Ebu Salah: “Vaatler var ama ortada yardım yok”
Humus'taki devrim konseyinin sözcüsü Halid Ebu Salah, Suriye halkının mesajını Türkiye ve dünyaya duyurmak için buradaydı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-10 14:14:59
Halid Ebu Salah’tan bahsediyoruz. Humus Devrim Konseyi Sözcüsü olan bu kardeşimiz geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelmişti.
Devrimin ilk günlerinden itibaren gerek basın aracılığıyla gerekse uluslararası toplantı ve konferanslara katılarak, devrimin sözcülüğünü yapan Halid Ebu Salah, Suriye konusunda çalışmalar yürüten pek çok siyasiyle de bir araya gelerek yaşananları kendilerine anlatmış. Son olarak “Suriye Halkının Dostları” toplantısına iştirak ederek kendilerinin dış müdahale değil, uçuşa yasak bölge ilanı ve muhaliflere dönük silah ambargosunun kaldırılmasını istediklerini söylemişti.
Ebu Salah, dışarıdan askerî bir gücün Suriye’ye girip “güvenli bölge” oluşturması taleplerinin de olmadığını; zaten kendilerinin bu bölgeleri oluşturduklarını, ancak silah ambargosuna maruz kaldıkları için direniş araçlarından yoksun olduklarını ifade etmişti. (Haksöz)
AA’ya Konuştu
Suriye'de yaşanan çatışmalarla ilgili Anadolu Ajansı (AA) muhabirleri Abdurrahman Şerif ve Ömer Erdem’in sorularını cevaplayan Halid Ebu Salah, “Suriye'de tam bir insanlık dramı yaşanıyor, Esed rejiminin ağır silahlarla halka uyguladığı zulüm ve baskıya karşı muhalifler hafif silahlarla kendilerini savunmak zorunda kalıyor. Suriye halkının acılarını, sıkıntılarını, devrimin mesajını dünyaya duyurmak, özellikle de kardeş Türkiye halkının Suriye'deki gerçekleri bilmesi adına burada bulunuyorum.” dedi.
“Suriye Halkı Rusya, Çin ve İran'ı Asla Affetmeyecek!”
Ebu Salah, “Suriye halkı güçlü bir iradeye sahip ve ben Suriye halkının gerçek sesini dünyaya duyurmak istiyorum. Suriye halkı yanında yer alanları asla unutmayacak, yine Suriye halkı Esed rejimini destekleyen ve kendisine muhalif olan, siyasi, ekonomik, askeri alanlarda rejimi destekleyen Rusya, Çin ve İran gibi devletleri de asla affetmeyecek ve yaptıklarından dolayı onları hesaba çekecektir. Dolayısıyla biz onları düşmanlarımız olarak addediyoruz.” diye konuştu.
“Humus'u Bir Stalingrad Gibi Görüyorum!”
Humus'ta bir insanlık dramı yaşandığını ifade eden Ebu Salah, “Humus'u bir Kosova bir Stalingrad gibi görüyorum, kentin demografik yapısını değiştirmek adına rejim tarafından uygulanan göç ettirme sorunu ile karşı karşıyayız.” şeklinde konuştu.
Yaklaşık 2 milyon nüfusa sahip Humus ve çevresinde 800 ailenin muhasara altında olduğunu öne süren Ebu Salah, şunları söyledi:
“Birçok aile Suriye'nin farklı bölgelerine ya da ülke dışına göç etmek zorunda bırakıldı. Humus'taki eski şehir, Halidiye, Karabis ve Kusur bölgelerinde ciddi insanlık krizi yaşanıyor. Bu bölgeler şiddetli kuşatma altında tutuluyor. Hiçbir tıbbi ve insani yardım ulaştırılmasına izin verilmeyen bölgede rejime bağlı birlikler tarafından halka psikolojik baskı uygulanıyor.”
“Vaatler Var Ama Ortada Yardım Yok”
Şu ana kadar Beşşar Esed rejimini yıkmak ve Suriye halkının acılarını dindirmek adına gerçek manada uluslararası bir iradenin tahakkuk etmediğini belirten Ebu Salah şöyle konuştu:
“Sadece verilmiş vaatler var ancak ortada gözle görülür bir yardım yok. Dünyadaki tüm muhalif akımlar halklarının devrimine destek olurlar ancak Suriye'deki muhalefet bunun dışında. Suriyeli muhalifler henüz devrim uğruna canlarını feda eden gençlerin seviyesine ulaşamadı. Düzenlenen konferanslardan bir sonuç çıkmıyor ancak katılmadan da edemiyoruz.”
Ebu Salah, yurt dışındaki Suriye muhalefetinin 40 yıldır hala bir toparlanma sürecinde olduğunu, ortak bir noktada buluşmasının oldukça zor göründüğünü belirterek, muhalefeti tek çatı altında birleştirecek uluslararası bir iradenin mevcut olmadığını söyledi.
Ebu Salah, “Kofi Annan, Suriye'de uyguladıkları planın başarısız olduğunu açıkladı. Aslında sorunların çözümüne dair hiçbir şey sunmuş da değil. Birleşmiş Milletler Suriye'deki krizi önlemek için bir mekanizmaya sahip değil. BM Genel Sekreteri Ban ki-Mun'un açıklamaları Suriye'de çatışan tarafları aynı kefeye koymaktır.” dedi.
Humus'ta Son Durum
“Birçok Yerin Kontrolü Devrimcilerin Elinde”
Humus'taki son gelişmeleri de değerlendiren Ebu Salah, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Humus'ta rejime bağlı askerler bazı mahalleleri kontrol altına aldı ama büyük mahalleleri devrimciler kontrol ediyor. Telbise, Rastan, Zaferan ve İzzeddin köylerine de devrimciler hakim. Güney kırsallarda ve Lübnan'a sınır kırsallardan 'el-Kısayr' köyü ve çevre köyler de Özgür Suriye Ordusu'nun kontrolü altında. Devrimcilerin kontrolünde olan bölgeler rejim askerlerininkinden daha fazla... Sadece Humus'ta değil, Suriye'deki birçok bölgede durum böyle. Örneğin Deyr ez-Zor şu anda yüzde 90 devrimcilerin kontrolünde. Der’a ve köyleri bunun yanında Şam kırsalı da aynı şekilde. İdlib yüzde 95, Hama yüzde 30, Hama kırsalı ise tamamen devrimcilerin elinde. Yani devrimciler şu an Suriye'yi yüzde 70-80 oranında kontrol altında tutuyor. Rejim diğer bölgeleri Şebbiha milisleri sayesinde elinde tutuyor ama onlar ayrıldığında kontrolü kaybediyor.”
Suriye'nin gerçekleştirdiği tatbikatla ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Ebu Salah, “askeri bir tatbikattan çok, medyatik bir tatbikat” değerlendirmesini yaptı.
“Özellikle General Menaf Talas'ın ayrılışı, kendisini bir bütün olarak göstermeye çalışan yönetime büyük bir darbe olmuştur.” diyen Ebu Salah, Esed rejiminin Türkiye jetini düşürmesini, muhtemel Suriye müdahalesine karşı Türkiye'ye bir mesaj verme ve bölgede bir kaos yaratma çabası olarak değerlendirdi.
Salah, “Bu şekilde Esed rejimi, Suriye ile uluslararası güçler arasındaki muhtemel bir savaşı bölgesel bir savaşa dönüştürmeyi amaçlıyor. Bu mesajları çok açık bir şekilde okuyabiliyoruz ve Esed rejimi bazı kararlar alırken müttefiklerine danışmadan karar almaya korkmaktadır.” dedi.
Suriye ve Türkiye halkları arasında güçlü tarihi bağlar bulunduğunu söyleyen Ebu Salah, Türkiye'ye Suriye'deki muhalefete olan desteğinden ötürü teşekkür ederek, Suriye muhalefetine daha büyük bir destek beklediklerini dile getirdi.
***
Halid Ebu Salah'ın yaralandıktan sonraki demeci:
SON VİDEO HABER
Haber Ara