoğraflar: Büşra Bulut-Kenan Erduran)
