Suriye’nin düşürdüğü Türk jetiyle ilgili araştırma sürerken, üst düzey bir Amerikan Dışişleri yetkilisi, müttefik olarak Türkiye’yi desteklediklerini söyleyerek, şöyle konuştu: “Amerikan Yönetimi’nde görev alan ve bilmesi gereken kişiler detayları biliyor. Ancak biz, tartışılan konularda hiçbir detayı açıklamayacağız.”
Tolga TANIŞ'ın haberi
Tolga TANIŞ'ın haberi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye’nin düşürdüğü Türk jetiyle ilgili Türkiye’nin müttefiklerine ellerindeki tüm bilgileri açıklamaları yönünde çağrı yaparken, üst düzey bir Amerikan Dışişleri yetkilisi Washington’da Hürriyet’e konuştu. Olayın detaylarının ABD Yönetimi’nde ‘bilmesi gereken kişiler’ tarafından bilindiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
Detayları biliyoruz
Bizim şimdiye kadar vurulan Türk jetiyle ilgili yaptığımız açıklamalar, Türkiye’nin pozisyonuyla çelişmiyor. Ortada sadece Wall Street Journal’ın yayınladığı ve Pentagon’dan bir yetkiliye dayandırdığı haber var. O açıklamayı yapanın da neden yaptığını bilmiyorum. Elbette bu olayın detaylarının neler olduğunu Amerikan Yönetimi’nde görev alan ve bilmesi gereken kişiler biliyor. Ama şu anda Türkiye’de tartışma konusu olan hiçbir detayın bizim için kesinlikle hiçbir önemi yok.
Sonuçta uçak vuruldu
Uçak uluslararası sularda mı, Suriye karasularında mı vuruldu? Füzeyle mi vuruldu, uçaksavar ateşiyle mi ne fark eder. Sonuçta bizim için müttefiğimizin bir uçağının vurulmuş olması önemli. Türkiye, bu konuda ne kadar çok yüksek sesle konuşursa o kadar inandırıcı olacağını düşündü. Sanırım o yüzden Başbakan’a açıklama yaptırdılar. Bu tıpkı İngilizce bilmeyen birine bağırarak konuşan Amerikalıların durumuna benziyor. Ancak biz, bu tartışılan konularda hiçbir detayı açıklamayacağız.
Yüzde 90 aynıyız
Bizim için önemli olan Suriye’de devam eden krizin aşılması. Bu konuda Türkiye ile yüzde 90 aynı düşünüyoruz. Neden yüzde 100 değil? Çünkü ben hiçbir zaman ülke ilişkilerinde ‘Yüzde 100 aynıyız’ demeyi sevmem. Mutlaka bazı farklılıklar olur. Türkiye ile yüzde 10 farklılık için de sanırım Türkiye’nin Suriye’de daha müdahaleci bir tavır içinde olmasını sayabilirim.
NATO’da da karşılar
NATO’da da üyeler Suriye’de askeri bir müdahale yaşanmasını istemiyorlar. NATO Genel Sekreteri’nin açıklamalarında da bunu görebilirsiniz. Sadece ABD değil, başka NATO üyelerinin de bu konuda çok açık bir politika izlediklerini söyleyebilirim. Teker teker ülke ismi vermek istemiyorum. Ama müdahale konusunda çekincesi olanın sadece ABD olmadığını bilmelisiniz.
Davutoğlu’nun bilançosu
Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Bakan Ahmet Davutoğlu arasındaki iletişim halen çok güçlü. Her konuda sürekli görüşüyorlar. Ahmet Davutoğlu ile ilgili geçen yıla göre Washington’da bir algı değişmesi olduğunu sanmıyorum. Ancak Davutoğlu için bir bilanço yaparsak, bir tarafta olumlu taraflar var, diğer tarafta olumsuz taraflar. Kürecik’e konuşlandırılan radar ve Suriye, bilançonun olumlu tarafındakiler. Olumsuz tarafında ise Mavi Marmara Olayı ve Kıbrıs’ın başkanlığı sırasında Türkiye’nin AB’nin dönem başkanlığı ile ilişkileri dondurma kararı var. Türkiye’nin Kıbrıs konusunda bu aşamaya nereden geldiğini anlıyoruz. Ancak bu karar bize saçma geliyor.
Obama aramıyor
Suriye krizi ve düşürülen Türk uçağı olayında bir diğer soru, Başkan Obama’nın, Başbakan Erdoğan’ı neden aramadığı meselesi. Geçen sene Obama ile Erdoğan arasında tam 13 kez telefon konuşması gerçekleşmişken, iki liderin en son ne zaman telefonda görüştüklerini Hürriyet, Beyaz Saray’a sordu. Beyaz Saray da, son tarihi 13 Ocak 2012 olarak teyit etti. Üst düzey Amerikan Dışişleri yetkilisi, görüşmelerin neden seyrekleştiği ve Obama’nın vurulan uçak olayı sonrası Erdoğan’ı neden aramadığına şöyle yanıt verdi: “Bu tamamen Beyaz Saray’ın kendi içinde yaptığı değerlendirmelerin sonucu.
Ancak ‘Uçak düştükten sonra Obama neden aramadı’ diye soruyorsanız, hikâyenizi buldunuz demektir (gülüyor). Eminim bunda birçok etken vardır. Bu konuda net bir yorum yapamam.”
Üst düzey yetkili, Obama ve Erdoğan’ın sene başından beri Güney Kore ve Meksika’daki uluslararası zirvelerde iki kez bir araya gelmiş olmalarına rağmen, daha yakından ve koordineli bir işbirliğine işaret eden telefon görüşmelerinin kesilmesinde Türkiye’nin Suriye’de müdahale yanlısı bir tutum sergilemesinin etkili olup olmadığı konusunda ise şu yanıtı verdi:
“Bizim Suriye’de bir müdahaleyi desteklemediğimiz çok açık. Ama sebep doğrudan bu diyemeyiz. Unutmayın bu sene Amerika’da seçim yılı. Ve seçimlerde konu dış politika olunca, Amerikan seçmeni için tek önemli mesele İsrail’in güvenliği olur. İlişkilerin seyrinde bana kalırsa bunu dikkate almak gerekir.”
HÜRRİYET