TSK'nın gücüne güç kattılar
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (NANOTAM) işbirliğiyle üç yıldır yürüttüğü, Türkiye'nin savunma sanayinde gücüne güç katacak proje, nanoteknolojiyle tamamen yerli imkanlarla geliştirildi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-11 12:27:56
Bilkent Üniversitesi araştırmacıları, yakın zamana kadar geleceğin teknolojisi ve hayal olarak gösterilen nanoteknolojiyi Türk savunma sanayisi uygulamalarında kullandı ve dünyada ilk olma özelliği taşıyan çok başarılı sonuçlar elde etti.
NANOAYGIT Proje Direktörü ve NANOTAM Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, proje ile ortaya çıkan kazanımlarla Türkiye'de nanoteknoloji konusunda savunma sanayisinin pek çok ihtiyacına yönelik önemli bir altyapı ve bilgi birikiminin kazanıldığını ifade etti.
''Nanoteknoloji hayaldi, gerçek oldu''
Özbay, yakın zamana kadar nanoteknolojinin temel Ar-Ge olarak ele alındığını ve uygulamaya girmesinin uzun yıllar süreceği varsayıldığı için sadece hayal olarak görüldüğünü belirterek, projenin tamamlanmasıyla nanoteknolojin TSK için artık ''gerçek oldu'' noktasına geldiğini vurguladı.
Projede kullanılan nanomalzemelerin Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından yürütülen projeler kapsamında temin edilen MOCVD sisteminde üretildiğini ifade eden Prof. Dr. Özbay, MSB-ArGe, SSM, TÜBİTAK, ASELSAN ve DPT tarafından desteklenen projelerle kurulan altyapı sayesinde bu başarıyı elde edebildiklerini belirtti.
Geliştirilen nanoteknoloji ile çok uzağı görebilen kameralar gelecek
Prof. Dr. Ekmel Özbay, NANOAYGIT Projesi kapsamında 4 ayrı konuda çalışma yapıldığını bildirdi.
İlk olarak nano ışık kaynakları ve nano fotodedektörlerin tasarlandığını, üretiminin gerçekleştirildiğini belirten Özbay, ''Morötesi dalga boylarında dünyada ilk kez gerçekleştirilen bu çalışmalar, TSK'nın günümüzde kullanılan elektrooptik sistemlerine; boyut, ağırlık ve güç tüketimi açısından önemli bir avantaj getiriyor'' dedi.
Nanofotonik olarak da isimlendirilen bu yeni teknolojilerin özellikle füze ikaz ve gece görüş sistemlerinde çok daha hassas ve uzaktan görüntüleme elde edilmesinde kullanılacağını kaydeden Özbay, şu bilgileri verdi:
''Geliştirilen teknolojiyle çok hassas dedektör yapmak mümkün hale geldi. Böylece füze ikaz sistemlerinin ve bu nanoteknolojinin uygulanacağı termal kameraların görüş mesafesi mevcut teknolojilerden çok daha uzağa taşınabilecek. Çalışmamızda mevcut dedektör teknolojisinin özelliklerini 10 kat arttırdık. Böylece savunma amaçlı kameralar artık daha uzağı görebilecekler'' dedi.
Kimyasal tehdit anında anlaşılacak
Proje kapsamındaki ikinci çalışmada biyolojik ve kimyasal ajanlara duyarlı nanobiyosensörler ve kimyasal nanosensörler geliştirildiğini duyuran Özbay, ''Nano boyutları sayesinde morötesi dalga boylarında çalışan ve dünyada ilk kez yapılan bu nanosensörlerin yüksek hassasiyete sahip oldukları gösterildi. Farklı biyolojik ajanlara duyarlı nanosensörlerin aynı tabanda üretilmesi ile algılama süresinde 20 kat ve üzerinde iyileştirilme sağlandı'' dedi.
Özbay, bu malzemenin tıpta çeşitli tahlillerin yapılmasında da kullanılabileceğini, bu tahlillerin hassasiyetinin de 10 kat artabileceğini söyledi.
''Uydudan, cep telefonuna, jammerdan radarlara kadar yeni teknolojiler geliyor''
Özbay, NANOYGIT Projesi'nde yapılan bir diğer çalışmada yüksek güçlü radyo frekans (RF) sistemlerinde kullanılacak galyum nitrit temelli nanotransistörler geliştirildiğini bildirdi.
Dünyada hızlı bir gelişme aşamasında olan ve milli olarak geliştirilen bu teknolojiyi hem sivil hem askeri birçok alanda kullanma imkanının bulunduğunu anlatan Özbay, uydu aktarıcıları, radarlar ve yeni nesil cep telefonu sistemlerinde kullanılacak bu teknoloji sayesinde Türkiye'nin iletişim alanındaki kritik RF entegre devre ihtiyacının karşılanacağını belirtti.
Bu malzemeyle uzaydaki yüksek radyasyona dayanıklı ve benzer maddelere göre 100 kat daha dirençli nanoteknoloji tabanlı malzeme geliştirdiklerini kaydeden Özbay, uzayda kullanılacak olan elektronik devrelerin Bilkent'de üretildiğini ifade etti.
Uzaktan kumandalı bombaları etkisiz hale getirmenin yolunun frekans karıştırıcı (jammer) teknolojisi olduğunu anımsatan Özbay, geliştirdikleri bu teknolojiyle Türkiye'de çok daha yüksek güçlerde çalışabilen yeni nesil jammer sistemleri üretmeyi planladıklarını açıkladı.
Bilişim ve iletişimde de yenilikler geliyor
Prof. Dr. Ekmel Özbay, projede son olarak karbon temelli nanotransistörlerin geliştirildiğini belirtti. 2010 yılında Nobel ödülü verilen ''grafen'' isimli bu yeni nanomalzeme ile çok yüksek frekanslarda çalışan nanotransistörler ve entegre devrelerin Türkiye'de ilk kez üretildiğini ifade eden Özbay, ''Bilgisayarlarda kullanılan silikon temelli transistörlerin yerini alması beklenen grafen temelli nanotransistörlerin hem bilişim hem de iletişim alanında pek çok sivil ve askeri alanda kullanılması hedefleniyor'' ifadelerini kullandı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara